Dependent; taekook

34/ Yakında gideceğiz.

-M-

"Hayır Jungkook, onu içmeyeceksin"

Bilmem kaçıncı kez duyduğum cümle karşısında derin bir nefes alıp elimdeki kaliteli içkiye üzgün bir bakış atıp masaya geri bırakmıştım.

"Mutlu oldun mu?" Dediğimde başını sallamış ve gülmüştü. Gözlerimi devirerek rahatsız koltuğa yayıldığımda Taehyung yerinden kalkıp birleştirdiğim kollarımı ayırıp ellerimizi birleştirmişti. Gülüşü sırıtmaya dönerken elimi bırakmadan arkasını dönmüş ve kucağıma oturmuştu. Ellerimi beline dolamamı sağladıktan sonra bana yaslanarak ellerimle oynamaya başlamıştı. Dudaklarımı ensesine bastırdığımda huylanarak titremişti ve bu biraz zora sokan bir durum olmuştu benim için.

"Rahat dur" demiştim gülerek. "Oynama benimle. Zararlı çıkan sen olursun"

"Ne zararı ya? Ya hem beni sevsene biraz? Senden uzak kaldım kaç gündür. Fark etmedin bile" diyerek başını bana çevirdiğinde büzdüğü dudaklarına minik öpücükler bırakmıştım.

"Sevgilimi ilgisiz mi bıraktım ben?" Diyerek karnındaki ellerimi hareket ettirip gülümsemiştim. "Bana dön de biraz seveyim seni" dediğimde gülmesini bastırmaya çalışarak bana dönmüştü. Bacaklarını arkamda birleştirdiğinde ellerimi kalçasına yerleştirmiştim. Beklemeden dudaklarımızı birleştirdiğimde elini saçlarıma daldırmıştı.

Alt dudağını dudaklarımın arasına alıp nazikçe öpmeye devam ettiğimde dilini dişlerime sürtüp ağzıma yollamıştı. Üstünlük kurmaya çalıştığı belliydi. Gülmemeye çalışarak ona izin verdiğimde ensemdeki elini sıkılaştırmıştı. Dillerimizi buluşturup kavgaya sokarken birden kendini bana itmesiyle birlikte inlemiştim. İstediğini almışcasına gülüp dilini dudaklarımda gezdirmişti. Alt dudağımı esir alıp ısırdıktan sonra nefessiz kaldığımız için geri çekilmişti. Ama çok da geri çekilmiş sayılmazdı. Nefeslerimiz birbirine karışırken gözlerimi aralamış ve tamamen geri çekilerek arkama yaslanmıştım. Göğsüm hızla inip kalkarken onun da benden bir farkı yoktu. Birden cebimdeki telefon titrediğinde Taehyung irkilerek alt dudağını ısırmıştı. Bu beni güldürürken görüntüsü karşısında sakin kalmaya çalışıyordum. Telefonu cebimden çıkartıp baktığımda mesajın Jaebumdan geldiğini görmüştüm.

Gelen: Jaebum
Bitti.

Tek kelime içimi rahatlatırken tuş kilidini kapatıp telefonu koltuğa bırakmış ve kollarımı beline sararak onu sıkıca tutmuştum. Ayağa kalkacağımı anladığında boynuma sarılıp bacaklarını sıkıca belime sarmıştı. Kalkıp odamıza yöneldiğimde Taehyung boynuma öpücükler bırakıyordu. Onu yatağa yatırdıktan sonra hemen üzerindekinden kurtulmuş ve bacaklarının arasındaki yerimi almıştım. Tekrar dudaklarımızı birleştirecektim ki omuzlarımdan tutarak bunu engellemişti.

"Ödülümü ve adalet isterim" diyerek kıyafetime baktığında gülerek çıkartmıştım hemen. Beni üzerine çekip dudaklarımızı birleştirdiğinde öpüşmemizin hızı artmıştı ve daha derindi. Islak öpüşmemiz gittikçe derinleşirken Taehyungun mırıldanmaları, bir taraflarım için pek uygun değildi. Parmaklarını omuzlarımda dolaştırıyor ve saçlarıma daldırıp sertçe çekiştiriyordu. Bu beni tahrik etmeye yetiyordu zaten.

Dudaklarımızı ayırıp boynuna gömüldüğümde aldığı derin nefesler yüzünden hızla inip kalkan göğsü bana fazlasıyla çekici gelmişti. Bir nokta seçerek emmeye başladığımda kısık sesle inlemiş ve saçlarımı kavrayarak başımı iyice boynuna bastırmıştı. Ciğerlerime inen oksijene karışan şey onun kokusu olduğu için itiraz etmemiştim bile.

Morarttığıma emin olduktan sonra ıslak öpücüklerimi boynundan göğsüne indirmiştim. Hayali göğüs çizgisi boyunca dilimi bedeninde gezdirirken öpücüklerimi bırakmayı da unutmamıştım. Sol göğüs ucunu dudaklarımın arasına aldığımda boğuk ve yüksek bir sesle inlemişti. Dilimi ustaca kullanıp onu altımda kıvrandırdığımda inlemelerini kulaklarıma sunarak büyük sevap işliyordu.