İthaf isteyebilirsiniz gdfgdg
Bazen merak ediyorum , acaba insan değilde bir hayvan olsak nasıl olurdu ?
Mesela bazı zamanlar aslan olmak isterdim , en çokta Enes benimle uğraştığı zaman. Sinirli bir aslan olmak , ve onun içinde soğan cücüğü kadar beynini barındıran koca kafasını parçalamak. Sonra bazen devekuşu olmak istiyordum.
Bir gün edebiyat dersinde konuşma yapmıştım ve teneffüste hava almak için bahçeye çıkmıştım. Sonra bir çocuk yanıma gelip , kız gibi davrandığımı , fazla duygusal olduğumu ve cinsiyetimin kız olduğuna dair bahse bile girebileceğini söyledi. Dahada kötüsü , bunu bahçedeki herkesin duyabileceği şekilde söylemiş olmasıydı.
O gün devekuşu olmak istemiştim. Kafamı yere sokup , tüm olanlardan kaçmak güzel olabilirdi.
Bazen de kuş olmak isterdim. Uçmanın nasıl olduğunu merak eder dururum çoğu zaman. Rüzgara karşı gelmenin nasıl olacağını , yüzüne çarpan havanın nasıl hissettireceğini düşünürdüm.
Ah , sadece bir an olsun şu sokakta ordan oraya koşturan insanlara bulutlardan bakmayı ne çok isterdim. Özgür bir kuş olup , özgür olduğunu sanan ama paraya tutsak olmuş insanlara bulutlardan bakmak pahabiçilemez olmalıydı.
Ama şuanki durumum bunlardan çok farklıydı. Ne sinirliydim , ne utanmıştım , ne de özgür olmak istiyordum. Sadece yaşamamak istiyordum. Her şey fazla anlamsızdı işte.
Şuradaki insan neden koşuyordu ? Gideceği yere yetişebileceğini sanırken aniden ölebileceğini hiç düşünmemiş miydi ?
Köşe başındaki kız neden evcilik oynuyordu ? Evlenmenin bir evin ve bebeğin sorumluluklarını üstüne almasını gerektiren oldukça zor bir şey olduğunu biri ona anlatsa yine oynar mıydı ? Yoksa evlenmenin zorluğunu öğrenemeden ölüp gider miydi ? Şu insanların ölümü düşünmemesi sinir bozucuydu.
Ben her saniyemi ölmeyi dileyerek geçirirken bu kadar hayat dolu olmak zorundalar mıydı sanki ?
Evet , buldum. Şuan olmak istediğim hayvan şu benekli , sevimli minik yaratıklardı. Bir kelebek olmak isterdim. Bir kelebek olmak ve intihar etmek mantıklı geliyordu.
Odamın küçük balkonunda oturmuş bunları düşünüyordum. Düşünmek istediğimden değil , zihnim fazla boş kalmıştı ve insanların hiçbir şey düşünmeden yaşaması teknik olarak imkansız olduğundan beynim bilinçaltımdaki düşünceleri günyüzüne çıkarıyordu.
Hiçbir şey düşünmek istemezken , kendimi ölümle kafayı bozmuş şekilde bulmam normal olmasa gerekti.
Konudan konuya atlıyordum , zihnim bulanmıştı. Düşündüğüm konuların değişme şekli şöyleydi ; ''Elbise sana çok yakışmış , biberin tadı acıymış , lacivert ne kötü renk , yaşasın cumhuriyet.''
Havadaki oksijen molekülleri Breaking Benjamin'in 'Diary of Jane' şarkısının harika ritimlerini kulaklarıma taşımaya başladığında , elimi sağ tarafımdaki telefonuma uzattım.
Ezgi arıyordu. Ya da daha olası bir ihtimalle , Ezgi'nin telefonundan Esin arıyordu.
''Alo.'' Ben size Alo'nun kim olduğunu anlat-
''Bulut.'' Ezgi'nin sesi kulaklarımla buluşunca , zihnimdekiler buhar olup uçtu.
Ve düzeltiyorum , garip bir şekilde Ezgi'nin telefonundan arayan kişi Esin değildi , Ezgi aramıştı.
''Efendim ?''
''Nasılsın ?'' Ölmek için dakika sayacak kadar kötüyüm , sen nasılsın ? demedim tabii ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilekli Süt
ChickLitÇilekli sütü ne kadar sevdiğini de bilirim.İnan bana seni dünyada kalan son çilekli sütün en son damlasında bile delicesine sevebilirim. Ve sen , beni seversen , yüreğinin beni seven her hücresinden öperim... Bu Kitap 28 Ağustos 2014 tarihinde yayın...