39.Bölüm: Taciz, Bölge Savaşı

439 53 5
                                    

Ertesi gün şafak vaktinde iki ayrı grup iki farklı yöne giderek Yıldız klanından ayrıldılar. Bunlardan biri Akıncılar, diğeri 2. Nesil klan reisi Emirhan'ın liderliğinde baskına giden Yıldız halkıydı. Akıncıların gittiği yön ise Basil ailesinin topraklarıydı. Akıncıların Basil ailesinin topraklarına gitmekteki amaçları, kalıntı baskını ve diğer olayların kimin yaptığını bulmalarını engellemek ve taciz edip kafalarını karıştırmaktı. Emirhan ve diğerlerinin amacı ise bölgelerini genişletmek ve bölge içerisindeki köyleri, yeni toprak sahibi olarak kendilerini tanıtmaktı.

Her grubun kendi yönü ve kendi planı var. Rüzgâr iki grup içinde ayrı yöne esiyor, toprak iki grup için ayrı renkte değişiyordu ama ortak noktaları iki grubun da Yıldız için savaşıyor olmalarıydı.

Şafak vaktinden bir saat sonra basil yönüne doğru giden Akıncılardan Alex, liderleri Emre'ye "Lider, bu seferki görevimiz tam olarak ne?" diye sordu.

"Klan reisinin bize verdiği görevi hepiniz duydunuz. Basil topraklarında sorun çıkarmak ve bizi bulmalarını engellemek. Lakin biz sadece bu kadarla yetinmeyeceğiz ilk önce üç gruba ayrılıp, daha önce faaliyet gösterdiğimiz yerlerde pusuya yatacağız. Basil'den gelen izci ya da çalışan kim olursa olsun kesip atacağız. Daha sonra dış bölgenin pazar yerine doğru gidip Basil tezgâhlarını ve varsa işletmelerini yakıp yıkacağız." diye yanıtladı Emre.

Emre'nin yanıtını duyan Alex ve diğer akıncıların gözleri parladı ve hızlarını arttırdılar, belli ki aksiyona daha hızlı girmek istiyorlardı.

Emre ve Akıncılar yollarına devam ederken, Emirhan ve Yusuf da hızla yollarına devam ediyorlardı. Bir saatlik yolculuktan sonra yollarını neredeyse yarılamışlardı. Normal şartlarda Yusuf ve Emirhan bir saatlik bir sürede Vex klanına ulaşabilirlerdi lakin arkalarından gelen insanların yetiştiricilikleri kendilerininki kadar yüksek değildi.

Bir süre daha ilerledikten sonra Emirhan, Yusuf'a bakıp "Gölge kaptanı yerini almış mı?" diye sordu.

"Evet baba. Dün gece klandan ayrıldılar ve konuşlandılar. Vex klanı liderinin gücü 8. Seviye vücut geliştirmenin ortalarında ve sadece kırk kadar yetiştiricileri varmış." diye yanıtladı Yusuf.

Başını sallayıp onaylayan Emirhan "Klandan kimsenin ayrılmasına müsaade etmesinler. Ayrılan olursa da takip edip öldürsünler." dedi.

"Hemen haberini gönderiyorum." dedi Yusuf ve arkasına dönüp grubun içerisinden siyahlar içinde birine işaret etti ve sözlerini iletti. Karanlık figür ayrıldıktan sonra babasının yanına dönen Yusuf hallettiğini söyledi ve önüne döndü.

Yolculukları devam ederken bir süre sonra Emirhan diğer yanında yürüyen iri yarı kaslı uzun boylu figüre baktı, bu onun ilk oğlu Cemil'di. Yıllardır klanın avcı takımının kaptanlığını üstlenmiş ve yıldız klanının mali sorunlarına destek olmuştu. Karakteri yüzünden insan ilişkilerinde pek becerikli değildi ancak konu avcılık ve savaş olduğunda gençliğinden beri akranlarından çok ilerdeydi.

İnsan ilişkilerinde kötü olduğu içinde klan reisi pozisyonu kardeşi Yusuf'a kalmıştı. Yıldız klanının gelişme dönemi başlangıcında 1.avcı takımı pozisyonunu bırakmasını ve klanın içinde yönetime katılması istenilmişti ama hiç düşünmeden vazgeçti ve avcı kaptanı pozisyonunda devam etti.

Emirhan bir süre daha oğluna baktı ve "Kara ormanda iç bölgeye girmek istediğini duydum doğru mu?" diye sordu

Tepkisiz bir ifade ile başını sallayan Cemil "Evet doğru, normalde gücümle 80 kilometre sınırına kadar problemsiz takımımla ilerleyebiliyordum. Şimdi gücüm arttı ve 100 kilometre sınırını rahatlıkla zorlayabiliyoruz. Yakında batı girişinde yapacak bir şey kalmayacak ve doğu girişine gideceğiz, orada güney ve kuzey bundan sonra tüm dış bölge tamamlanmış olacak. Tamamlandıktan sonra en fazla iki ay daha dış bölgede kalıp haritalama işiyle uğraşıp, vahşi hayvanların kataloğunu çıkaracağız sonrada iç bölgeye girip efsane şeytani hayvanları göreceğiz."

"Anlıyorum ama gücün bunun için yetersiz değil mi? Biliyorsun sözde şeytani hayvanların en güçsüzü bile Qi sirkülasyonun 1. Seviyesinde." dedi Emirhan.

"Doğru. Sözde en güçsüzleri bile bizden kat ve kat güçlü, ama takımımla en güçsüzünü halledebileceğime inanıyorum. Halledemesek bile klan artık bizsiz devam edebilir." diye yanıtladı Cemil duygusuz bir şekilde.

Emirhan oğlunun sözlerine şaşırdı ve hafif kızarak "Bu biraz fazla değil mi?" diye sordu.

Cemil başını iki yana salladı ve "Hayır değil, önceden olsaydı belki. Ama şimdi önemli değil. Ali'nin gücü ve yenilikçi hareketleri ile birlikte klan son derece hızlı bir şekilde gelişiyor. Sorun şu ki, ne kadar gelişirsek gelişelim Qi sirkülasyon aşamasına geçemeyeceğiz çünkü teknik konusunda eksiğiz. Bu yüzden bazılarımız fedakârlıkta bulunmalı ve bu bazıları da benim. Senelerce dış bölgede kalıntı aradım ama hiç bir şey bulamadım, o yüzden ölsem bile iç bölgeye girip bakmam gerekiyor, klan için bunu yapmalıyım." Dedi.

Oğlunun sözlerini duyan Emirhan bir an tarifsiz bir duyguya kapıldı, hem böyle bir evladı olduğu için sevindi, hem de gerçeği söyleyemediği için üzüldü. Yapabileceği tek şey Cemil iç bölgeye girmeden Ali'nin kapalı kapılar arkasından çıkması için dua etmekti.

Cemil in sözlerine herhangi bir cevap vermeyen Emirhan sadece içini çekti ve sessizce yollarına devam ettiler. Göz açıp kapayıncaya kadar tekrar bir saat geçti ve Vex klanının topraklarına girdiler. Saldıracakları klan ile aralarında sadece yarım kilometre mesafe vardı, bu yüzden hızlarını düşürdüler ve daha yavaş ilerlerken gölge habercilerinden bilgi almaya devam ettiler.

Mesafe 100 metreye kadar düştükten sonra tam olarak klan duvarlarını ve içindeki binaları görebilecek hale geldiler. Klan çok büyük olmasa da binalarının tamamı yeniydi, en ilginç olanı klanın etrafını çeviren duvarın tamamı kızıl taş olarak adlandırılan özel bir taştan yapılmıştı. Kızıl taşın en büyük özelliği yağmura ve rüzgâra dayanıklı olması ve 5. Seviye vücut geliştiricisi ve altında kimsenin bu taşı kıramayacak olmasıydı.

Kızıl taşı gören Emirhan'ın gözleri parladı ve yanındakilere "Bu taşlar işimize yarayabilir" dedi

Yusuf ve Cemil babaları gibi parıldayan gözlerle başlarını sallayarak onayladılar. Çok geçmeden gölge kaptanı yanlarına geldi ve Vex klanı hakkında öğrendiği tüm bilgileri Emirhan'a anlattı. Gölge kaptanının raporunu dinledikten sonra birkaç saniye düşündü ve arkasına dönüp "5. Seviyenin altında olanlar klanını çevrelemek için ayrılıyor kalanlar benimle birlikte saldıracak." dedi.

Emirhan'ın sözleri ile birlikte 190 kişilik guruptan yüz kişiden biraz fazlası ayrıldı ve klanı çevrelemek için hızlıca hareket ettiler. Birkaç dakika sonra herkesin yerlerini aldığını gören Emirhan Elini kaldırdı ve "Saldırın!" diye bağırdı.

Bu esnada Vex klanının reis odasında sandalyesinde oturan liderleri mutlu bir şekilde sırtına masaj yapan genç güzellikle sohbet ediyordu. Genç kız Vex'in reisinin kulağına yaklaşıp "İstediğim takıyı ne zaman alacaksın, arkadaşlarıma göstermek için sabırsızlanıyorum." dedi.

Genç kızın nefesini hisseden Vex'in reisi elini uzatıp genç kızın belini kavradı ve "Bebeğim hiç merak etme kızıl taş ocağından bir teslimat daha yaptıktan sonra yeterli paramız olacak ve o zaman istediğin takıyı sana alabilirim!" dedi.

Genç kız mutlu bir şekilde kıkırdadı ve adamın yanağına bir öpücük kondurdu. Tam o esnada dışarıdan bağırış ve çığlıklar yükselmeye başladı. Sesleri duyan Vex'in lideri genç kızı kenara bıraktı ve telaşla dışarı fırladı.

Dışarı çıktığı gibi gördüğü sahne karşısında dona kaldı. Elleri silahlı onlarca insan içeri girmiş ve halkın öldürüyordu!

"Bu ne cür'et!" diye bağırdı ve en yakınındaki kişiye doğru fırladı. Lakin daha birkaç adım atmıştı ki gölgelerden bir el uzanıp boğazını kavradı ve sert bir şekilde geriye doğru itilip yere çakıldı. Çarpmanın etkisiyle istemsiz bir şekilde "Ahh!" diye bağırdı, birkaç nefes hem acı hem şaşkınlıkla ne olduğunu anlamayan Vex'in lideri dikkatli bir şekilde baktı ve sadece gözleri görünen siyahlar içerisinde bir figürün ona baktığını gördü. Siyahlı figürün duygusuz gözlerini görünce, istemsiz bir şekilde titredi ve titrek bir ses tonuyla "Si.. si..sizde kimsiniz!?" diye sordu.

Siyahlar içerisinde ki figür yerde yatan Bex'in liderine baktı ve buz gibi bir ses tonuyla "Bizler Yıldızlarız." dedi. Cümlesi bittiği gibi "Pörç" diye bir ses duyuldu!

Ses Vex'in liderinin kalbine saplanan hançerin eti delip geçmesi ve etrafa sıçrayan kandan gelmişti!

Qi: AscensionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin