18.''Ayrılma Nedeni.''

855 55 52
                                    

İthaf isteyen ? 

Hızlıca eve koştum , ve sanırım ışınlanmayı bulan ilk insanım çünkü o mağazadan çıkmamdan eve varmama kadar geçen zamanı hatırlamıyorum.

Bunun için ya ışınlanmış olmalıyım ya da zihnim çok meşgul olduğu için hiçbir şey düşünemeden hızlıca geldim eve.

Şimdi düşündümde , ikincisi daha mantıklı.

Son kez derin bir nefes alıp , kapıyı tıklattığımda , kapının açılmasına kadar geçen zaman dilimi sonsuza kadar sürmüş gibi geldi.

Annemin solgun yüzüyle karşılaştığımda , heyecanlı ve meraklı olduğumu belli etmemeye çalıştım.

''Bu kadar heyecanlanma Bulut , öğreneceğin şey hiç iç açıcı değil.''

Anne işte , anlıyor. Yoksa rol yeteneğim iyidir yani. Gerçekten.

Tekli koltuğa oturan anneme en yakın yere , yani üçlü koltuğun en sağına oturdum.

''Bunu öğrenmeyi gerçekten istiyor musun ?''

Hızlıca kafamı salladım. Hangi çocuk anne babasının boşanma nedenini öğrenmeyi istemezdi ki ?

''Babanı her zaman seveceğine söz ver. Ne olursa olsun onu yargılama.'' Ben babamı zaten her zaman severdim. Bu da neydi böyle ? Çok üstünde durmadan annemin istediğini yaptım.

''Söz , anne.''

''İlk başlarda sadece şüphelenmiştim , kavgalarımız bu yüzdendi. Yapmaz demiştim , gördüğümde de inanamadım.''

Sesi zor çıkıyordu çünkü konuşurken bir yandan ağlamamak için kendini sıkıyordu. Gözlerini yukarıya dikip koluyla yüzünü sildi.

Merakım gittikçe artarken , kafamda oluşan ihtimalleri hızlıca savuşturdum. Benim babam yapmazdı çünkü.

''O kapıyı açtığımda , babanı başka kadınla görmeyi hiç beklemiyordum Bulut. Baban beni aldattı.''

Baban beni aldattı.

Aldattı.

Hiç cevap vermedim. Hıçkırdım. Ağlamamak için savaş verdiğinde çıkan türden bir hıçkırık.

Tüm çığlıklarımın , duygularımın sözcüsü olan bir hıçkırık.

Annem orda öylece ağlamaya başladığında , bu sefer kaçmamakta kararlıydım. Tekli koltuğun kenarına oturup anneme sıkıca sarıldım.

Evet , gerçek buydu ve ben bundan hiçbir şekilde kaçamayacaktım.

Ve asla annem ağlarken , ağlamayacaktım. Bunu daha sonra tek başımayken yapabilirdim.

Sonunda annem ağlamayı kestiğinde benden yavaşça uzaklaştı ve bir şey demeden kalkıp odasına doğru yavaş adımlarla ilerledi.

Artık biliyordum. Öğrenmek için günlerce uğraştığım , öğrenemediğimden meraktan kendimi yediğim ayrılma nedenini artık biliyordum.

Tüm kalbimle , en içten duygularımla , bunu hiç öğrenmemiş olmayı diledim.

Ben de annem gibi yapıp , yavaş adımlarla odama ilerledim. Beyaz kapıyı ittirip içeri girdiğimde , odamın açık penceresinden içeri süzülen günün son ışıklarını görmemek için , perdemi çektim.

Yani , çok garipti. Birisine güvenmiştim ve o bunu boşa çıkarmıştı.

Güven kolay oluşan bir şey değildi. Elmas gibiydi. Tek fark şuydu ki , elmas milyonlarca yılda oluşurken , bizim o kadar vaktimiz olmadığı için , güven seneler içinde oluşuyordu.

Çilekli SütHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin