KAYBEDİŞ (BÖLÜM 10)

1.1K 107 55
                                    

Gelecek dalgalı bir deniz gibiydi ve geçmiş, geleceğin üstünden bir gemi gibi yüzüp geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gelecek dalgalı bir deniz gibiydi ve geçmiş, geleceğin üstünden bir gemi gibi yüzüp geçmişti.

Tam bu anda geçmişin geleceğin içine batarak kendini geleceğe feda etmesini istemiştim.

Çünkü geçmişi öldürürsem temiz bir gelecek yaşatabilirdim.

Bir hafta.

En yakın dostumu kaybedeli bir hafta olmuştu. Cesedinin üstüne yedi takvim yaprağı düşmüştü. Toprağından bir sürü yağmur damlası geçip gitmişti. Üzgündüm. İlk gün çok fazla ağlamıştım ve Sehun yanımda durmamıştı. Bunu neden yaptığını bilmiyordum ama ağlamam dindikten sonra gelmişti. Sonra da hiç ayrılmamıştı.

Hiç keyfim yoktu. Sürekli ağlamak geliyordu içimden ve kimseyle görüşmek istemiyordum. Sehun bu durumuma kızsa da daha sonra özür dilemişti. Sehun'du işte...

"Ben onu çok seviyordum." dedim milyonuncu kez. Başımı omzundan kaldırmadan usul usul sallandım olduğum yerde. "Bazen kızdırıyordum ama seviyordum."

"Biliyorum." diye fısıldadı saçlarımı severken. Dudaklarını saçlarıma bastırdığında gözlerimi kapattım. Artık ağlamıyordum ama üzüntümden bir şey kaybetmemiştim.

"Hiç iyi bir insan değilim," dedim alnımı omzuna vurup. "O benim kızımdı ama ben onun hasta olduğunu bile anlayamadım. Çok aptalım."

"Şşşt," dedi baş parmağını dudağımın üstüne bastırarak. "Deme öyle güzelim. Hadi üzülme artık, hem sana bir süprizim var benim."

Başımı omzundan kaldırıp ona baktım. "Neymiş o?"

Huysuz huysuz gözlerimin önüne dökğlen perçemlerimi düzeltmeye çalışırken, "Az sonra görürsün. Ama önce prens gibi davranman lazım."

Duraksadım. "Evet," dedim sanki yeni fark etmiş gibi. "Ben prensim."

"Evet tatlı çocuk, şimdi bir prens gibi davran."

Gözlerimin en içinden baktım ona. "Tamam asil davranacağım."

Gözlerini devirdi. "Hiç sanmıyorum ama..."

Ah, az önce artık ağlamıyordum mu demiştim ben? Unutun bunu. Gözlerim yük bulutları gibi dolduğunda fazla gelen yaşlar kendini yanaklarımdan aşağıya bıraktı. Sehun benim bu ani değişen ruh halime ayak uydurmaya çalışırken yanaklarımı aceleyle kuruladım. "Güzelim, ne yapıyorsun?"

Burnumu çektim. "Göz yaşlarımı temizliyorum."

"Kirli şeyler temizlenir, özel şeyler değil."

"Yaa Sehun," dedim cilveli bir sesle. "Çok tatlısın."

Güldü.

Ben ona hayran hayran bakarken yanaklarıma dudaklarını bastırdı ve odanın kapısına yürüdü. "Akıl'sızım, hadi hazırlan da aşağıya gel."

KAFES/HunHanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin