10.Bölüm: Gümüş Kürklü Maymun

549 65 4
                                    

Ali bir süre ormanın seslerini dinleyip sakinleşmek için olduğu yerde bekledi. Rüzgârın sesi ve ağaç yapraklarının hışırtısından başka bir ses duyulmuyordu. Birkaç kez derin nefesler alıp verdi ve edindiği gizli tekniği yetiştirmek niyetiyle sakince mağarasına yöneldi. Kasap kardeşlerin silahlarını topladı ancak ölü bedenleri ile ilgili herhangi bir şey yapmadı. Orman sakinlerinin, bedenleri sabah olmadan kemiklerine kadar tüketeceğinden emindi.

Mağaranın girişini kapatıp ufak bir açıklık bıraktı. Daha sonra duvarın yanına yığdığı odunlara yöneldi ve ufak bir ateş yaktı ve karşısına oturup ganimetlerini düzenlemeye başladı. Vahşi hayvan kürkleri, kemikleri, bitkiler ve kasap kardeşlerden gelen gümüşlerle birlikte kazancı yaklaşık sekiz yüz elli gümüşe ulaşmıştı. Üstün körü hesabında çıkan rakamlardan memnun olan Ali teknik kaydırmasını çıkardı ve tekrar okumaya başladı. Birkaç kez üst üste kısık bir sesle tekrar etti lotus pozisyonunda oturdu.

Gizli tekniklerin renk sıralaması yoktu, kullanım alanlarına ve şekline göre değerlendiriliyorlardı. Ali'nin şuan geliştirdiği teknik herhangi bir saldırı etkisi olmasa da çok güçlü bir yardımcı teknikti. Her ne kadar tekniğin kökenini ya da neden bu kadar kuvvetli olduğunu bilmiyordu ancak hem kendi hem de Yıldız klanının bekası için çok yardımcı olacağı kesindi.

İki gün sonra meditasyondan gözlerini açan Ali, kafası karışmış şekilde etrafına bakındı. biraz daha zaman geçtikten sonra şaşkınlık yerini şok ile değiştirdi. "Ne kadar da mucizevi bir teknik! Sadece birinci aşamaya kadar geliştirebildim ama yaklaşık seksen... hayır, yüz metre kadar yakınlardan mağaranın yakınlarından geçmiş üç hayvanın kokusunu alabiliyorum. Kokulardan ikisi taze. Hmm... Biri yok olmak üzere. Anlıyorum. Yani bu koku izi... Beni de bu şekilde buldular." dedi kendi kendine ve yetiştirmeye devam etmek için tekrar gözlerini kapadı.

Dört gün sonra Ali'nin gözleri tekrar açıldı. Büyülenmiş bir ifadeyle kendi kendine konuştu. "Gerçekten mucizevi! İkinci aşama, ilk aşamayla karşılaştırılamaz bile. Dört yüz metre ilerde... Demir Boynuzlu Geyik. Kokusunu alabiliyorum! Daha önce savaştığım için kokusunu daha rahat ayırt edebiliyorum. Hmm... Sanırım buda koku hafızası gibi bir şey. Savaşmamış olduğum vahşi hayvanların kokularını da ayırt etmek mümkün. Peki, bitkilerde durum nedir?" Hemen çantasından yetmiş metre sınırında bulduğu bitkilerden birini çıkardı. Dikkatlice bitkiyi kokladıktan sonra doğruca mağaradan dışarı çıktı ve aramaya başladı.

Üç saat geçmeden aynı bitkiden dört tane daha buldu. Vahşi hayvanlara oranla bitkilerin daha zor olduğunu fark etti. Sebebini ise bitkilerin kokusunun çevreye daha uyumlu olmasına bağladı. Eğer gizli tekniği son seviyeye taşıyabilirse bu sorununda ortadan kalkacağına inanıyordu.

Kafasını kaldırıp güneşe doğru bakan Ali, daha öğlen saatlerinde olduğunu görünce temizlenmek için çevrede bir su kaynağı aramaya başladı. Klandan ayrılalı on bir gün olmuştu ve tam on bir gündür sayısız savaş sonrası vücudunun her yerinde rakiplerin kurumuş kanları vardı. Bir gün için eğitimine ara vermeye karar verdi.

Yaklaşık bir saat dolandıktan sonra maymun kabilesine yakın bir alanda küçük bir göletin önüne geldi. Hiç vakit kaybetmeden kıyafetlerini çıkarıp suya atladı. Rahatlık devamında temizlik hissini getirdi ve bir süre suyun tadını çıkardı. Kıyafetlerinin de iyi bir temizliğe ihtiyacı olduğuna karar verip ayrılmadan önce kıyafetlerini de yıkayıp göletin hemen kıyısındaki bir kayanın üzerine serdi. Tepedeki güneş neredeyse anında kıyafetlerini kuruttu. Giyindikten sonra, çevreyi daha iyi tanımak amacıyla gezinmeye başladı. İsimsiz gizli tekniği sayesinde kendini çok daha güvende hisseden Ali, istemediği sürece vahşi hayvanla karşılaşmıyordu. Hava kararana dek dolaştı. Sürekli savaşlar ve eğitim yüzünden çevresine hiç önem vermemişti. Ancak şimdi ormanın bütün güzelliğini görebiliyordu. Siyah gövdeli yemyeşil yapraklı ağaçlar, envaı çeşit renkli çiçeklerle dolu tepecikler, ufak bir esintiyle hışırdayan çalılar, sakin ve huzurlu söğüt ağacıyla çevrili göletler. Tüm alan bahar mevsiminin güzelliğini yansıtıyordu. Manzaraya hayranlığını gizlemeden derin bir iç çekti. Vahşi hayvanları bir yana bırakırsa neredeyse burada yaşamaya karar verebilirdi.

Karnından gelen gurultu tüm bu mutlu düşüncelerini bir anda böldü. Günlerdir yemek yemediğini hatırladı ve mağaraya dönmek üzere harekete geçti. Henüz birkaç adım atmıştı ki durup havayı kokladı. Kokunun geldiği yöne doğru bakan Ali ufak bir tepede, ay ışığının altında gökyüzüne bakan bir gümüş kürklü bir maymun gördü. Uzun kollu maymunların aksine kolları daha kısa ve kürkü gümüş renkli olan bu maymun sanki ay ışığı altında yalnızlık çekiyormuş gibi duruyordu. Ne tür bir vahşi hayvan olduğunu bilmediğini fark eden Ali varyant bir tür olduğunu düşündü, maymunu bir süre daha izledikten sonra döndü ve mağarasına doğru gitmeye başladı.

Ali gittikten birkaç dakika sonra, daha önce durduğu yerde gümüş kürklü maymun ortaya çıktı. Ali'nin gittiği yöne meraklı gözlerle baktı ve yakındaki bir ağacın dalına atlayıp ormanın derinliklerinde gözden kayboldu.

Bir sonraki gün Ali eğitimden gözleri açtı. Hızlıca bir şeyler atıştırıp sonra mağaradan dışarı çıktı. Maymunların bölgesine doğru yönelip bir tütsü çubuğunun yanması kadar bir süre geçtikten sonra maymun bölgesinin sınırlarına ulaştı. Dikkati elden bırakmadan sessizce bir ağaca tırmanıp birkaç maymunu gözlemlemeye başladı. On iki gündür eğitimde olmasına rağmen yumruk tekniğinde herhangi bir ilerleme kaydedememişti, maymunlarla ilgili problemi çözmek için herhangi bir çözüm bulamadığı için son çare gelip maymunları izleyerek bir yol bulup bulamayacağını görmek istedi.

Maymunları izlediği esnada uzakta başka bir ağacın tepesinde gümüş kürkü maymun da Ali'yi izliyordu, birkaç dakika daha izledikten sonra gözlerinde bir ışık parıldadı ve ağaçtan atladığı gibi ortadan kayboldu.

Yaklaşık bir saat kadar izlemeye devam eden Alinin burnuna tanıdık bir koku geldi. Kokunun geldiği yöne doğru bakan Ali dün gece gördüğü gümüş maymunu gördü. Dikkatini maymunun yönüne çeviren Ali gümüş kürklü maymunu izlemeye başladı.

Gümüş kürklü maymun, uzun kollu bir maymunun önüne doğru geldi garip bir hareket yapmaya başladı. Sağ elini göğsüne doğru vururken bir yandan da zıplayan gümüş kürklü maymun aynı hareketi iki kere yaptıktan sonra durdu. Birkaç saniye sonra iki maymun kavga etmeye başladı.

Bu sahneyi gören Ali heyecanlanıp daha dikkatli izlemeye başladı. Yaklaşık on dakika sonra gümüş maymun kavgayı kazanıp başka bir maymunun önüne gitti ve aynı hareketleri yaptı. Tekrar kavga etmeye başladılar. Bu ve buna benzer sahneler yaklaşık bir saat boyunca devam etti.

Bir saat boyunca gümüş kürklü maymunun hareketlerini izleyen Ali, bu hareketlerin maymun dilinde kavga ilanı olduğuna neredeyse emin oldu. Özellikle gümüş kürklü maymunun başka türden olmasına rağmen uzun kollu maymunlar kavgayı kaybettiklerinde diğer maymunları çağırmadığını fark eden Ali, heyecanlı hissetmeye başlamıştı.

Biraz daha izledikten sonra mağarasına dönen Ali bir sonraki gün maymunlara meydan okumaya karar vermişti. Mağaraya geldikten sonra birkaç saat daha eğitim yapan Ali, erkenden uyumaya gitti.

Sabah güneşin ilk ışıklarında uyanan Ali geçen gün avladığı geyiğin bir parçasını pişirip yedikten sonra doğruca maymun kabilesinin alanına doğru ilerledi.

Maymunların bölgesine geldikten sonra, yalnız bir maymun bulan Ali dikkatlice maymuna doğru yürümeye başladı, aralarındaki mesafe on metreye kadar düştükten sonra dün gümüş kürklü maymundan gördüğü hareketi yapmaya başladı ve tam o anda beklenmedik bir şey oldu!

Qi: AscensionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin