Akşam, bağrı sökük sevdalıyken, gün kalpte mezar taşıyan bir aşıktı. Gece, sökülen bağırdan akşamı zehirlerken, kalbe dikilen mezar taşları günü kâbusa çeviriyordu. Zihinlerde bir döngü vardı, bayır aşağıya akan, yokuş yukarı tırmanan düşüncelerin sırtındaki dikişler eskimiş ve kopmaya çokça yakındı. Kalpteki mezar taşlarını diken geçmiş vebalı bir hastalıktan farksızdı. O vebalı hastalığı yakamdan silkmiş olsam da, geçmiş hâlâ tazeydi.Zihnimi susturamıyordum.
Geçmişin olmayan izlerini de silemiyordum.
Alnıma dökülen ve rengi gittikçe açılan lila saçlarımı parmaklarımın arasına kıstırıp tek seferde geriye attım. Avuç içlerimde biriken nemi kot pantolonuma silerken Sehun hemen ardımda bıkkın bir nefes aldı. Alışveriş merkezindeydik. Almam gereken şeyler olduğu için gelmiştim ama Sehun bir an olsun susmuyordu.
Elbette onu umursamıyordum.
"Bitmedi mi artık?" diye homurdandı. Omzumun üzerinden ona kısa bir bakış attım. Elindeki paketlerle oldukça yorgun görünüyordu. Bir an ona acıyacaktım ama bu çok kısa bir andı. "Luhan, aldığın hiçbir şey senlik değil. Neden geldik biz buraya."
"Sana ne?" diye çıkıştım. "Senin paranla mı alıyorum ya? İstediğimi alırım."
Gözlerini devirdi. "Onu mu dedim şimdi?"
Cevap vermeden parlak zeminde ilerlerken gözlerim bir mağzanın girişindeki aynaya takıldı ve olduğum yerde duraksayıp kendime baktım. "Oha." dedim aynadaki güzelliğime bakarken. "Çok güzelim ya... Değil mi Sehun?"
Geçiştirdi. "Hı hı."
Ona kesinlikle aldırmadan üstümdeki hardal sarısı kabanımı düzeltip beyaz tişörtümü çekiştirdim.
"Neyse devam edelim."
Ettik.
Bir mağazanın daha içine girdiğimizde Sehun kollarını dinlendirmek için paketleri yere bıraktı ve mağazanın ortasındaki puflardan birisine oturdu. Onu orada bırakıp raflara ilerledim. Raflardaki kıyafetlere bakarken Sehun'un bakışları üstümdeydi. "Hoş geldiniz." dedi görevli bir kadın.
Başımı sallamakla yetindim. Raflardan aldığım kıyafetleri askılarından tutup kadının eline bıraktım. Aslında biraz daha bakınacaktım ama kasanın yanında duran bir görevli kadının Sehun'u izlediğini görmüştüm. Gözlerimi kısıp az önce bıraktığım kıyafetleri aldıktan sonra kasaya ilerledim ve elimdeki kıyafetleri kadının önüne bıraktım.
"Sehun, çıkıp beni dışarıda bekleyebilirsin." dedim omzumun üstünden Sehun'a bakarak. Sehun bana ters bir bakış attıktan sonra ayağa kalktı ve bıraktığı paketleri eline alıp dışarıya çıktı.