Kabinin kapısının sertçe açılmasıyla boynumdaki dişlerinde çekildiğini hissettim. Keskin acı daha fazlalasırken bütün vücudum titriyordu.
Jungkook kurtarmıştı beni. Okul müdürümüze oldukça sert yumruk ve tekmeler atmaya başladı. O ise sadece gülüyordu. Jungkooku sinir etmek istercesine.
Boynumdan kan hala keskin bir acıyla akmaya devam ederken titreyen elimi ısırılan yere bastırıp sadece farkedilmeyi bekledim.
Galiba bugün gerçekten ölecektim.
—Jungkook diye oldukca güçsüz sesimle seslendim. Anında yumrukları dururken yerde titreyerek yatan beni gördü.
Onun griye dönmüş gözleriyle göz göze gelirken ben her şeyi anlamıştım bile. Buruk bir gülümsemeyle gözlerimi kapadım.
.
.
.
Uyandığımda bulunduğum bu sacma durumu sorguluyordum. Vampirlerin gerçek olma ihtimali ve benim bunca vampirin arasında olmam oldukça saçmaydı.Hele melez bir vampirle aynı evde olmam. Korkuyordum. Hem de çok. Bir kere böyle bir seyi beynim kabul edemiyordu. Ama bana saçma gelen bu şey internette öylesine okuduğum bilgilere göre de oldukca ipuçlarıyla gözümüm önündeydi.
Aklımı okuyor gibi davranmaları, asırı beyaz ve pürüzsüz tenleri, soğuk davranışlarıyla kendilerini bir şekilde belli ediyorlardı.
Peki ya okul müdürümüzün bir vampir olması. Ben kimseye yardım edemezdim. Benim bu evden gitmem gerekiyordu. Korkuyordum.
Tavana diktiğim gözlerimi çekip yavaşça yatakta oturur pozisyona geçtim. Boynum sarılmıştı.
Ne yapmam gerektiğini bilmediğim caresiz bir biçimde suan öylece bekliyordum. Rüya da olma ihtimalim neydi?
Ya da bir kitapta kahraman olma ihtimalim. Rüyamdaki jungkookun annesi de oldukça küçük duruyordu. Vampir olmaları icin baska bir sebep daha. Asıl sorun bir vampir tarafından ısırılmamdı.
Beni başka daha neler bekliyordu. Hic birsey. Duramazdım bu evde. Her türlü sonuç ölüm olacaksa bu hala varlıklarına inanamadıgım vampirler tarafından olmamalıydı.
Kaçıcaktım. İngilizcem iyiydi. Param da vardı. Amerikaya gidip eğitimimi orda tamamlayıp güzel bir hayata sahip olabilirdim. Orda daha doğru bir kişiye aşık olup orda evlenip yep yeni bir hayat kurabilirdim.
Belkide hayatımı baştan yazmam için sadece bir fırsattı bu. Bunu yapıcaktım. Hemde kimsenin yönlendirmesine izin vermeden.
Yavaş yavas küçük eşyalarımı toplamaya başladım. Eğer olurda bu evde bir tutsak gibi tutulacak olucaksam çantamı alıp kaçıp gidicektim bu ülkeden.
Hemen bilgisayarımın basına oturup yarın ilk uçağa bilet buldum. Ne kadar pahalı olsada orda çalışarak geçinebilirdim.
Neden olduğunu bile anlamadığım şekilde düşen goz yaşlarımı silip çantamı hazırlamaya başladım.
Önemli olan onların yanında hic bir sey düşünmemekti. Düşünce okuyabiliyorlardı değil mi? O yüzden sadece basit çaplı şeyler düşünürdüm olurdu biterdi.
Kapının açılmasıyla duvara sabitlemis olduğum bakışlarımı içeri gelen kişiye çevirdim.
—İyi misin diye sordu nazik sesiyle taehyung. İster istemez korku bedenimi sararken yavaşça kafamı salladım.
—Korkmana gerek yok anladığım kadarıyla öğrenmişsin dedi.
—Öğrendim dedim. Oldukça soğuk sesle. Sadece korkumu arkasına gizlemeye çalıştığım bir tondu. Onun dışında gercekten korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan Mı? Aşk Mı? ~Jeon Jungkook
Vampire-Eğer hayatında gerçekten değer verdiğin birisi varsa Jungkook, tam da şu noktada çıkarman gerekiyor. Çünkü savaş çok yakın...