33.Bölüm: Hediye hazırlığı

403 66 3
                                    

Ali ve grup yaklaşık üç saat sonra klana geri döndüler. Sadece bir haydut grubu öldürmüş olsalar da oldukça gaza gelmişlerdi. Kazançları beklediklerinden çok daha iyiydi. Sandıkların içerisinde ne olduğu bilmeseler de sadece yirmi at toplamda 2000 gümüş değerindeydi, yarım günlük bir çaba karşılığında kazanılmış harika bir rakamdı.

Grup klana girdikten sonra, çevredeki insanlar şaşkın bir şekilde sahneye bakmaya başladı, çünkü grubun önünde Ali ilerliyordu ve arkasında üstünde sandıklarla dolu yirmi kadar at vardı. Sahnenin bu kadar şaşırtıcı olmasının nedeni Yıldız klanının sadece iki atı olmasıydı. Şu anda klan lideri ardında yirmi atla yürüyordu.

İnsanlar şaşkın olsalar da kısa sürede şaşkınlıklarını attılar ve ileri çıkıp Ali'yi selamladılar. Ali'nin klan içerisinde ki sarsılmaz pozisyonu ve tapılırcasına sevilmesi yüzünden klan girişi bir anda bir yığın insan ile doldu. Ali kalabalığı başıyla selamlayıp arkasındaki gruba döndü. "Atların yarısını askeri salona gönderin, kalan yarısını da avcı salonuna gönderin. Sandıkları da yanınıza alın ve toplantı salonuna geçip beni bekleyin." Dedi ve gruptan ayrılarak klan reisi salonuna doğru yöneldi.

Klan reisi salonuna geldikten sonra kâhya Selim ile birkaç konuşma yaptıktan sonra odasına doğru ilerledi ve masadaki evrakları kontrol etmeye başladı. Günlük kontrollerini yaptığı için çok fazla evrak yoktu ve işini on dakikalık bir sürede tamamladı. İşini bitirdikten sonra klan reisi salonundan ayrılıp yavaş adımlarla toplantı salonuna doğru ilerlemeye başladı.

Beş dakikalık kısa bir sürede toplantı salonuna gelen Ali, grubun içerde beklediğini gördü. İçeri girdikten sonra düzgünce yere yerleştirilmiş on iki sandığa doğru ilerledi ve ilk sandığı açtı.

Açılan ilk sandığın içerisinin tamamı gümüş para ile doluydu! Ali memnun bir şekilde başını salladı ve "Tahminen burada yirmi binden fazla gümüş var. Şimdi bu haber Andrew'e ulaşınca nasıl tepki verecek merak ediyorum." dedi

Ali'nin sözleri ile birlikte salondakiler gülmeye başladı, Emre "Bence sinirinden alnındaki damarlar çatlayacak ve bayılacak." dedi.

Emre'nin saçma tahminiyle birlikte salondakiler tekrar gülmeye başladı ve birkaç dakikalık mutlu bir an tüm salonda yankılandı. Gülüşmeler durunca Ali ikinci sandığa doğru ilerledi ve açtı, şaşırtıcı bir şekilde bu sandığın içerisinde gümüş paralar vardı, sadece diğer sandığa göre içerisinde bakır paralarında bulunmasaydı.

Ali git gide daha memnun hissediyordu ve hızlı bir şekilde sandıkları açmaya devam etti. Tüm sandıkları açtıktan sonra neredeyse sakinliğini kaybedecek kadar heyecanlanmıştı çünkü sandıkların beşi bakır ve gümüş paralarla doluydu. Geriye kalan sandıkların ikisi şifalı bitkiler, üç tanesi silah yapımında kullanılan cevherler, bir tanesi değerli süs eşyası ve sonuncusu da kitap doluydu.

Ali'nin bu kadar heyecanlanmasının sebebi paranın haricinde bu kitapların kütüphanelerinde bulunmayan kitaplar olmasıydı! Sandığın boyu çok büyük olmasa da içerisinde on beşten fazla kitap vardı.

Birkaç saniye bakındıktan sonra gruba doğru döndü ve "İkinci testinizi tamamlamadan size herhangi bir ödül vermek istemiyordum fakat klanın kazancı bu sefer çok iyi. Her birinizi yüz gümüşle ödüllendiriyorum." dedi.

Tüm grubun gözleri bir anda aydınlandı ve yüksek sesle "Lütfunuz için teşekkürler klan reisi!" diye bağırdılar.

Ali gülümsedi ve "10.yaşlı Kaya'ya haber verin, buradaki ürünlerin kayıtları ile ilgilensin. Parayı saydıktan sonra kasaya koysun, cevherleri atölyeye, şifalı otları tıp salonuna, kitapları da klan reisi salonuna göndersin. Görevinize gelince iki gün sonra şafak vakti biri gelip size bilgisini verecek, şimdi dağılabilirsiniz." dedi

Grup saygı ile eğildikten sonra toplantı salonundan ayrıldılar. Aynı şekilde Ali de toplantı salonundan ayrıldı ve yapacak bir şeyi olmadığı için klanın içerisinde gezintiye çıktı.

Klan gezisi çok sürmedi ve hava kararmaya başladığı sırada evine döndü. Eve geldikten sonra salonda ailesi ile sohbet eşliğinde akşam yemeyi yedi ve eğitimine devam etmek için arka bahçeye yöneldi.

Zaman hızla ilerledi ve iki gün göz açıp kapayıncaya kadar geçti.

Üçüncü günün şafağında Emre ve grup klan kapısında toplandılar ve beklemeye başladılar. Çok beklemeden siyahlar içerisinde bir figür geldi ve Emre'ye bir kâğıt uzattı. Emre kağıdı aldıktan sonra gölge habercisi geldiği gibi gölgelerde kayboldu.

Emre kâğıdı açıp okudu, bir kaç nefes sonra kâğıdı katlayıp iç cebine koydu. Daha sonra gruba dönüp "Bu seferki görevimiz öncekine birazcık benzer, tek fark haydutlarla değil bir klan ile ilgilenecek olmamız. Kâğıtta yazana göre bu klan çok güçlü olmasa da Basil ailesinin yan dallarından biri ve elliden fazla yetiştiriciye sahip. En güçlüleri klan reisleri ve 8.seviye vücut yetiştiriciliğine sahip, ondan sonra klanın beş yaşlısı geliyor ve hepsi de 7. Seviye vücut yetiştiriciliğine sahip. Kalanından söz etmeye değecek biri yok ama sorun şu ki görev süresi sadece bir hafta. Eğer bir hafta içerisinde bu klanı silip atamazsak başarısız olacağız!" dedi

Emre'nin sözlerini duyan grup birkaç derin nefes aldı, yüzlerinde belirsiz ifadeler vardı ve kararsız görünüyorlardı. Emre kararsız ifadelerine baktı ve sesini çıkarmadan kararlarını vermeleri için beklemeye başladı.

Birkaç nefeslik zaman sonra Alex "Başarabiliriz!" dedi. Alex'in konuşmasından diğerleri de onaylarcasına başlarını salladı ve gözlerinde kararlı parıltılar belirdi. Emre gruba baktı ve "Güzel, hadi gidelim ve Basil köpeklerini öldürelim" dedi ve grup emin adımlarla yola çıktı.

Grup ayrıldıktan birkaç dakika sonra karanlık bir köşeden beyazlar içerisinde bir figür çıktı, ayrılan Emre ve grubunu süzdü. Ali bir süre giden gruba baktı ve parıldayan gözlerle "Andrew basil, Basil ailesi bu size ikinci hediyem. Üçüncü ve en güzelini bizzat kendi ellerimle teslim edeceğim!" dedi ve geldiği karanlık köşede kayboldu.

Qi: AscensionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin