Yavaşça bal tadındaki dudakları öptüm. Hira tepki vermeden öylece durdu. Tepki ver polyanna... tepki ver...hadi.
Tepkisi yavaşça kendini geri çekmek oldu. Bu kadar kısa bir öpücük, hatta sadece dudak teması, neden bu kadar etkileyici?
"Abiler kardeşlerini böyle öpmez." dedi Hira mırıldanarak. Bu kadar mı? Tokat, tekme, çığlık, ilk öpücüğümü çaldın falan yok mu?
"Ben hem koruyan hem kollayan abilerdenim." dedim ve göz kırptım. Hira kalkmaya yeltendi ama onu engelledim. "Kabul et beni öpmek hoşuna gidiyor." der demez Hira ışık, ses, dalga boyu, frekans olabilecek her hızla dudaklarıma baktı ve ikimizi de şaşırtan o kelimeyi söyledi. Tek kelime...
"Evet." dedi yavaşça. Bu cesur bir itiraf polyanna torunu. Her kız gibi cazibeme karşı koyamadı tabi. "Kıpçak etkisi." dedim gülerek.
"Ne?" dedi anlamsız bakışlarıyla. Bu bakışları insanı aptal gibi hissettiriyor.
"Kıpçaklar. En yakışıklı Türk kavmi. Onun genleri seçkin kanıyla karışınca böyle karşı konulmaz bir abide oluşuyor." dedim böbürlenerek. Hira derin bir iç çekti ve ayağa kalktı.
"Tüm haftasonu tarih çalışalım o zaman." dedi ve odadan çıktı. Ne oldu şimdi ya?
Ah sanırım biraz ayılık yaptım. Kız bana... öpmemden hoşlandığını söyledi, ben ne dedim. Ah ah. Şu odunluk nasıl geçecek?
☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮
Baran'dan...
Annem ve babamdan kıl payı kurtulup elimdeki adrese gittim. Bugün Umut'un evine gideceğim. Dün söz verdik. Dün... eve girer girmez annem evlenme teklifi edip etmediğimi sordu. Ben daha ne diyeyim? Sucuklar aşkına! Açım aç.
Yeni olduğu belli olan apartmanın önünde durdum. Beş numaranın zilini çalar çalmaz kapı açıldı. Hım. Hiç dakik kız görüntüsü yoktu. İlginç. Yavaşça yukarı çıktığımda Umut rahat sportif kıyafetleriyle kapıya yaslanmış beni bekliyordu. Bu kız saçını taramıyor mu ya? Neyse. Gözleri çok güzel.
"Muz var mı?" dedim kapının önüne gelince.
"Var. Ama ikiye bir paylaşırız." deyince gülerek içeri girdim. Sabah canım muz çekti ama evde kalmamış. Düşünebiliyor musunuz? Muzlu kek, muzlu pasta, muzlu puding hiçbiri yok! Asıl işkence bu.
Salondaki koltuğa kendimi attığımda Umut elinde üç muzla yanıma geldi. Çikita muz muz muz muz, çikita muz.
"Evde kimse yok mu?" dedim muzu alıp. Sanki çok umurumda da soruyorum. "Ailem yurtdışında." dedi Umut omuz silkerek. Vay. Bu kız kısa ve öz konuşarak çok şey anlatıyor. Neyse şu muzu yemezsem öleceğim. İki ya da üç lokmada muzu bitirince Umut'a baktım. Öbür muzu da istiyorum.
Flaş,flaş,flaş...
Baran Seçkin'e Muz Alma Kampanyası.Muz alana Baran'ın heykeli bedava!!
"Onu da istiyorum." dedim mırıldanarak. Umut hızla elindeki muzu ağzına atıp diğerini aldı.
"Muzumu paylaşmam." dedi huysuzca ve soymaya başladı.
"Kötüsün. Bad girl. Böses Mädchen." dedim ve ayağa kalkıp mutfağa gittim. Bir yabancının evi ama çok rahatım nedense. Bir dakika ben hep böyleyim. Buzdolabını açınca paketin içindeki lahmacunları gördüm.
"Arıkovan. Lahmacunları yiyorum." dedim ve masaya oturdum. O sırada Umut gelip yanıma oturdu. "Paylaşalım." dedi yavaşça.
"Lahmacunumu paylaşmam." dedim onu taklit ederek. Limon sıktım. Oh mis mis.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden Sana
HumorBana Ne Yaptın #3# •Bana Ne Yaptın serisinin üçüncü ve son kitabıdır. •Bu seri iğneleyici bir mizaha sahiptir. Okurken gülmenin yanında eleştirdiğim kişilikleri, olayları, durumları da anlamınızı dilerim. ©Tüm Hakları Saklıdır. -2014-