23. BÖLÜM " Yıkılış "

4.8K 220 48
                                    

Cansu 'nun anlatımı ;

Bugün 25 ocak , benim hayatımın ellerimden kayıp gidisiydi. Tam bugün , on sene önce bugün , annem gitmişti . Onun elleri , gülüşü ,sarılışı ,kokusu yavaş yavaş hayatımdan çıkmıştı.  Büyük bir ateş yanmisti geriye sadece dumanı ve yanmaktan bitmiş külü kalmıştı.  Yürümek istiyordum. Görmüyordum . Elimi uzatiyordum ellerim kocaman boşlukta kayboluyordu.  Onun izlerini arıyordum geriye sadece hiçlik hakim oluyordu.

Kapimin tiklatilmasiyla gözyaşlarımı silip derin bir nefes aldım.

"Girebilirsin."

Gece yavaş adımlarla yatağımın yanına geldi.

"Cansu seninle gelmemizi ister misin? " kafamı olumsuza salladim.

"Olmaz Gece, siz gidin okula. " yüzüme zorla gülümseme kondurdum.  Inandirici olması için.

"Hem kaçırdığım dersleri senden dinleyeceğim.  Iyi odaklan derse." Gece elini omzuma koyup oksamaya başladı.

"Tamam , biz çıkıyoruz . Ama kendini iyi hissetmedigin an mesaj at.  Ders filan dinlemem yanına gelirim. "  Acaba bugün kendimi ne kadar iyi hissedebilirdim ?

Odamın kapısı tekrar açıldı ve içeri Alya ile Elif girdi.  Koşarak yanıma geldiler ikisi de yanagima kocaman öpücük bıraktılar.  Tamam ya iyiyim hem aglamiyorum . Belki de ağlamayı sonraya erteliyorum. 

Sonunda kızlar okula gittiğinde banyoya gidip sıcak suyu açtım . Uzunca düşünebilirim artık.  Kiyafetlerimi çıkarıp kendimi sıcak suyun altına bıraktım.

Sizi en çok tüketen his nedir biliyor musunuz ? Özlem ...            Içimde büyüyor ve o büyümeyi kimse durduramiyor. Birisinin kokusuna muhtacsiniz , dokunusuna ama siz ondan mahrumsunuz .  Güçlü olmak istedim, güçlü olanların duygularını kolayca  yonetecegini hatta acı veren duygularını kolayca yenebilecegini düşündüm . Ama en büyük yanılgı .  Aslında hislerini, duygularını en iyi yaşayanlar guclulerdi. Acıyı sonuna kadar yaşayanlar değil midir güçlüler?  Bense gözlerimi kapatmak istedim. Herşey bitsin ama ben gözümü acmayayim. Ne kadar bencilce değil mi? Ben sadece acı çekmek istemedim ama kendimi en acı oyunun içinde buldum.

Banyodan çıkıp üzerimi giyindim.  Siyah kazak , siyah pantolun , siyah çanta ...  Suan ruhumun tek gecit verdiği şey ; siyah , siyah kadar karanlık . Siyah bütünlüğüne aykırı olan sarı saçlarımı sıkıca topladım.  Anahtarlarımı da yanıma alıp çıktım.

Dışarı çıktığımda gözlerimi gökyüzüne çevirdim.  Havada bile hüzün vardı.  Bulutlar kararmış ,tek dokunuşla içini dokecekmis gibi duruyordu.  Adımlarımı hızla cicekciye yonlendirdim. 

Anneler günü veremediğim çiçekleri mezarına götürüyorum.

Artık beni görmeye alışkın olan çiçekçi kadına gülümseyip bir  papatya buketi hazırlamasını istedim. Çiçekleri aldığım gibi otobüse binip arkalardan bir koltuğa geçtim. 

Bugün babamın geleceğini düşünmüyordum.  Sonuçta onun mutlu bir ailesi vardı.  Hattâ bildiğim kadarıyla evlendiği kadının bir de erkek çocuğu vardı.  Ona karşı her geçen gün ofkem artıyordu.  Nasıl bir baba kızını aramayip, onu  merak etmeyip sadece adını göstermek için para yollardi ki?  Oysaki yıllar önce anneme ve bana gösterdiği ilgiye bayilirdim.  Her işten gelişini kapının önünde beklerdim.  Şimdi ise yüzünü bile görmek istemiyordum.

Mezarlığa bir durak önceden indim . Onun benden gidişi hızlı olsa bile benim ona gidisim yavaş olacaktı.  Gün geçtikçe acı da geçer diyorlardı ya o zaman neden seneler geçtiği halde o acı en derinlerini kazıyor, canını yakıyor ?  Çünkü nedeni hayatınızdan o insanın görüntüsü , sesi silinse bile anıları hep hayatınızın hatta kalbinizin en ortasında durmaya devam eder.  Anıları sizden başka silebilen kimse olamaz. Ben anıları bırak silmeyi , bir anlık unutmayi bile aklımdan geçirmek istemiyorum.

Önünde durduğum mezar taşının önüne aldığım papatyalari bırakıp mezarın en uç kısmına oturdum. Yavaşça  elime annemin toprağını aldım.
Mezar taşına bakıp gulumsedim.

"Ben geldim anne. Seni çok özledim.  Ama sen beni hiç merak etme olur mu? Herşey güzel gidiyor hatta inanmazsin ama yeni arkadaşlarım bile oldu." Gozyaslarimin annemin toprağına karışmasını izledim bir süre. Gerçekten güzel mi gidiyordu hayatım ? Kimi kandırmaya çalışıyorsun Cansu ? Anneni mi?

"Sana yalan söylemek istemiyorum anne. Sen gittiğinden beri ben hep eksik oldum. Her gece gucsuzlugum yüzüme vurdu, ağladım... "

Burnumu çekip güldüm ." Sanırım sandigim kadar güçlü bir kiz değilim ."

"Seni hep yanımda hissediyorum. Sekiz yaşımdan beri seni asla yok saymadım . Çünkü biliyorum sen yokluğunda bile hep benim yanimdasin.  Seninle yapmadığımız onca şey var.  Hep seninle yapmayi hayal ettiklerim.  Ama yapabiliriz nasıl olsa sen benim hep yanimdasin ve beni her dakika görüyorsun ."

Yağmur yağmaya başlamıştı ve  gozyaslarim yağmura karışıp kayboluyordu. Derin bir nefes aldım.

"Ama tek yapamayacağımız şey ne olacak biliyor musun anne?  Uyurken ne sen benim saçlarımı okşuyor olacaksın ne de ben sana küçükken olduğu gibi sarılarak uyuyabilecegim." Son  hickiriklarim da mezarlıkta duyulurken elimle ıslanmış yüzümü silip ayağa kalktim.  Eğer biraz daha kalırsam burda, onun yanında asla gidemiyecegim.

"Görüşürüz annecim. Seni seviyorum..." Soğuk mezar taşına bir öpücük bırakıp geri çekildim.

Mezarlıktan çıkıp yürümeye başladım. Her hafta bu mezardan çıktıktan sonra kendimi yarım hissediyordum . Ve bu histen nefret ediyordum. Mezarlıktan iyice uzaklastigimda bir otobüs durağında durdum. Yağmur etkisini arttırdığı için gelene kadar her yerim ıslanmış birkaç yerim ise çamura bulanmisti. Bunu umursamadan cantamdan telefonumu çıkardım. Biraz kızlarla konuşmak iyi olacaktı . Telefonumu açtığımda ekranda hiç tanımadığım bir numaradan bir mesaj gelmişti.  Hizlica mesaja girdim.

"Her hafta başında ağladığın mezarın içi boş desem Cansu 'cum. Suan annen yaşıyor ve seni bekliyorsa."

Hissizlestim. Kelimenin tam anlamıyla hissizlestim. Kanım çekilmiş , aklım durmuştu. Bir insanın birkaç cümle nasıl nefes almasını unuttururdu? Işte tam suan nefes almayı unuttum. Biri benim zorla topladığım bütün parçaların teker teker yıkılışını izlemek istiyordu.  Ya söyledikleri doğruysa iste o zaman benim yıkılışım olurdu.

****

Evettt benim serseri ailem iste yeni bölüm . Açıkça söyleyeyim ben bu bölümü yazarken çok duygulandım . Ve bolumde ilk kez Cansu 'nun hislerini açık açık anlatmasina şahit olduk . Özellikle Cansu 'nun " Anneler günü veremediğim çiçekleri mezarına götürüyorum. " sözü beni çok üzdü. Bilmiyorum gerçekten etkilendim sanırım . Ve bölümün sonundaki mesaj sanırım herkesin kafasını karıştırdı . Şimdi size soru sormak istiyorum.

1: Sizce gelen mesaj doğru mu ? Gerçekten Cansu 'nun annesi yaşıyor mu?

2: Sizce mesajı kim göndermiş olabilir ?

Diğer bölümde görüşürüz sizleri çok seviyorum . Yorum ve oy vermeyi lütfen unutmayın .

Instagram: @solkzehraa

Kolej SerserileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin