♧11-Minik Tripler♧

8.5K 1.1K 428
                                    

Bölüm ithafı :lostintaetae

İyi okumalar...

Evet telefon elimde Jungkook'un yatağına uzanmış mesaj bekliyordum. Kimden mi?

Tabi ki atar yapıp gelme yanıma dediğim, tavşan dişleri olan ultra seksi sevdiceğimden değil. Ne mesaj bekleyeceğim ondan. Peh!

Acınası halime karşı istemsiz bir "yaa" nidasıyla birlikte tepinmeye başladım ve sinirle yorganı tekmeleyip yataktan düşürdüm. Tabi bu esnada az kalsın ben de düşüyordum.

Bu böyle olmaz kafa dağıtmam gerekiyor dedim ve yataktan indim. Üzerimi değiştirip evden çıktım. Sokaklarda boş boş dolandım.

Çocuklarla top oynadım. Minik bir kızın saçlarını ördüm ve onunla evcilik oynadık. Kızla vedalaşırken gülümsüyordum. Yeni arkadaşlar edinmeyi seviyordum. Güzel vakit geçirmiştim ama Jungkook beni hâlâ aramamıştı.

Ben de depresyona giren kadınların yaptığı şeyi yapmak adına alışveriş merkezine girdim. Kıyafet denemeyi normal erkekler sevmezdi ama ben hoşlanırdım. Denediğim kıyafetlerle saçma sapan pozlar verip fotoğraf çekinmeyi severdim. Fakat bu sefer bir farklılık vardı. Saçma salak yüz ifadeleri yapıp çekindiğim pozlar kendi yüzüme ait değildi. Bu aklıma gelince istemsizce somurtmaya başladım. Ve yemek katına çıkıp bir yere oturdum.

Aşık olduğum yüzü her an görebiliyordum bu muhteşem bir şeydi. Ama hayal ettiğim şey değildi. Mesela Jungkook'un komik yüz ifadeleri yapmasını benim yapmamla değil de kendi yapmasıyla görmek isterdim. Ya da onunla bir alışveriş merkezine gelip çılgınlar gibi eğlenmek isterdim. Ona kadın kıyafetleri giydirmek, birlikte ne kadar uyumsuz olan kıyafet varsa kombin yapıp gezmek isterdim.

Beden değiştirmemizin bir anlamı olmalı diye düşünmüştüm hep. Bana bu şans boş yere verilmedi diye. Ya sevgim evrene çok büyük gelmişti ya da dünya bizim birleşmemizi istiyordu. Düşüncem bu yöndeydi. Ama her şey fazla yavaş ilerliyordu. Mesela şu an neden aramıyordu? Açık açık atar yapmıştım beni ara mesajı vermiştim. Umrunda değil miydim?

Sinirlendim ve saçlarımı- daha doğrusu Jungkook'un olan saçları- çekiştirdim. Sonrasında onlara zarar vereceğim düşüncesi ile bıraktım.

Bu ne arkadaş adam akıllı sinirlenemiyoruz da! Jungkook'u buraya çağırıp da kendi saçımı mı çekmeliyim yani?

Ah evet kesinlikle bunu yapmalıyım. Hatta telefonda da demeliyim ki

Ah merhaba Jungkook. Buraya gelir misin? Sana çok sinirliyim de sinirimi atmam için kendi saçlarımı çekmem gerekiyor ama senin saçlarına kıyamıyorum.

İçinde bulunduğum saçma durumdan dolayı ağlak bir ses çıkardım ve yüzümü ellerimin arasına aldım. Bu esnada omzuma biri dokundu. İrkilerek arkama döndüm ve görmeyi hiç beklemediğim ama bir o kadar da mutlu olduğum kişiyi gördüm.

Jimin'i!

"Merhaba Jungkook."

"Ah selam Jimin. Burada ne yapıyorsun?"

"Alışveriş yapacaktım da öncesinde bir şeyler içmek istedim. Sonra da seni görünce bir selam vereyim dedim."

Tanrım Jimin'e ağlayarak sarılmamam için bana sahip çık lütfen.

"Çok iyi yapmışsın ben de sıkıntıdan patlıyordum. Şu an seni gördüğüme çok mutlu oldum. Gelecek birisi yoksa sana eşlik edebilir miyim?"

Garip bir şekilde yüzüme baktı. Jungkook nasıl oluyor da bu kadar arkadaş canlısı oluyor diye düşünüyordu muhtemelen. Çünkü Jungkook hakkında ne zaman konuşsak bana onun odun olduğunu söylerdi. Tamam belki haklıydı. Tamam. Haklıydı.

Heart t(w)o Heart | Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin