Ithaf isteyen yorumda belirtsin :3
Hayat ciddiye alınacak kadar uzun değil.
Esin'in bu düşüncesini duyduğumda şaka yapıyor sanmıştım çünkü ben otu böceği kafasına takan birisiydim. Tamam , bazı konular ciddiye alınmamalıydı ama bazı konularda da ciddi olmazsanız kötü şeyler olabilirdi. Yani bu düşünceyi hayatınızın her alanında kullanmaya kalkarsanız , işler kötüye gidebilirdi. Bana hala gülümseyerek bakan Esin'e döndüm.
''Sen ciddi olmamak konusunda ciddi misin ?'' Kurduğum cümlenin saçmalığını fark edince duraksadım. ''Yani demek istediğ-'' Esin sözümü kesti.
''Evet ciddi olmamak gerek derken çok ciddiydim.'' Sonra içinde zor tuttuğu kahkahasını serbest bıraktı. O kadar çok gülmüştü ki sınıftan birkaç kişi bize bakıp tekrar önlerine dönmüşlerdi. Gerçekten hep neşeli miydi yani ?
''Tamam , seninle tartışmayacağım Saba Tümer çakması.'' Küçücük bir gülümseme gönderip önüme döndüm.
''Hey hey hey , Saba Tümer sadece öylesine gülüyor. Ben hayatın komik yanlarını bulup gülüyorum.''
''Seninle tartışmayacağımı söylemiştim değil mi ?'' dedim tekrar önüme dönerken. Bu sefer cevap veremedi çünkü edebiyat öğretmeni sınıfa girmişti. Gerçekten mi ? Zilin çaldığını ben niye hiçbir zaman duyamıyorum ?
Bir de unutmadan , 2 edebiyat dersi arka arkaya değildi. Birisi ilk , diğeri son ders. Yani son dersteydik. Diğer derslerde saçma sapan geçmişti. Kimya , biyoloji ve dil anlatım derslerinde ne yaptığımızı anlatacak değilim.
Evet , saçma okul , saçma dersler , saçma ders programı.
''Evet gençler , bu sefer konuyu siz belirleyin. Benim beynim durdu açıkçası.'' Arkalardan birisi konuştu. Bir dakika , bizim sınıfta öyle biri var mıydı ki ? Daha sınıf arkadaşlarımı bile tanımıyorum.Yaşasın ben.
''Hocam bence insanlar en hızlı kaç dakikada uyuyabilir konulu bir deney yapalım.'' Melek Hoca çocuğa baktı. Bir daha baktı. Sonra ne mi yaptı ? Tekrar baktı.
''Gıdıkla da güleyim ?'' dedi ciddi bir tavırla. O an kafama dank etti. Öğretmenlerin hepsinin espri anlayışı berbattı. Pırasadan bile kötüydü esprileri. Buna Melek Hoca'nın esprileri de dahil. Tüm sınıf sessizliğe gömülmüşken herkes aynı anda aynı şeyi söyledi.
''Iııııyyyyy.'' Tekrar sessizlik. -kahkahalar- ve kapanış. Melek Hoca ne olduğunu anlamamıştı ve tek tek hepimize moron moron bakıyordu. Sonra hiçbir şey demedi.
''Evet , bu ders serbestsiniz . '' Melek Hocam , canım hocam. Hemen Esin'e döndüm. O da bana dönmüştü.
''Sevdin mi okulu ?''
''Daha gezmedim bile nesini seveyim?'' Haklıydı , okulu gezdirmemiştim. Ama ben bile bilmiyordum zaten okulu. Sadece bizim sınıfa çıkan yolu biliyordum. Kantine gönderseler gidemem o derece. Bina zaten bayağı büyük bir şey.
"Sana gezdirmek isterdim ama popom ve sıra arasında seviyeli bir ilişki var. Sevenleri ayırmak günahtır. Yani yerimden kalkamam."
"Bulut." Dedi bebek taklidiyle.
"O kadar tatlı (!) bir bebek sesi çıkardın ki kafanı kopartıp anahtarlığa takmak istiyorum."
"Ha - ha. Şakacı şey seni. " Alay ediyordu , ve hala gülümsüyordu.
Konu kalmayınca sessiz sessiz oturduk. Aklıma Ezgi ve üvey babası konusunu sormak geldi. Esin Ezgi'yle yakın arkadaşsa , konu hakkında bilgisi mutlaka olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilekli Süt
ChickLitÇilekli sütü ne kadar sevdiğini de bilirim.İnan bana seni dünyada kalan son çilekli sütün en son damlasında bile delicesine sevebilirim. Ve sen , beni seversen , yüreğinin beni seven her hücresinden öperim... Bu Kitap 28 Ağustos 2014 tarihinde yayın...