14

9.3K 634 310
                                    

Odama sonunda yerlestigimde derin bir nefes aldım. Yorulmustum. Bugün okula gitmemiştik ikimizde.

Kardeşi gibi sevdiği arkadaşlarıyla tanışmıştık. Açıkçası hepsi jungkook gibi soğuktu. Belkide benim yanımda böyle davranıyorlardı bilmiyorum.

Banyoya girip güzelce banyo yapıp giyindim. Saçlarımı da kuruttuktan sonra artık tamamen bu evdeydim.

Sargı bezlerini alıp banyoya gidip hızlıca karnımı ve kollarımı sardıktan sonra kazağımı geri giydim. İçeri gidip yatağıma oturdum.

Dümdüz karşımdaki duvara bakmaya başladım. Yine durup dururken uykumun gelmesiyle o kadınım rüyama geleceğini anladım.

Bir kac dakikalığına dünyadan soyutlanmak harika olucaktı. Yorganın altına girip hızlıca gözlerimi kapatıp kendimi uykuya bıraktım.

-Eul Ji-ah her sey yeni başlıyor hazır mısın? Dedi biraz korulu ve çekingen bir sesle.

-Ağır şeyler yaşayacağım değil mi? Dedim buruk bir gülümsemeyle.

-Tatlım geleceği bilemem sadece bazı gördüğüm vizyonlar sonucu bu işlere giriyorum.

-Sorun değil gelecekte iyi olacaksam zaten sıkıntı hep vardı önemi yok ölmek çok da zor değil ya dedim.

-Öyle bir sey yapmaya kalkma bir tanem. Şimdilik her zaman yaptığın gibi boyun eğ. Sonra herkesi sen yöneteceksin. Sadece sabret. Dedi.

Boyun eğmek zorunda olmam kötü hissettiriyordu.

-Her rüyanı da anlatmamalısın bazen beni bir arkadas gibi görüp konuştuklarımızı saklayabilirsin. Arkadaşlarınla konuştuklarını başkalarına niye anlatasın ki?

Konudan tamamen uzaklaşarak ona bir soru sordum.

-Umarım size güvenimi yıkacak tarzda biri değilsinizdir. Olurda bu dünyada mutlu olamazsam gerçekten öldüğüm zaman intikamım sizin peşinizde olacaktır.
Dedim sert olabildiğim kadar bir ifadeyle.

-Buna ancak sen karar verebilirsin beni sevmek veya sevmemek, güvenmek veya güvenmemek sana kalmış tatlım. Sorun değil. Sadece istediğim kisi mutlu olsun yeter.
Dedi. Benimkini nazaran oldukça yumuşacık bir sesle.

Onun yumuşak sesi yüzünden anında düşen gardıma üzülerek oldukça kırık bir ses tonuyla fıdıldayarak düşüncelerimi direk söyledim. Onun duyduğunu iyi biliyordum.

-Belkide sadece piyonumdur...

Çalan kapı sesinin ardından kapı açılma seside hemen kulağıma ulaştı. Gelen kimdi ki?

Yine de odamdan çıkmayıp yatakta oturur pozisyona gelip öylece duvara bakmaya başladım. Bir şey düşünmek istemiyordum.

Kapımın tıklanmasıyla ne kadar zamandır baktığımı bildiğim duvardan gözlerimi ayırdım.
Kafamı iki yana sallayarak kendime gelip
-Gelebilirsiiin diye seslendim.

İçeri giren taehyung'un yüzünde bıkmış bir ifade vardı. Normalde duygularını belli etmezlerdi.

-Misafirimiz var. Gerçi bundan sonra onu cok sık görüceksin ama neyse gel ve tanış jungkookun sevgilisi diyip gözlerini iğrertiyle devirip odanın kapısını nazikçe kapatarak çıktı.

Jungkookun sevgilisi mi vardı? Belkide bu yüzden kızlara bu kadar kaba davranıyodu. Oldukça sadık bir eş olmalı. Kız şanslı biri.

Omuz silkip yatağımdan cıktım. Ayananın karşısına geçip elimle saçımı beceriksizce düzelttikten sonra kaparıcıyı yanağımdaki yara sürüp dağıtarak kapattım.

Taehyungun gördüğünü sanmıyordum. Zaten çabucak girip çıkmıştı. Bunun çoğunda da göz devirdiğine göre görme ihtimali cook düşüktü. Görse dahi bahane uydurabilirdim.

Sonuçta yara almak cok da zor değildi biz insanlar tarafından.

Biz insanlar tarafından mı??? Aklım acaba baska şeyler biliyodu da bana mı söylemiyordu. Diken diken olan tüylerim tuhaf hissettirmisti.

Odamdan çıkıp merdivenlerden inmeye başladım. Sağa dönüp salona girdiğimde jungkook ve yabancı bir kız ikili koltuğa dip dibe oturmuş diğerleride gelişi güzel oturuyordu.

Yanı bos olan taehyung'un yanına oturdum. Kız samimiyetsizce gülümseyip adını söyledi.

—Selam ben Lisa Jungkookun dört yıllık sevgilisiyim dedi.
—Memnun oldum ben de Eul Ji diyip tebessüm ettim.

Kız oldukca beyaz tenliydi. Yüzünde yine bir şey yoktu. Sarı saçlarıyla itici dursa dahi büyük gözleriyle oldukça hoş bir yüzü vardı.

Koltukta geriye yaslanıp yeri incelemeye başladım. Zaten dünden beri oldukca iyi ezberlemiştim halıyı.

Ev ne kadar lüks olsa dahi bazı eşyalar bir şeyleri anlatır gibi eskiydi. Aynı bu halı gibi. Eve uyum sağlıyordu ama eskiydi.

Siyah beyaz desenleriyle koltuklara uyuyordu. Koltuklar moderndi. Niye bu halıyı koydukları beni ilgilendirmezdi ama nedenini de merak etmiştim.

—Ben odama çıkıyorum ders çalışıcam size iyi oturmalar diyip yavaşça koltuktan kalktım.

Salonun dışına çıkıp ordan mutfaga geçtim. Bir bardak su doldurup içerken iki gündür hic bir sey yemediğim geldi aklıma. Bir yudum aldığım suyu geri boşaltıp odama cıktım. Aç karna su içersem midem bulanır veya agrırdı genelde.

Üstüme bir hırka alıp giydim. Ev soğuktu. Kitaplıktan test kitaplarımıda alıp calısma masama oturdum. Oflayarak elime gelen ilk test kitabını çözmeye basladım.

——————————————————
Azcık yorum yapın ya. Fikirlerinizi merak ediyorum. Normalde yazmıcaktım ama iyi veya kötü bir yorum istiyorum.

Kan Mı? Aşk Mı? ~Jeon Jungkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin