Bol bol yorum ve oy bekliyorum canlarım :)Keyifli okumlar...
***
Yüzüne bakmaya yüzüm yok, ışıklarını söndür.
***
Mihri ve Selin, Mihri'nin odasından içeri girip kapıyı kapattılar. Mihri dolabının önüne geçip kıyafetlerine göz gezdirirken Selin heyecanla genç kızın yatağına oturdu.
''Bırak şimdi kıyafet seçmeyi de neler oldu anlat. Seninki gelmiş, hiç de söylemiyorsun.'' Selin genç kızı kolundan tutup yanına oturttu. Sözlerinin sonuna doğru sitemini ses tonuna yansıtmayı da unutmamıştı.
''Geldi.'' Mihri'nin tek kelimelik cevabıyla yolunda olmayan bir şeyler olduğunu anladı Selin. Mihri bakışları yıkık başını önüne eğdi.
''Ne oldu? Neden mutlu değilsin sen? Havalara uçman lazımdı. Bana da haber vermedin zaten.''
''Oldu işte bir şeyler.''
''Mihri!'' Selin arkadaşının başını kaldırıp gözlerine baktı. ''Anlat ne oldu.''
''Kavga ettik.''
''Nasıl?''
Mihri dün geceden beri olan biten her şeyi en yakın arkadaşına anlatırken bir kez daha Arslan'ı nasıl kırdığının farkına vardı. Ama bu gün kendini affettirecekti. Ne yapıp edip her şeyi yine eski haline getirecekti. Öncelikle hediyesini alması gerekiyordu tabii.
''Vay be! Neler olmuş neler... Ama iyi yapmışsın kız. Verme pasaportunu. Biraz kıvrandır.''
''Nereye kadar devam edecek ki? Elbet bir gün istemediğimiz şeyler olacak.''
''Gittiği yere kadar. Hem niye böyle düşünüyorsun ki şimdi? Sen bu adamı sevmiyor musun kızım?''
''Seviyorum.''
''Ee daha ne? Elbet bir gün o da fark edecek.''
''Etmeyecek Selin. Ben sonuna kadar onun kız kardeşi olarak kalacağım. Ötesi yok.''
''İyice saçmalama başladın ha! Daha az önce hiçbir yere göndermeyeceğim, gitmeyecek demedin mi? Şimdi niye söylüyorsun bunları?''
''Bilmiyorum. Bir yandan uzak duramıyorum ondan. Bir yandan da imkânsız diyorum içten içten, o seni öyle sevmiyor... Selin çok kötüyüm. Ne yapacağımı bilmiyorum.''
Selin daha en başında, Mihri kendisine açıldığında bu işin ciddi ciddi bir problem olduğunu biliyordu. Onu ne kadar uzak tutmaya, Arslan'ı unutmaya zorlasa da başarılı olamamıştı. İşte şimdi de en sarp kayalığa çakılmışlardı. Arslan'dan en ufak bir belirti görse sonuna kadar arkasında duracaktı arkadaşının. Her şeye, herkese rağmen destekleyecekti. Fakat yoktu. Arslan da her ağabeyin kardeşine davrandığı gibi davranıyordu Mihri'ye. Bir işaret görse, ya da bir his...
Ama bunun peşini bırakmayacaktı Selin. Bir şekilde bu işi çözüme kavuşturacaktı. Mihri ölsede bitsede eğer oluru yoksa koparacaktı arkadaşını. Eğer ki Arslan'ın tahmin ettiği gibi bir derdi varsa olay daha başka olacaktı. Genç adamın bu hareketlerinin başka açıklamasını bulamıyordu çünkü. Uzun süredir yaptığı gibi yine sessiz kalacaktı Selin. Mihri'ye aklından geçenlerden bahsetmeyecekti. Çünkü daha ilk cümleden arkadaşını yıkacağını biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ VE AY - AH SENDE 2 (TAMAMLANDI)
Ficção Geral''Çok özledim seni.'' Mihri dilini tutamayıp kalbinden konuştu. Zaten onun yanında aklı çalışmıyordu ki! ''Ben de...'' Bir ağabeyin kardeşine verebileceği normal bir cevaptı aslında bu. Ama ne Arslan Mihri'nin ağabeyiydi, ne de Mihri Arslan'ın kı...