7. Bölüm: İlk Savaş

533 64 2
                                    


Kül kurdu ile Ali'nin arasında dört beş uzun adımlık mesafe vardı. Ali mızrağını biraz daha indirip sıkıca kavradı. İlk hareketi kurdun yapmasını bekliyordu. Hırlayıp sivri dişlerini gösteren kurt çok geçmeden Ali'ye doğru koşmaya başladı. Bir adım kala sıçrayıp sivri dişlerle dolu ağzını açtı. Ali kendini kurdun dişlerinden korumak için basit bir hareketle eğilip yana doğru bir adım attı. O çok kısa sürede mızrağını çevirip olduğu yerde döndü ve yere indiği gibi geri dönen kurdun keskin pençesini karşılamak için mızrağını sapladı.

"Tink!"

Mızrak ve pençenin çarpışması metalin metala çarpması gibi bir çınlama sesi çıkardı. Çarpışmanın etkisiyle kurt bir metre geriye doğru savrulurken Ali hala olduğu yerde duruyordu. Eğer herhangi biri bu sahneyi görseydi gözleri göz yuvalarından dışarı fırlardı. Sadece normal bir saplama hareketi kül kurdunu bir metre geriye savurmuştu!

Kurt savrulduktan sonra hızlıca toparladı. Kurdun duruşundaki bozukluğu fark eden Ali hayvanın pençesine göz attı. Sağ pençesinden toprağa kan damlayan kurt vahşi bir uluma ile tekrar koşmaya başladı. Aksak ve gözü dönmüş kurdun saldırısı Ali'yi hafifçe gülümsetti. Yerinde gerildi ve mızrağını bel hizasında tutarak iyice geriye çekti. Aralarındaki mesafenin kapanmasına birkaç adım kala fısıldadı. "Delici Mızrak!"

Yaydan çıkmış ok gibi hızla hareket eden metal önce deriyle eti, sonra kemikleri parçaladı. Parçalanan etin boğuk sesinden başka bir ses duyulmadı.

Ali hızlı bir hareket ile mızrağını hayvanın ağzından çıkardı. Mızrak çıkınca hayvanın bedeni bir bez bebek gibi şekilsiz duruyordu. Muhtemelen darbe ile birlikte bütün omurlar parçalanmıştı. Ali avını bir süre daha inceledikten sonra mızrağını temizleyip bıçağını çıkardı. Bıçak kullanırken de mızrakta olduğu kadar ustaca hareket eden Ali çok geçmeden hayvanın derisini yüzüp rulo haline getirmişti.

Toparlanmak için hazırlanırken bir şey fark etti. Etrafına bakınmaya başlayıp "Daha on kilometre sınırına yakın bile değilim. 7. Seviye bir kül kurdu? Buralarda değerli bir şeyler olmalı." diye düşündü. Kurdun çıktığı çalılığı görünce içgüdüleri onu yönlendirmeye başladı. Çalıyı geçip bir süre daha yürüdü. Küçük bir açıklıkta bir parıltı fark etti ve adımlarını hızlandırdı. Bir ağacın gölgesindeki bu soluk parıltı bir bitkiden geliyordu. Memnun bir ifadeyle bitkiyi söküp inceledi. "Şimdi daha iyi anlıyorum. Bir "ay ışığı çimeni". Sanırım bir kitapta görmüştüm. Ne büyük şans! Oldukça değerli bir bitki. Sanıyorum yüz gümüş edecektir. Ancak ne işe yaradığını bilmiyor olmam üzücü." dedi ve sağ kalçasına bağlı hasır toplama çantasına attı.

Hava kararana kadar yürümeye devam eden Ali, başka vahşi hayvanlarla karşılaşmadı. Vahşi hayvanlarla karşılaşmamış olsa da satılabilecek birkaç bitki daha buldu. Gece ormanda yolculuk etmek çok tehlikeli olacağı için yüksek bir ağaca tırmanıp geceyi orada geçirmeye karar verdi. Ağacın tepesinde kazancını kontrol ettikten sonra, mutsuz bir şekilde kendi kendine " Bazen ilkel bir kabileden daha az gelişmiş olduğumuzu düşünüyorum. Yüz yıldan uzun süredir var olan bir klan, nasıl oluyor da sadece birkaç bitkinin kullanımı biliyor? Yoksa bilmediğim başka şeyler mi var? Klana döndüğüm zaman dedemle konuşmam gerekecek gibi gözüküyor." diye düşündü.

Sonraki sabah erkenden yoluna devam eden Ali, küçük bir göle gelene kadar yürümeye devam etti. Göl kenarında biraz soluklandıktan sonra çevresine baktı ve düşünceli bir şekilde " On kilometre sınırını geçmek üzereyim, eğitim yapmayı planladığım nokta yetmiş km sınırı, hızlanmam gerek."

Alinin bahsettiği bu sınırlar yüz kilometreye kadar devam ediyordu, yüz kilometre sonrası kara ormanın yasaklı bölgesiydi, içeri giren kimsenin dışarı çıkamadığı için kimse içerde ne olduğunu ya da ormanın nereye kadar uzadığını bilmiyordu. Alinin yetmiş kilometre sınırını tercih etmesinin sebebi ise 'Uzun Kollu Maymun' kabilesi bu sınırda yaşıyordu. Bu maymunların en büyük özelliği ise kendilerine has bir yumruk tekniğine sahip olmalarıydı. Ali'nin planı da bu bölgedeki maymunlarla savaşıp, kendi yumruk tekniğini büyük başarı aşamasına kadar ilerletmek istemesiydi.

On km sınırını geçtikten sonra yolculuğuna daha hızlı devam eden Ali çok gerekmedikçe savaşlardan kaçınmaya özen gösterdi. Bu esnada kara ormanın girişinde bellerinde pala takılı olan üç kişi ortaya çıktı, bu üçlü Kasap Kardeşler'di!

Kardeşlerden biri "Abi sadece bir böceği öldürmek için bizi göndermeleri çok yanlış, neden bu böceği başkasına bırakıp yakınlardaki bir köyü katletmeye gitmiyoruz?"

Abi olarak seslenilen kişi "Klan reisinin verdiği görev olduğu için uymak zorundayız. Hem işimiz bittikten sonra gidip bir köyü katledebiliriz, burada işimiz uzun sürmez" dedi

" Abi haklı ortanca kardeş. Ayrıca bu böcek bir klan reisiymiş, daha önce hiç reis parçalamadık çok ilginç olacak" dedi sapıkça bir ifadeyle kardeşlerden diğeri.

"Bu kadar sohbet yeter hadi girelim " dedi en büyük kardeş.

Kardeşler hızlı adımlarla ormana doğru girdiler, bu esnada yakındaki avcılardan biri " Hah! Şimdi kara orman daha tehlikeli. Bu manyaklar buraya gelmezlerdi, şimdi neden buradalar ki?"

Bir diğer avcı üzgün bir ses tonuyla "Neden olduğunu bilmiyorum ama sanırım bu deliler yüzünden içeriden daha az kişi çıkacak. Gördüğünüz herkese haber verin."

"Haklısın hadi gidip diğerlerine haber verelim."

İki avcının da olay yerinden ayrıldığı sırada Ali hızlı bir şekilde otuz kilometre sınırını geçmişti. Yolculuğu esnasında iki tane kahverengi tüylü yaban domuzu ve bir tane dört gözlü yılan öldüren Ali birkaç tane de bitki buldu. Klandan ayrıldığından beri daha iki gün olmuştu, her ne kadar teknikleri konusunda şu anlık bir ilerleme kat etmiş olmasa da kazancı iki yüz gümüşe yaklaşmıştı. Ortalama bir ailenin aylık gideri on gümüş civarındaydı. Alinin kazancı her ne kadar yüksek görünse de planları için çok daha fazlasına ihtiyacı vardı. Bu yüzden yolculuğu esnasında, değeri olan her şeyi toplamıştı.

Kırk kilometre sınırını geçtikten sonra, karşılaştığı vahşi hayvanların sayısı neredeyse iki katına çıkmıştı. Daha yolun yarısını geçmesine rağmen şimdiden altı vahşi hayvan öldürmüştü bile. Yolculuğa ara vermeden devam eden Ali, havanın karardığını fark edince geceyi geçirmek için bir yer buldu ve biraz meditasyon yaptıktan sonra çantasını başının altına koydu ve uykuya daldı.

Yazar Notu: Meditasyon hem zihni ve bedeni dinlendirmeye, hem de dünyadan Qi'yi vücuda alıp yetiştirme yapmayı sağlar.

Qi: AscensionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin