Medya: The Hills- The Weeknd
Jungkook~
2 gündür Taehyung'u okulda görmüyordum.
Ve 2 günde düşünmekten yorulmuştum.
Bugün yemekhanede görmüştüm. Yoongi Hyung'a sarılıp başını omzuna gömmüşken. Sonra geri çekildi. O an kalbimde minik bir sızı başladı.
Çünkü ağlıyordu.
Taehyung çok kötü gözüküyordu. Ve biz onunla 3 gündür hiç konuşmuyorduk. Bu 3 gündür gülümseyemiyordum. Normalde de çok gülen biri değildim belki ama son zamanlarda hayat enerjim yerine gelmiş gibi hissediyordum. Mutlu ediyordu beni. Hayatın sevmeye değer yönlerini göstermeye çalışıyordu.
Ve ben onu çok kırmıştım.
Düşünmeden hareket etmiştim.
O bana elinden geldiğince yardım edip harika bir arkadaş olurken ben ilk fırsatta kaçmıştım.
Kendimden utanıyordum. Fazlasıyla utanıyordum.
Taehyungla konuştuğumuz gün çok sinirliydim. Uzun süredir bu kadar sinirli olmamıştım. Hem onu bu duruma soktuğum için kendime sinirliydim hem de olayları bu boyuta getiren gerizekalı insanlara sinirliydim. Ve bu sinirimi aramızdaki en masum kişiden çıkarmıştım. Taehyung'tan.
O an saçma şeyler doluşmuştu aklıma. Fazlasıyla bencilce olan düşünceler. Benim de adım çıksa babamın ne diyeceği düşüncesi.
Aptalcaydı. Çok aptalcaydı ama beni korkutmuştu. Ve kendimden nefret ettirmişti.
İronikti çünkü. Babamın umrunda olmamıştım hiçbir zaman. Ne beni bırakıp giderken ne de sessizliğe bürünen ve gittikçe acınası hale gelen karakterim psikologlarla cebelleşirken. Annemi ve beni umursamadan çekip girmişti babam. Küçüktüm o zamanlar. Gurur ne demek bilmiyordum. Sadece baba sevgisi istiyordum muhtaç bir şekilde. Bana geri dönsün ve beni sevsin istiyordum.
Bunun için elimden gelen her şeyi yapıyordum. Suyuna gidiyordum, ne isterse yapıyor üvey annem ve kardeşime göz yumuyordum. Birazcık da olsa ilgi görmek adına.
Küçüklüğümde göremediğim, içimde ukde kalmış o minicik ilgi mahvediyordu beni. Saçma kararlar almama sebep oluyordu. Yeri'yle çok yakın olmak gibi, ya da adım çıkar korkusuyla Taehyung'u yanımdan uzaklaştırmak gibi...
İğrenç bir insandım gerçekten. Ama bunu engelleyemiyordum. Taehyung'a gidip de özür dilerim diyemiyordum. Çünkü hâlâ içimde olan o minik iğrenç şey beni kontrol ediyordu. İlgiye muhtaç olan o küçük çocuk...
Düşüncelerimden bir anlık sıyrılmamı sağlayan şey Jimin'in koluma dokunması oldu.
"Efendim Jimin? Ne diyordun?"
"Yaklaşık 2 dakikadır konuşuyorum dinlemedin mi Taehyung?"
"Özür dilerim dalmışım."
Suratını astı. Sonrasında anında yüz ifadesini değiştirip elleriyle yanaklarımı kavradı ve çekiştirip yüzümü ilginç şekillere soktu.
"Dalma, mümkünse düşünme de. Eski Taetaemi istiyorum ben. Gülümse biraz gülümsemeyince çok sevimsiz oluyorsun."
Elini ittirdim.
"Sensin sevimsiz. Benim sevimsiz olmam mümkün değil bir kere."
Güldü ve omzuma vurdu.
"İşte benim arkadaşım."
Ama söylediklerimin arkasındaydım. Tae'nin sevimsiz olması mümkün değildi.
........................................................................
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart t(w)o Heart | Taekook ✓
Fanfiction"Sevdiğim insanla bedenlerimizin değişmesi evrenin en güzel esprisiydi." *Yoonmin* 《24.11.2018-30.12.2020》