19.bölüm

1.5K 74 13
                                    

Mum ışığında üzerime sinen gölgene baktım.

uçsuz bucaksız karanlıkta,

Sadece seni düşündüren,

Seni hatırlatan her nefeste,

Bir şarkı gibi dilime dolanan,

Adını koyamadığım bu muhteşem duygu,

Hiç bitmesin diye ,

Her gece yatmadan önce yıldızlara anlatacağım,

Bu felaketten sonra bizi hatırlatıp,

Bizi dünyaya tutsak bıraksın diye,

Sadece aşkımız azad etsin diye!

ıslanmak belki de hayatımda ilk defa bu kadar mutlu etmişti.üşüyordum,ama umrumda bile değildi.

sudan çıktıktan sonra yere oturdum ve tişörtümden akan suları,sıkmaya başladım.Ekin yanıma geldi,ve oturdu.Suya girmeden önce çıkarttığı ceketini sırtıma attı ve konuştu;

-hasta olursan senle uğraşamam!

gözlerimi gözlerine diktim.

-Yani yardım etmemek için,hasta olmamı istemiyorsun öyle mi?

o her zamanki umursamaz tavırlarını takınarak konuştu;

-Evet başka ne gibi bir nedeni olabilir?

Başımı havaya kaldırdım ve yıldızlara baktım.Ekinde yıldızlara bakıyordu.

derin bir iç çekti ve konuştu;

-Karanlık bir gökyüzünü aydınlatmak için bazen yıldızlar yetersiz kalır!

Boğazım düğümlenmiş,kalbimin ritmi hızlanmıştı.Az önceki tavrıyla şimdi söyledikleri birbirini tutmuyordu.

onun karanlığına benim ışığımın etkisiz olacağını söylüyordu.Bilmediğim şeyler olmalıydı,kötü bir geçmişi olduğunu biliyordum, belki de dahası da vardı kim bilir belki de  öğrenmemem benim için daha iyi olacaktı.

ses tonumu alçaltarak yalvarır gibi konuştum.

-Aslında her gecenin bir sabahı vardır.

Söylediklerimi duymamış gibi söze girdi;

-Artık gidelim!

Kafamı olumlu anlamda salladım ve peşinden yürümeye başladım.

Ayağım takıldı ve kumların üzerine ser bir şekilde yapıştım.inanmıyorum rezil olmuştum üstelik canım da acıyordu.Ekin arkasını döndü ve şaşkın yüz ifadesiyle ,bir oyuncak bebek gibi kaldırdı beni.

Bu adam tam anlamıyla bir öküz dü.

yüzüne sinirli ifadesini takındı ve konuştu;

-sen düzgün yürümeyi de mi bilmiyorsun?

Dizimdeki kumları ellerimle yok etmeye çalışırken bir yandan da minik adımlar atarak Ekinin peşinden gidiyordum.

Bu soğukta üzerindeki incecik gömlekle donuyor olmalıydı.Yüzündeki ifade onun herşeye rağmen hissiz olduğunu belirtiyordu.

Arabaya bindiğimizde eve gideceğimizi anlamanın verdiği mutsuzlukla derin bir iç çektim,ekin ne yazıkki evde tahammmül edilemez biri oluyordu aslında çoğu zaman emirler veren egolu bir öküzdü,kim bilir bu söylediklerimi duysa bana neler yapardı,artık bedel ödemek ağzında sakız olmuş ona ait bir kelimeydi.

SİYAH ADAMIN BEYAZ KADINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin