Keyifli okumalar, bol yorumlar...
🤗***
Senden, benden, bahsetmem lazım kim varsa umudunu kaybeden...****
Günlerdir odasından sadece yemek için çıkan Agâh senaryoyla kafayı öyle bozmuştu ki ablasının hayır dediğini, bu filmi çekmeyeceğini söylediğini unutmuştu. Mihri'yi ikna etmek kolaydı fakat Agâh'ı endişelendiren başka bir şey vardı. Ablasının dediği gibi anne ve babasını, ailesini üzmek... Bunu Agâh bile kaldıramazdı. Fakat ona göre bütün bu olanlar bir işaretti. Bir an önce hikâyenin detaylarını öğrenmeli senaryoyu ona göre şekillendirmeliydi.Bunu nasıl yapacağı hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Günlerdir herkesi tek tek gözden geçirmişti. Hikâyeyi aslı astarıyla anlatabilecek birini bulamamıştı. Ne tepki vereceklerini kestiremiyordu ki nasıl anlatmalarını isterdi? Zaten başta anne ve babasını elemişti. Berfin halası ve Ali eniştesini de elemek zorundaydı çünkü onlardan bunu anlatmalarını isteyemezdi. Daha anlatmalarını isteyemezken nasıl filmini çekecekti orasını da hiç bilmiyordu ya neyse...
Melek ve Emirhan bir umuttu ama onlardan yardım istediği gün bir sebepten sessiz kalmaları aslında tam da bu konu yüzünden olduğunu anlamasını sağlamıştı. Onların da anlatmayacağına emindi. Ateş ve Leyla'dan da pek umutlu değildi. Aslında Leyla son şansıydı. Dayısının ne kadar 'odun' olduğunu bilirdi. Ateş hikâyeyi anlatsa bile Agâh'a romantik ve can alıcı şeyler gerekiyordu. Muhtemelen Ateş oraların çoğunu atlardı. O zaten elenmişti. Ama Leyla'ya güveniyordu. Yengesinin çenesi azıcık düşüktü. Ona bir anlat dese beş anlatacağına emindi ama konu hassastı. Yine de Leyla seçenekler arasındaydı.
Sonra babaannesini düşündü. Meryem Hanım anlatır mıydı pek emin değildi ama zaten Agâh'ın gönlü el vermezdi. Yaşlı kadını böyle saçma bir şey için yoramazdı. O da eleniyordu. Geriye kim kalmıştı ki? Başak'ı düşündü bir an. Olabilir miydi? Başak olayların ne kadarına hâkimdi ki? Bundan emin değildi. Sonuna kadar güveniyordu aslında Başak teyzesine. Durumu anlatsa ona yardımcı olurdu yine de emin değildi. Sanki aradığı başka biri vardı. Yine de Başak'ı da listesine ekledi.
Kim olabilirdi? Kim? Gözlerini kapatıp herkesi tek tek gözden geçirdi. Arslan ağabeyi olayları biliyor olmalıydı. Çünkü ne zaman bir konu açılsa onunda yüzü düşer diğerleri gibi konuyu değiştirmeye çabalardı. Ama dört yaşında küçücük bir çocukken hatırladıkları ne kadar işine yarardı ki?
Telefonu çaldığında o derin düşüncelerden sıyrıldı genç adam. Arayanı gördüğünde yüzünde gülümsemesiyle cevapladı telefonu.
''Ağam?''
''Eşek sıpası?''
''Buyurun ağam ne emretmiştiniz?''
''Hadi oradan! Dellendirecek misin sen beni hayırsız?''
''Hâşâ ne haddime!''
''Ee ne diye uğramıyorsun hiç? Bak Mihri her gün olmasa da gün aşırı uğruyor.''
''Ee hayırlı torun öyle olur tabii.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ VE AY - AH SENDE 2 (TAMAMLANDI)
Genel Kurgu''Çok özledim seni.'' Mihri dilini tutamayıp kalbinden konuştu. Zaten onun yanında aklı çalışmıyordu ki! ''Ben de...'' Bir ağabeyin kardeşine verebileceği normal bir cevaptı aslında bu. Ama ne Arslan Mihri'nin ağabeyiydi, ne de Mihri Arslan'ın kı...