♧27-Beklenmeyen Misafir♧

8.2K 1.1K 1K
                                    

Medya- Hwasa LMM (şarkıyla okumanızı öneririm)

ÖNEMLİ NOT:

LÜTFEN "YALNIZ ŞU ANDA KENDİ BEDENİNİ ÖVÜYORSUN? KENDİNE Mİ AŞIK OLDUN?" TARZINDA YORUMLAR YAPMAYIN ARTIK. 27.bölüme geldik bunu anlatamadım mı diye düşünüyorum fakat her bölümde bahsettim. Taehyung karşısına baktığında Jungkook'u fiziksel haliyle görmüyor yani kendi bedeninde olup olmaması onun için önemli değil :D

İyi okumalarr~

Jungkook'la gece boyu sohbet etmiştik ve geç saatte yattığımız için geç kalkmış kahvaltı yapmak yerine öğle yemeği yemiştik.

Jungkook parmağım için binbir türlü tembihte bulunup evden ayrılmıştı. O ayrılınca annesine gülümseyerek ne zaman tanıştığımızı nasıl arkadaş olduğumuzu falan anlatmıştım. Annesi de çok mutlu olduğunu onu sevdiğini söylemişti.

Kendi oğlun zaten, sevmesen garip olur diyememiştim.

Gerçi bu acımasız dünyada maalesef çocuklarını sevmeyen aileler vardı.

Annesiyle on dakikalık konuşmamızın ardından yatakta uzanıp tavana bakarak düşünüyordum.

Jungkook gerçekten anlamıyor muydu yoksa numara mı yapıyordu? Duygularımı anlamaması için gözünde bir perde olması gerekiyordu çünkü. Ya da kalbinde.

Ona baktığımda kirpiklerim titriyordu zaman zaman. 3 aya yaklaşmıştık. Hatta ne 3 ayı 3 yıldır fark etmemiş miydi?

Gerçekten bu kadar iyi bir oyuncu muydum? Ya da Jungkook benden daha iyi bir oyuncuydu da beni kandırıp fark etmediğini düşünmemi mi sağlıyordu.

Bilmiyordum. Ve bu beni fazlasıyla rahatsız ediyordu.

Ona olan aşkımı fark etmediyse şu ana kadar fark edince tepkisi ne olurdu acaba?

Kestiremiyordum. Çünkü bazen homofobikmiş gibi geliyordu. Şu ana kadar olan tüm konuşmalarımızı düşündüğümde iyi bir karşılık vermeyecek gibi geliyordu. Benimle bu yüzden iletişimini kesmişti.

Doğru olsun olmasın umursamamış ve adının kötü (!) anılacağını düşündüğünden iletişimi kesmişti. Sonrasında pişman olmuştu ama şöyle bir gerçek vardı:

Bana iftira attıklarını düşündüğü için pişman olmuştu. Eşcinsel olmamın iftira olduğunu düşünüyordu.

Ben gerçekten gayim ve senden hoşlanıyorum hatta ne hoşlanması sana aşığım diyememiştim. Korkmuştum. Onu tamamen kaybetmekten korkmuştum.

Güzel bir arkadaşlığımız vardı ve beni arkadaş gözüyle seviyor da olsa yine de seviyordu. Benimle iletişimi vardı. Benden tiksinmiyordu. Onunla konuşmayı tamamen kessek ne yapardım bilemiyordum. Düşünmek de istemiyordum.

Ne zaman Jungkook'un ona olan sevgimi öğrendiğini düşünsem tüylerim ürperiyordu.

Dengesizdim. Fazla dengesizdim. Bir yanım öğrenmesini istiyorken diğer yanım bundan korkuyordu. Ama ikinci taraf daha baskındı. Öğrenmesini istemeyen taraf.

Fakat 1.5 hafta kalmıştı tüm bunların bitmesine. 1.5 hafta daha bir şeyler yapmazsam ona kendimi sevdirmezsem bana verilmiş olan bu güzel şansı kaybedecektim. Jungkook ömrünün sonuna kadar beni sevmeyecekti. Ve bunu bildiğimden ben de ona itiraf edemeyecek ellerimden kayıp gitmesini, başka birini sevmesini izleyecektim.

Başkasını sevemezdim. Daha doğrusu bir gün başkasını sevsemde başkasını Jungkook'u sevdiğim gibi sevemezdim.

Dün gece, birkaç dakikalığına aşk hakkında konuşmuştuk. O anlarda heyecandan yüzüne bakamamıştım. Yan yana uzanmış tavanı izliyorken bir anda sormuştu sorusunu. Yana dönerek yüzüme bakmıştı.

Heart t(w)o Heart | Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin