Heart t(w)o Heart | Taekook ✓

♧33-Felaketten Cennete♧

Medya: April Fools- Jimin Park

Bu ficin en uzun bölümlerinden biri oldu, hatta öyle ki uzadığından kesecek yeri bulamadım ve biraz daha yazdım bu sebeple bölüm 2 gün gecikti.

Tam tamına: 4314 kelime!!

Ben de bu uzun bölüme bolca yorum bekliyorum o zamann

İyi okumalarr~

Taehyung~

Sabaha beklemediğim bir görüntü ile gözlerimi açmıştım: Jungkook'un yüzü ile. O sağına yatmışken soluma yatmıştım bu sebeple yüzlerimiz karşılıklıydı.

Gece sınırı geçerim diye çok korkmuştum. Her şeyi yapabilirdim. Farkında olmadan ona sarılabilirdim, bacaklarımı üstüne atabilirdim ve daha kötüsü üzerine çıkabilirdim.-İlginç yatma alışkanlıklarımdan bir an önce kurtulmam gerekiyordu evet biliyordum.-

Fakat hiçbirini yapmamış put gibi gece nerede yattıysam sabah da orada uyanmıştım. Kendimle gurur duymuştum. Bilinçsiz olduğum anlarda bile ona yaklaşmamıştım.

İstemsizce uzun süredir yapmadığım bir şeyi yapmıştım. Birkaç dakika boyunca pozisyonumu bozmayıp uyuyan yüzünü izlemiştim.

Saçları uzamıştı. Bu detayı yeni fark ediyordum. Birkaç tutamı yüzüne düşmüş onu sevimli göstermişti.

Konuşmayıp benimle iletişim kurmazken ne kadar da sevimliydi.

Beni kırmazken ne güzel gözüküyordu...

Ama biliyordum aldatıcıydı bu görüntü. Gözlerini açtığı an tüm büyü bozulacak dili yine bir yılan gibi zehiri akıtıp bana bulaştırmak için çabalayacaktı.

Bu yüzden birkaç dakikanın ardından bakışlarımı ondan çekip yatakta doğruldum ve kollarımı açarak esnedim.

Put gibi yatmayı biraz fazla abartmıştım sanırım çünkü gerginlikten her yerim ağrıyordu. Tabi yatmadan önce söylediği şeyler de çabasıydı.

Yüzsüz bir şekilde istiyorsan bana sarıl demişti. Aynen Jungkook aynen, her şeyi unutup kollarına atlayacağım ve beni tekrardan kırmana izin vereceğim. Aynen inan buna.

Yataktan çıkıp tuvalete girdim ve işlerimi hallettim. Kısa süren bir duş alıp hızlıca üzerimi değiştirdim banyoda. Tek elimde havlu karışık saçlarımı kurutmaya çalışarak banyodan çıkıp tekrardan odaya girdim.

Şiş gözleriyle bana bakan Jungkook'u görmeyi beklemiyordum. Bundan dolayı birkaç saniyeliğine duraksadım. Normale göre erken bir saatte kalkmıştım çünkü. Çok mu ses yapmıştım acaba?

Bana bakmasını umursamadan çantamdan bakım malzemelerimi çıkarıp tekrardan banyoya girdim. Yüzümü nemlendirip saçlarıma krem sürdüm.

Saç boyatmak zor bir şeydi, rengini korumak için yapmak gereken bir sürü şey vardı ve üşengeç bir insan olan benim için eziyet gibi geliyordu bunlar. Bir daha saçımı boyatmayacaktım sanırım.

Güzel görünmek uğruna neden bu kadar çok şey yapmak gerekiyordu ki?

İşlerimi tamamen halledip banyodan çıktıktan sonra Jungkook'u odada bulamadım. Omuzlarımı silkip mutfağa yöneldim. Ve mutfaktan gelen seslerle nerede olduğunu anladım. Ona bakmadan bir bardak alıp su doldurdum.

"Günaydınn."

Bana gülümseyerek bakan yüzüne kaşlarımı çatarak baktım. Hâlâ su içiyordum. Bardağı indirince kendimi tutamadan konuştum.