21.''Mahkeme''

780 42 38
                                    

Doğumgünlerine çok değer veren bir insan olmamıştım hiçbir zaman. Yani doğmuştuk , ve bunu sadece bir gün mü kutlayacaktık ? Saçmalık. İnsanlar en az senede bir kez özel hissetmeli cümlesi tam bir saçmalıktan ibaretti benim için.

Doğduğumuz günden , öldüğümüz güne kadar her gün özel hissetmeliyiz görüşündeydim ben.

Bu nedenle , senede bir kez özel hissetmeyi reddetmiş , her gün özel hissetmek için farklı olmaya çabalamıştım.

13. yaş günümden bu yana hiç doğumgünü kutlamamış , aptal mumlar için nefesimi tüketmemiştim.

Aslında sorsanız , 13. yaş günüme kadar olan hiçbir şeyi hatırlamıyordum. Ne doğumgünlerimi , ne arkadaşlarımı.

Tek bildiğim , 14 sene yaşadığımız şehirden , bir nedenden dolayı taşınıp , buraya gelmiş olmamızdı. Oradaki arkadaşlarımı , oturduğumuz sokağı hatta yaşadığımız evi bile hatırlamıyordum. Orada da böyle asosyal miydim , yoksa arkadaşlarım var mıydı bilmiyordum.

Anneme sorduğumda hep bir şekilde geçiştirmiş , yanıt vermemişti.

İlkokula başladığım günü bile hatırlayamıyordum. Sanki hiç bebek olmamışım , pat diye 14 yaşında doğmuşum.

Tüm bunları düşünmemin nedeni , elimdeki şiir kitabıydı. Daha doğrusu şiir kitabının içindeki nottu.

-Kitaplığıma ilerleyip hiç okumadığım , ama kendimi bildim bileli kitaplığımda duran şiir kitabını alıp yatağıma oturdum. Ünlü şairlerin şiirlerinin derlemesinden oluşuyordu. Oturdum yatağıma ve ilk sayfayı açtım. Tarih ve isim yazıyordu.

13/03/2009

E.A.

İsim ve soyisimin baş harfiydi sanırım. 3. sayfa haberlerinde çıkan baş harfler gibi tövbebismillah o ne öyle.

Sonraki sayfayı çevirince bir notla karşılaştım.

''Şair kardeşime , usta şairlerin ilham vermesi dileğiyle.''

İstemsizce merak etmiştim bunu bana kimin aldığını. Bana alındığından eminim çünkü doğumgünüm 13 Mart'tı ve tarih 13 Mart olarak yazılmıştı. Şair kardeş ben oluyordum bu durumda. Ama benim arkadaşım bile yok , kim kardeşim der ki bana ? Üstelik ben doğumgünlerimi kutlamam bile.-

Bu kitabı kitaplığımdan alıp okumaya yeltendiğim ilk günü hatırlayınca gülümsedim. O güne benzer şeyleri tekrar düşünüyordum. Çünkü gerçekten garipti. E.A kimdi ? Bana gerçekten kardeş kadar yakınmıydı ? Önceden oturduğumuz şehirde olanları niye ayrıntılı bir şekilde hatırlamıyordum ?

Yani hatırladığım çok az şey vardı. Mesela okula başladığım ilk gün. Yaşıtım 2 çocuk beni sıkıştırmışlar ve para istemişlerdi , ısrarla onlara param olmadığını söylüyordum ama dinlemiyorlardı. Ne kadar korktuğumu hatırlıyorum , titriyordum.

Sonra hayal meyal hatırladığım birisi gelip onları kovmuştu. Şaşırdığımı hatırlıyorum. 'Ama sen kızsın , onları nasıl korkuttun ?' gibisinden bir şeyler sormuştum ve aldığım cevap şuydu ; 'Ama sen erkeksin , onlardan nasıl korktun ?'

8.sınıfa kadar geçen zamanda hatırladığım tek şey buydu işte. Arada bir kaç önemsiz ayrıntıyı hatırlıyordum ama tam bir anı olarak sadece bu vardı.

Bu şiir kitabını bana armağan eden kişinin kim olduğunu annem biliyordu. Buna emindim. Elimdeki kitapla birlikte yatakta doğrulup , ayağa kalktım. Odamın kilitli kapısını açtıktan sonra , salona doğru emin adımlarla ilerledim.

Çilekli SütHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin