BAĞIMLI (BÖLÜM 12)

1K 97 30
                                    

Ben yenilgiyim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ben yenilgiyim.

Ben kaybım.

Bunu, karşıma her çıktığında hissettirdiği duygulardan vazgeçmeyen o adamla tekrar tekrar öğrenmiştim. Ben, o adama baktıkça nefesi yetmeyip ciğerlerini şişirene kadar nefesler alan o yenik çocuğum. O adamı her gördüğünde attığı iki adımla beraber beş adım geri giden ve yollar yitiren o çocuğum.

Babalar vardır efendim. Kanımızdan, canımızdan gelirler. İterler, kovarlar, döverler... Ama babalarımızdır işte. Babalar vardır efendim. Ne bir kan bağı, ne de başka bir şey vardır. Korurlar, severler, öperler... Ama babalarımız değildir işte.

Benim ikisi de olmamıştı.

Şunu çok iyi anlıyorum ki, kan bağı var ya da yok, bunun bir önemi yok. Bir insan başka bir insanı sevecekse eğer bunun için bir bağa ihtiyaç yoktur. Severse sever, sevmezse sevmez.

Bunun için yapılacak hiçbir şey yok.

Burnumdan içeriye çektiğim derin nefesle beraber dudaklarım aralandı ve çektiğim o nefesi küçük bir buhar halinde dışarıya bıraktım.

Min'in gözleri bir bana bir de yanımda kaskatı şekilde duran Sehun'a dokunduktan sonra kaşları usulca çatıldı ve dudaklarına bir kıvrım yerleşti. Gülümsemekten çok uzak olan bu hareketini de biliyordum. Eziciydi.

"Senin ne işin var burada?" diye sorabildim. O genç bir adamdı. Boylu poslu ve oldukça gösterişli. Kısacası anneme yakışacak bir adamdı ama yalnızca bu. Karakter olarak yerlerde sürünüyordu. "Nereden buldun sen burayı?"

Sehun omzumdaki kolunu aşağıya indirip belime biraz baskı yaptı ve bahçeye girmemizi sağladı. Oysa ben o adama yaklaşmak bile istemiyordum.

"Ben de seni gördüğüme sevindim Luhan." dedi dudaklarına yapıştırdığı yapmacık gülümsemesini silme gereği duymadan. "Arkadaşın bir mekân sahibinden falan bahsetti. Oraya gittim ve onlarda burayı gösterdi..."

Sehun onu böldü. "O zaman Jongin'i sikmem gerekecek."

Kısık sesini Min'in duymadığından emindim ama ben çok net duymuştum. Derin bir nefes aldı ve sesini biraz yükseltti. "Yine de buraya bu şekilde gelmeniz hoşuma gitmedi. Yarını bekleyip önce benimle konuşsaydınız evime gelip gelemeyeceğinizi size söylerdim."

Min gözlerini Sehun'da gezdirdi ve onu önce bir süzdü. Ardından parmaklarını kabanının ceplerine sıkıştırıp rahat bir tavırla omuzlarını silkti. "Oğlum burada olduğu için izin alma gereği duymadım." dedi kalın sesiyle. "Evine girmeye niyetim yok genç adam, Luhan'ı alıp gideceğim."

"Öyleyse evime girmen gerekir." dedi Sehun.

Min kaşlarını daha da çattı. "Anlamadım?"

KAFES/HunHanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin