♧Prologue♧

33.1K 1.9K 3.3K
                                    

Okumaya başladığınız tarihi buraya bırakın lütfen. ♡
♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧

Ağrıyan başımı duvara vurmakla vurmamak arasında gidip gelmiş sonrasında vurmamayı seçip yüzüstü yatağıma atlamıştım.

Kafamı yastığımın arasına sıkıştırıp ufak bir çığlık attım. Yatakta tepinerek düşünmeyi ertelerken annem odama daldı. Ve kapımı kilitlemeyi unuttuğum için içimden minik bir lanet okudum.

Annem sinirli ve hızlı bir giriş yapmıştı. Yatakta tepindiğim ve ses çıkardığım için muhtemelen başka bir şey yaptığımı sanıyordu. Başımı yastığın altından çıkarıp yavaşça ona baktım.

Dağılmış yüzümü görünce çatık kaşları gevşedi ve annelerin klasik bakışı olan "kıyamam oğluşuma bir şey mi oldu" bakışını attı.

"Oğluşum. Bir şeyin mi var? Gözlerin kızarmış saçların dağılmış. Hasta mı oldun annem?"

Yanıma gelip eliyle yüzümü yokladı.

"Sadece biraz başım ağrıyor."

"Neden daha önce söylemedin annem? Ağrı kesici getireyim hemen sana. Biliyorum ağrı kesici içmek senin bünyene iyi gelmiyor ama çok kötü görünüyorsun."

Yatağımdan hızla kalkıp dışarı çıktığında kapıyla bakışmayı kesip tavana baktım. Ağrı kesici içince içki içmiş gibi oluyor, saçmalıyordum. Sonra yer ve zaman fark etmez bir anda uykuya dalıyordum. Uyuyana kadar ne yaptığım ise malum. Hareketlerim benim kontrolümde olmuyordu.

İşte zayıf bünyeli olmanın kötü yanları.
Ya da zayıf kalpli olmanın mı kötü yanı demeliydim?

Annemin getirdiği hapı içtikten sonra çoraplarımı çıkartıp yatağa girdim ve bugünü düşünmeye başladım.

Her şey normaldi. Yani aslında normal değil monotondu. Kantinde oturmuş Jimin'i dinliyor gibi yaparak Jungkook'u kesiyordum. Tabi bu esnada da çubuk kraker kemiriyordum. -Kesinlikle kemirirken çubur krakeri Jungkook yerine koymuyordum.-

Sonra Jungkook'un arkasında bir kız belirdi. Elleriyle Jungkook'un gözlerini kapattı. -Dokunmaya kıyamadığım, daha doğrusu hiç dokunmadığım o yüze kolaylıkla dokunmuştu.- Ve daha kötü olan kısmı ise Jungkook yüzünü kapatan ellere dokunarak bir isim söyledi.

"Yeri."

Kız gülüp ellerini çekti. Hiç ses çıkarmamıştı bile. Ama Jungkook doğru tahmin etmişti. Bu demek oluyor ki kızın ellerini tanıyordu. Asıl soru şu ki nereden tanıyordu? Daha önce yanyana bile görmediğim bir kızın ellerini?

Birlikte gülüşerek kantinden ayrıldılar. Arkalarında kalbi kırık beni bıraktıklarını bilmeyerek.

O anlar tekrar aklıma gelince gözlerim doldu.

Jungkook. Üç senedir sevdiğim ama bunu bilmeyen güzel çocuk. Her şey o kadar umutsuz ki. İlk başta onu sevdiğimi kabullenememiştim. O kadar anormal bir durumdu ki bir erkeği sevmek. Sonra bundan kaçamadım. Kabul ettim. Ama içime attım. Kendimi defalarca kez umutlanmamak için uyardım. Ortak derslerimizde voleybol oynarken bana pas verdiğinde umutlanmayacaktım. Yemekte yanımıza oturduğunda "Afiyet olsun" dediğinde umutlanmayacaktım. Hiçbir şeyde umutlanmayacaktım.

Etrafımda hiç kendi cinsini seven bir arkadaşım yoktu. Ve benim bu durumda olmam bana fazla anormal geliyordu. En yakın arkadaşım Jimin bana her konuda destek olup beni anlamaya çalışıyordu. Ama erkeklerden hoşlanmadığı için ne yaparsa yapsın anlayamıyordu.

Bir de Hoseok vardı. Arkadaş grubumuzun eğlenceli üyesi. Fazla umursamaz bir tip gibi görünse de en iyi sırdaşlarımdan biriydi.

Jungkook'u sadece bu iki insan biliyordu.

Heart t(w)o Heart | Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin