17.bölüm

1.2K 72 10
                                    

uzak karanlıklara sürmüş yıldızları

mor kıvılcımlar geçiyor,dağınık yalnızlığımdan

onu çok arıyorum vücudumun her yerinde

biryerlere yıldırım düşüyorum

içimde keder

gözlerimde birikmiş o sonbahar akşamıyla

başıma kadar siyah gökyüzüyle beraber

bugün yine senden birşey hissediyorum

ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen

tanımadığın bir yer gibi

içinde yaşamadığın bir zaman gibi

tam kendisi gibi mutluluğun

beni bekliyorsun

gözlerin bir sonbahar akşamı olmuş...

öyle hızlı koşuyordum ki beni bulması imkansızdı,saat 12ydi ve ben  o uyurken kaçmıştım.tabiki o kadar salak değildi anahtarları yanında saklıyordu ama pencereden atlayacağımı düşünmemişti çünkü yüksek biryerden atlamam gerekiyordu.herşeyi göze almıştım,eğer bulabilirse bana neler yapacağınıda biliyordum ama bu kez bulamayacaktı,yokluğumu farketmemiş olacağını umarak ormanlık alandan kurtulmaya çalışıyordum gece olması beni korkutmuştu,önümü göremiyordum  ağaçların arasından geçerken birşeylere bacağımı değdiriyor, her yerimi yara bere içinde bırakıyordum.ağlayarak kurtulmaya çalışıyordum.

canım acıyordu,yaşadıklarım bana ağır geliyordu.

en sonunda bir yola çıkmıştım otobandı ve araba ve araba  geçmiyordu.emindim ki buradan geçen insanlar ekinden kötü olamazdı tek çare otostop çekmeliydim.

kaybedecek neyim kalmıştı ki?

bir taşın üstüne oturdum ve hıçkırarak ağlamaya başladım.hayatımdaki herşeyden nefret ediyordum.herşey berbat ilerliyordu ve ben bu iğrençliğin tam ortasında yer alıyordum.

yazılmış bir romanın ölmeye mahkum baş karakterlerinden biri gibi zamana karşı el mahkum susuyorum.

düşüncelerimin arasından sıyrılarak gelen arbaya doğru yöneldim. arabanın farları gözlerimi alıyordu.ellerimi sallayarak durdurdum.

içinden genç bir adam çıktı,sanırım az ilerdeki villalarda oturuyordu.

ben hıçkırarak ağlarken adam arabadan inmiş bana ard arda sorular sıralıyordu.bense hıçkırarak ağlamaya devam ediyordum.

-iyimisiniz?

hala ağlıyordum.cevabımı beklemeden genç adam tekrar sordu

-bir şey mi oldu?

ağlayarak konuştum.

-ben burdan gitmek istiyorum.

hala ağlıyordum.arabaya bindik ve yan koltuğa oturdum.hala camdan bakıp hıçkırıyordum.gözlerimden yaşlar süzülürken son bir kez daha içinde  bulunduğum hayata lanet ediyordum.

sessizliği genç adam bozdu ve sordu

-evin nerede istersen aileni ara!

-hayır,annem beni böyle görmesin!

-tamam,peki başka gideceğin bir yer yok mu?

-hayır!

bir süre sonra araba durdu ve arabadan inip yüzüme baktı!

-madem gidecek yerin yok bu günlük misafirimsin!

istemsizce arabadan indim ve yanına doğru ilerledim.üstüm başım dağılmış,her halimden kötü bir izlenim uyandırıyordum.

anahtarlarla  kapıyı açtı ve içeriye girdi bende peşinden gittim,ışıkları açtı ve konuştu;

-bak istersen bi doktora gidelim kötü görünüyorsun.

ağlamaktan şişmiş gözlerimle konuştum

-burası oraya çok yakın bulur bizi lütfen gidelim.

-sakin ol!kim bulur kimden kaçıyorsun?

hala ağlıyordum.

-tamam sen geç ben sana birşeyler getireyim.!

içeri geçtim ve koltuğa oturdum,konuşmaya mecalim kalmamıştı.

bir süre sonra elinde battaniyeyle geldi ve bana verdi.

-üşümüşsün al üstüne!

hemen aldım ve üstüme örttüm.

ardından gürültülü bir şekilde kapı sesi duyuldu.

koşarak yanına gittim ve konuştum

-nolur açma lütfen geldi nolur!

-kim geldi ne diyosun?

genç adam koşarak kapıya yöneldi ve kapıyı açtı.ve tahmin ettiğim gibi ekin gelmişti.

bağırarak adama kafayı geçirdi ve kolumdan tuttuğu gibi beni çıkardı.hala bağırmaya devam ediyordu.

-geberteceğim seni demet!

-bırak beni nolursun!

-sussss! ne işin vardı senin o adamın evinde?

ağlayarak konuşuyordum

-be-be-ben şeyyy

kolumdan tutu ve arabanın içine fırlattı.

yol boyunca hiç konuşmadı bir süre sonra araba durdu ve aşağı indi .

-in çabuk!

korkarak arabadan indim ve yanına gittim .

olamazdı ,bana böyle birşey yapamazdı yapmamalıydı.

-ekin napıyorsun bırak kolumu acıyor?

-iyi acıtmayı severim.

uçurum kenarına gelmiştik ya herşey bitecekti yada...

-neden geldik buraya?

-kes sesini?

hıçkırarak ağlıyordum nefes nefese konuştum;

-bak yanlış anladın,ben kaçtım evet,ama  o adamı tanımıyorum bile yolda karşıma çıktı.

-sen tanımadığın insanların evinde ne arıyorsun peki?

-sana hesap vermek zorunda değilim ,istersen at beni burdan aşağı inan ardımdan ağlayacak hiçkimsem yok! kaybedecek hiçbir şeyim yok! bir senin bende kalan günahın var onuda al canımı kurtulayım!

belimden tuttu ve kendine doğru çekti

-korkmuyor musun?

-artık korkmuyorum!

-yani seni burdan atsam da  korkmazsın öyle mi?

gözlerimi sıktım ve akan damlaların yüzüme değmesine izin verdim.

-peki burda sana sahip olsam ,ondan da mı korkmazsın?

gözlerimi gözlerine diktim,siyah gömleğine tutundum ve konuştum

-yapma artık! bıktım ekin yeter artık benden ne istiyorsun ?

-seni

dudaklarıma yapıştı.uzun süren bir aradan sonra nefes nefese soluyarak kulağıma eğildi

-eğer sana bir el değerse seni de gebertirim.

...

...

SİYAH ADAMIN BEYAZ KADINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin