EKİNİN AĞZINDAN;
''lan siz ne biçim herifsiniz?'' diye ser çıkışmıştım.adamlarımı sıraya dizdim ve yine o sinirli ses tonumla ''bana bakın bunu ödeteceğim''deyip yakasına yapıştım. gözümün döndüğünün farkındaydım sakinleşmeye ihtiyacım vardı ama bunu yapmayacak hayatımda bir kere olsun lanet sinirimi işe yaramış bulup,bu küçük kızın canını yakanların canını kendi ellerimle alacaktım.
demete vuran adamın yakasına yapıştım ve bir yumruk geçirdim,sonra bir yumruk ve bir yumruk daha hızımı alamıyordum.birden içeriye ağlamaktan şişmiş dudakları ve korkuyla bakan gözleriyle demet girdi.
evet yaralanmıştı ve bayılmıştı ama birkaç saat önce doktor gelmiş onu ayıltmıştı.başında saçlarının üzerinde bir bant vardı.canının acımasını istemiyordum çünkü benim de canım acıyordu sanki !ağhhhhhhhh hayır benim canım acımaz çünkü benim bir kalbim yok konu her ne kadar küçük bir sümüklü olursa olsun bu değişmezdi değişemezdi olanaksızdı!sinirli bakışlarımın kesilmediğini anladığımda onu daha da korkutmuş olabilceğimi düşünerek adamın yakasını bıraktım ve ona döndüm.kısık sesle''bırak yapma'' dedi sesi gerçekten ürkekti ve korkmuş olmalıydı.
''sakin ol sen içeri gir'' dedim
beni aldırmayarak koluma dokundu ve''bir kerecik olsun dediğimi yap koca adam''' dedi korkarak göz bebekleri büyümüştü. onu üzmemek için kısık sesle tamam dedim.
adamlarım şaşkın bakışlarıyla bize bakıyordu.sanırım onlarda benim düşündüğümü düşünüyorlardı''bu kadar sinirli bir adamı bu kız nasıl durdurabildi. açıkçası bende bilmiyordum.bu küçük kızda hissetttiğim yoğun duygunun adı sanırım ''sahiplenme duygusuydu.''
DEMETİN AĞZINDAN;
bu harabe yerde daha ne kadar yaşarım bilmiyorum.daha yeni ölümle burun burunaydım yeni iyileşmeye başlayacaktım ama içimde kapanmayan yaralarım dışarıdan da görünür oldu. hatta kalbimin ritmi bile değişti şu kısa zamanda duygularım korku oldu sadece artık dayanacak gücüm kalmadı şu hayatta kimseye boyun eğmeyeceğim, artık son perdedeyim hayatım bir film şeridi gibi aktı gözümün önünden düşünüyorum da büyümüştüm acılara gülecek kadar tecrübem var artık!
akıp giden hayata karşı sen git ben gelmiyorum der gibi baktı gözlerim son kez son kez herzaman doğan ama artık hiç doğmayacak olan güneşe bakarak son kez!
düştüğüm yerde yok oluyorum varlığımı hissetmeden şimdi arkamdan göz yaşı bırakmadan gideceğim.HOŞÇAKAL BANA BENDEN KALAN HERŞEYE!
masaya yaklaşıp su bardağını kırdım.usul usul ağlayıp cam kırıklarını izledim kalbime benzeyen her şey gibi onlarda paramparçaydı!
akan zamana karşı son bir umudumu istiyorum hayat bunu benden nasıl aldın? cam kırıkları bileğimin içindeyken gözlerim kaydı ''elveda benim kalanlarım'' !!!!!!!!!!!!!!!
İKİ SAAT SONRA
uyandığımı anladığımda beceriksiz olduğumun kanısına varmıştım.aptal olmak böyle bir şeydi demek ki iki bileğimi de kesmem gerekiyordu ama birini kesince diğerini hangi elle kesecektim ki offf çok rezil oldum kesin diye düşünürken birinin gözüme ışık tutmasıyla onun doktor olduğunu anlamam çok sürmemişti.bileğimdeki sargıya baktım güçsüz hisediyordum ve bu yüzden hiç ağzımı bile açmamıştım.doktor odadan çıktığında yanımdaki koltuğa oturdum.kapının açılmasıyla içeeriye giren ses tonunun kulaklarımda yankılanması bir olmuştu.
--bana bak sümüklü amacın ne bilmiyorum ama şu saçma intihar oyunlarını bırak artık her seferinde seni kurtarmaktan çok sıkıldım.
ağzım açık bu kötü koca adama baktım sinirli bir sesle''oyun mu '' dedim ve yine cevap vermesine fırsat vermeyerek söze girdim.
''kurtarmasaydın o zaman zorbaca kaçırdığınız insan için bu kadar çaba harcamasaydınız zaten ben de beni biri kurtarsın diye intihar ettiğimi sanmıyorum!
söylediklerine pişman olduğu anlaşılıyordu ama bana belli etmek istemeyerek arkasına döndü ve tam çıkacakken''sana güvenmemi söylemiştin''dediğimde aniden ''güvenme,sakın bana güvenme dedi''ses tonundan duygusuz olduğunu düşündüğüm bu cümleyi kurarak!
''böyle acımasız ukala davranmaya çalışıyorsun ama ben sende merhameti gördüm''
arkasına dahi dönmeden ''beni anlayamazsın''deyip çıktı.kalbim burkulmuştu hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum.ağladım da ama çok geçmeden gün ışığına yenilip uykuya daldım.
EKİNİN ASĞZINDAN;
beni tanımaya beni anlamya çalışan bir insan var! lanet olsun ki bu lanet oyunun bir parçası ''merhamet'' bana yakışmıyor ben merhamet etmem. ona karşı koymalıyım yoksa benim karanlığıma girecek ve o da kararacaktı.
söylediğim sözler kalbini kırmış olmalı her ne kadar babama inat ondan uzak dursam da o masum ve benim bile kirletemeyeceğim kadar temiz!
odasına girdiğimde bir köşeye sinmiş ağlıyordu yanına gittim elimi uzatttım.
''kalk hadi'' dedim. gözünü gözlerime dikti ve daha da şiddetli ağladı.
''özür dilerim''
inanmıyorum bunu nasıl söylemiştim bu cümleyi ben mi kurmuştum? olamaz bu sümüklü bana neler yaptırıyordu.
''dışarı çıkıp yemek yiyelim mi hava almış olursun ''dedim. yere diz çöküp saçını kulağının arkasına atarken bana sarılmasıyla kendime lanet ettim.hıçkırarak ağlıyordu. sesini kısıp kulağıma doğru'' sana güvenmek istiyorum'' dedi kalbim yanarkenbende sarıldığımı anladım. aklımı mantığımı kullanamıyordum.şimdi bu nasıl bir cennetti ki beni cehennem ateşinden koruyordu onlayken tek hissettiğim onun yanında kirli kaldığımdı. o çok masumdu ve bu masumluğu ben de bozmayacaktım...
kendini geri çekti ve utandığını anladım hemen ceketimi aldım ve ''dışarıda bekliyorum'' dedim. korkarak 5 dk sora kapıda belirdi. arabaya bindik yol boyunca onu izlemekten önüme bile bakamamıştım. ama öylece camdan dışarı doğru bakıyordu. sanki hiç yokmuşum gibi!
geldiğimizde hemen yanıma geldi kolundan tuttum ve yata geçirdim. kahvaltı masası boştu bana şaşkın şaşkın bakarak '' kahvaltı?'' dedi. hiç düşünmeden içimdeki çocuğu uyandırdım.'' belki yaparsan yiyecek birşeyler ortaya çıkar''
şaşkınlığı daha da arttı yüzünü yere çevirdi ve'' ben yemek yapmayı bilmem ki'' dedi masumca sıkılmasını istemedğimden yanına gittim ve ''o zaman beraber yaparız'' dedim.o da şaşırmış olacak ki ''sen yemek yapmayı nerden öğrendin?'' dedi. daha da yaklaştım ona ve gözlerini gözlerime diktim onu şu an yemek istiyordum aman tanrrımmm hayvanı iç güdülerimden ayrılarak;
''bende bilmiyorum'' dedim.
okuyan ve yorum yapan herkeze çok teşekkür ederim bölüm gidişatı için yorumlarınız çok önemli :))))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH ADAMIN BEYAZ KADINI
RomanceHiç bitmeyen bir çilenin yolu gözlenir mi yıllarca? siyahı beyaza karıştırmadan, gün sabaha ermeden, yıldızlar kayarken son bir dilek tutmalı insan!Kiralık bir kalpte mahsur kalmış savunmasız bir kadından daha acı bir şey var mıdır? Derin sularda k...