15 | Nils ve Silas

358 29 216
                                    

     Son zamanlarda geceler fazla uzun geçiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

     Son zamanlarda geceler fazla uzun geçiyordu. Uykusunun arasında aniden gelen kusma isteğiyle uyanan ve hızla banyoya koşan Silas'ın boğuk seslerine uyanmıştı Nils. Gözlerini kırpıştırıp neler olduğunu sorgularcasına doğruldu. Uykusu fazla ağırdı ama içindeki bir dürtü, yanında yatan genç adamın uyanıp kustuğunun haberini verircesine onu uyandırmıştı.

     Kendisi de berbat bir hâldeydi, yine de yataktan kalkıp banyoya doğru temkinli adımlarla ilerleme düşüncesinden vazgeçmedi. Eskiden, bu gibi akşamdan kalma durumlarında Silas hep onunla ilgilenmiş, kusmasına ve kendisini iyi hissetmesine yardım etmişti. Şimdi bunu o yapmalıydı. Silas için her şeyi yapardı ve zaman geçtikçe rolleri değişmeleri hoşuna gidiyordu.

     Banyo kapısında dikilip bulanık gözlerle baktı içeri. Fazlasıyla uykusu vardı ve alkolün etkisi hâlâ geçmemişti. Silas'ın klozete eğilmiş bedenini yarım yamalak seçebiliyordu. Elinin tersiyle gözlerini ovuşturdu, onun yanına doğru ilerlerken genç adamın ismini mırıldandı. Silas başını kaldırıp ona bakmamıştı, muhtemelen bunu yapacak gücü yoktu.

     "Hey..."

     Nils dizlerini kırıp onun yanında eğildi ve elini onun sırtına koydu. Ona destek olup midesindeki onu rahatsız eden şeyleri çıkarmasını sağladı. Alkolün etkisi o kadar ağır ve rahatsız edici olmalıydı ki Silas konuşmamıştı bile. Tek yaptığı şey öğürmekti. Nils'in yanında bu durumda olmaktan rahatsız olmuştu fakat bu düşüncesi sadece birkaç saniye sürdü. Sarışın oğlan da onun durumunda defalarca kez bulunmuştu, Silas'ın onu bu şekilde görmesinden rahatsız olmaksızın. Silas neden utanıyordu ki? Hayatı boyunca yanında olan tek kişi hâlâ yanındaydı.

     Midesindeki her şeyi çıkardığına emin olduktan sonra geri çekildi ve gömleğinin koluyla ağzını sildi. Nils geldiğinden beri ilk kez başını kaldırıp ona baktı. Banyonun ışığı yanıktı, bu nedenle gözlerini kısmak zorunda kalmıştı. Nils, onun bu hâlinden biraz ürkmüş gibi görünecek ki biraz geri çekildi ve gözlerini kaçırdı. Silas muhtemelen iğrenç bir şekilde kusmuk kokuyordu, tipinin kaydığına bile bahse girebilirdi.

     "Siktir..." diye mırıldandı bedenini geriye doğru itekleyip duvara dayandığında. "O kadar kötü mü görünüyorum?"

     "Hayır!" Nils şaşkınlıkla haykırdı. Ona bakarken dudağını ısırdı. Evet, belki de o kadar kötü görünüyordu... Bunu nasıl açıklayacağını bilemeyerek ona bakmaya devam etti. "Sadece... Bu kadar fazla içmemeliydin."

     İkisinin arasında kendisini her zaman daha kötü, şeytani biri olarak gören genç adamın saçları ile sakalları artık birbirine karışmış gibi görünüyordu. Sanki bir günde sakalları daha fazla uzamış, onu berbat bir evsize dönüştürmüştü. Babasına benzemeyen gözlerinin feri gitmiş, gözleri koyulaşmış ve bomboş bakışlara sahip olmuştu. Uykusundan uyandırılmış ve hiç hazırlanmasına izin verilmeden okula götürülmüş küçük bir çocuk gibi görünüyordu Nils'in gözünde. Ancak Silas nasıl göründüğünü biliyordu ve asıl gerçek de buydu: Sarhoş bir evsiz gibi görünüyordu.

Puslu Yolların ŞeytanlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin