Heart t(w)o Heart | Taekook ✓

♧35-Kendini Kandırıyorsun♧

Medya: Chase Atlantic- Slow Down (şarkıyla okuyun bence bölümüü 😉)

Önceki bölüm beni çok çok çok ama çok mutlu ettiniz yorumlarınızla yahu😭😭😭

Ve önemli bir konuya değinmek istiyorum çünkü beni bir miktar üzüyor. Bazı kişiler (birçok kişi) Jungkook'a öyle kinli ki dediği hiçbir şeyi kabul etmiyor çabalarını ısrarla görmüyor, hatta itiraf sahnesinde bile yok bence sevmiyorsun moduna girdiler 😱... Ne yapıyım arkadaşlar kazığa mı oturtayım çocuğu hsjxdkdkdkxm??Lütfen bu kadar da kinci olmayın, hataları var ve o da bunu kabul ediyor ayrıca düzeltmeye çalışıyor. Bunu unutmayarak yorum yapmanızı ümit ediyorum ❤

Tabii kızabilirsiniz ki normal olan da kızmak fakat hatasını anlayıp düzeltmeye çalışmasını görmezden gelmeyelimm🫶🏻

İyi okumalar~

Denizden çıkıp şezlongta bulunan havluma uzanırken tek kaşımı kaldırarak Jungkook'a bakıyordum.

İki gündür bizimle beraber denize geliyor ve sadece güneşlenip yatıyordu. Bir kez bile denize girmemişti.

Buraya gelme amacımızın denize girmek olduğunu düşünürsek, garipti?

Havluyu başıma doladım ve garip bir şekile girmemeye çalışarak yanındaki şezlonga uzandım.

Onun gibi denize bakıp eğlenen arkadaşlarıma baktım.

Hoseok Jimin'i suya çekmeye çalışıyor, Yoongi'de karşı saldırıda bulunarak Hoseok'u boğmaya çalışarak sevgilisini koruyordu.

"Neden denize girmiyorsun?"

Garipti. Aramız fazlasıyla garipti. O günden sonra fazla konuşmuyorduk. Sadece yanımda bulunuyor ve sessizce yaptığım şeyleri izliyordu.

Buraya ilk geldiğindeki enerjisi yok gibiydi. Fazla gülümsemiyordu.

Ve gülümsediğinde ortaya çıkan dişleri ile minik gamzelerini düşünürsek bu felaket demekti.

Sessizce konuşmasıyla anında ona döndüm.

Söylediği şey ilgimi çekmişti çünkü.

"Yüzme bilmiyorum ve sudan korkuyorum. "

Kaşlarımı çattım.

"E yüzme bilmiyorsan kampa gittiğimiz gün fazlasıyla sallanan o sandala nasıl bindin? Ayrıca şişme yeleği de bana giydirdin?"

Yorgun bir gülümseme ile bakışlarını boğuşan üçlüden bana çıkardı.

"Seninle daha fazla zaman geçirmek istediğimden göze almıştım."

Ağzım birkaç kez açılıp kapandı. Sonrasında hızla bakışlarımı kaçırıp denizdeki arkadaşlarıma odaklandım.

Ama bunu yaparken mırıldanmamı engelleyememiştim.

"Salaksın sen."

O da benimle aynı ses tonunda konuştu.

"Salak değilim sadece biraz fazla değer veriyorum."

Bunlar bana fazlaydı. Son zamanlarda yaptığı her şey benim için fazla ve kalp sağlığım için tehlikeliydi.

Bir hafta önce beklemediğim bir anda beklemediğim bir itirafta bulunmuştu. O an az kalsın inacaktım doğru olduğuna. Az kalsın ağlayarak boynuna atlayacaktım.

Fakat kalan iki üç mantık kırıntısını kullandığımda bunun olamayacağını fark etmiştim.

Bu olamazdı.