7

10.6K 560 248
                                    

Canım sıkıldığı icin okul whatsapp grubuna girip konusmalara baktım. Öğle arası olduğu icin herkesin elinde telefon oluyordu. Anlamını bilmediğim bir şekilde gruplarda bende vardım ve hiç konusmıyordum. Hatta mesajlara görüldü bile atmazdım.

Whatsapa girdiğimde üç yüz elli bin mesaj vardı. Tuhaf karsılamamıstım.
Azdı bile. Ondan fazla grup vardı ve her grupta en az günde bin mesaj falan geliyordu.

Tüm üçüncü senelerin olduğu gruba girdim. Direk en alta indim.

(İsimler yok öylesine harf kullanacağım.)

S:Ya bugün tuvalette öldürülen kız geldi yine aklıma bir kötü oldum.

D:Çişim geldi ama sırf müdür duyuru yaptı diye sınıftan bile cıkamıyorum.

G:Bence senin çişinden daha önemli bir konu var burada.

H:Aramızda bir katil var ve her an bize de bir şey olabilir.

S:Acaba ailemiz öğrenmiş midir? 

Ben:Durum ne?  Ne katili? 

H:Oha eul ji sen var mıydın bu grupta ya.

C:Bugün kızlar tuvaletinde bir kız bıçaklanarak öldürülmüş.

Ben:Ciddi misin?  Şuan durum ne?

F:Müdür dersin ortasında duyuru yaptı sınıflardan cıkmayın yemekler önünüze gelecek diye.

G:Bahçeye giren ambulans ve polisler falan gördüm.

L:Bence okul tatil edilicek.

A:Büyük ihtimal aileler çocuklarını almaya başlarlar bile haberi aldıkları gibi.

K:Arkadaşlar!

E:Noldu?

K:Kız kan kaybından ölmüş. Damarlarında neredeyse hiç kan yokmuş.

S:Mümkün değil ben en öndeyim. Tamam yerde de kan vardı ama damarlarında kan kalmıycak kadar değil.

K:Zaten duyduklarıma göre o yerdeki kan kıza aitse ölmesi mümkün değilmiş. O basit bir burun kanamasında bile akabilen bir kanmıs

B:Belkl başka sebepten dolayı ölmüştür.

K:Aptal kız bıcaklanmıs üstündeki deliği bile gördüm. O kadar az kan akması tuhaf gelmişti zaten.

G:Normalde vampirlere falan inanmazdım. Hatta bir kac hafta önce yine böyle bir olay duymuştum ama bu sefer nedense durum normal değilmiş gibi geliyor.

H:Ben vampirlere inanıyorum.

A:Saçmalık! O zaman mezardan hortlayan zombiler falan da vardır şimdi.

C:Ya neden sadece insanlarla sınırlısınız ki?  Başka canlılarda olabilir.

S:Aslında bana da sacma geliyordu ama biraz arastırma yaptığımda kanlı yemin antlaşması yapmışlar insanlarla vampirler coook uzun yıllar önce.

G:Bunu bende duydum hatta kurala ölmeyen vampirler hançer cezası yani ölüm cezası alıyormuş.

Ben:Sacmalamaya başladınız. Ölen bir kız var ve siz olmayan yaratıklar hakkında tartısıyorsunuz. Gülünçsunuz.

A:Kesinlikle Eul ji'ye katılıyorum diyip çevrimdışı oldu.

R: Sıradaki kim acaba?

Daha fazla okuma gereği duymadan bende telefonu bıraktım. Gerçekten bir gün gitmemistim ve ne olmuştu.

Birisinin öldürüldüğüne inanamıyorum. Bu olayı bir şekilde kapatmak isteyeceklerine emindim. Okul en iyi okullar arasındaydı itibarının zarar görmesini istemezdi kimse. Ya da sadece müdür.

Aslında ben Ölsem fena olmazdı. Kurtulurdum bahaneyle şu sacma acılardan. Ciddi ciddi vücudumun her yerinde ayrı acı ve sızı hissrdiyorum.

Yaralarımı saracak beni koruyacak birine ihtiyacım vardı. Yoksa daha fazla gerçekten yaşamak istemiyordum. Bıkmıştım. Kalbim de kırılmıştı. Öyle bir sevgili tarafından değil. Ailem tarafından.

Yataktan yavaşça kalktım. Sızlayan yaralarımı pas geçip kitaplığıma ilerledim. Bilmem kac sefer okuduğum seri ve izlediğim film olan harry potter kitabının ilk kitabını alıp geri yataga döndüm.

İlk sayfasını açıp okumaya başladım. Daha onuncu sayfasınfayken aniden çöken uykuyla red etmeden kitabı bırakıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

—Eul Ji tatlım nasılsın?  Dedi. Hayatımda ilk defa gördüğüm ama bir tanrıçanın güzelliğine sahip olan kadın.

—S-siz kimsiniz?  Dedim korkmuyordum. Sadece dilim tutulmuştu bu kadının karşısında.

—Tatlım seni seçiyorum. Dedi iç okşayan bir sesle.

—Neyde beni seciyorsunuz?  Dedim.
—Sana bir tek Jungkook yardım

edebilir. Ona söyle. Seni kabul etmese dahi etrafında dolaş.

—J-jungkook kim? 

—Birbirinizin kurtarıcısı olucaksınız. Başta eziyet göreceksin ama biraz dayanmalısın. Kesinlikle ailenin yaptıkları yapılmayacak. Birazcık sabretmelisin sadece.

—Jungkook kim nerde bulabilirim?

—Okulunuza gelen yeni çocuk. Dedi

—Siz kimsiniz?

—İlerde herşeyi öğreniceksin. Hic merak etme tatlım. Her şeyin anahtarı sen olucaksın.

—Ne demek istiyorsunuz?

—Yakında ogreniceksin guzelim. Cok mutlu olucaksınız bu yolun sonunda. Bütün yaraların sarılmış muhteşem bir güzelliğe sahip olucaksın.

—Neden ben?

—Kader bunu diyor bir tanem. Sadece ben olayı mutlu son olması icin bazı şeyleri hızlandırıyorum.

—Dediğinizi yapıcam. O da sadece bu ailemden kurtulmak icin dedim.

—Seninle istediğim kadar konuşabilirim jungkookun aksine ama yinede simdi gitmem gerek görüşürüz diyip kayboldu.

Uyandığımda o kadar şaşkındım ki. Hızlanan nefesimi sakince düzene soktum. Mutlaka jungkookla konuşmalıydım.

Ellerim titriyordu. Yataktan kalkıp banyoya gittim. Yüzümü yıkadım. Kadın aşırı güzeldi. Kumral saçları simsiyah gozleri asırı beyaz teniyle harikaydı. Üstünde kan lekeleri vardı. Bu da onu ürkütücü kılıyordu.

Belkide her şeyi boşverip bu işlere hic buladmamlıydım. Kadının neyin nesi olduğunu bile bilmiyordum sonuçta. Ama eğer kaderimde varda illaki farklı yollardan dahi olsa buluşmaz mıydık?

Belkide sadece kadının dedigini yapıp hayatı akışına bırakabilirdim. Zaten bana daha ne kadar işkence edebilirlerdi ki?

Yaşamaya bile halim kalmamıştı. Öylesine ayakta durmaya çalışıyordum işte. Pazartesi günü jungkookla konusmalıydım.

Hemde mutlaka...

Kan Mı? Aşk Mı? ~Jeon Jungkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin