Natasha:Bunlar ne arıyo ya burada?
Lorna: Hastane olmasa elimde kalacaklar.
Zari: Çıkışı bekleyelim.
Sara: Beni de yazın. Malum işim bu.
Natasha: Durun benim daha iyi bir fikrim var.
John ve Clarice onların yanına gelirler. O sırada Nat kızlara fikrini anlatmıştır.
Natasha: Ne yüzle geldiniz?
John: Sonya iyi mi?
Sara: Değil.
Clarice: Ayrılığı mı kaldıramamış.
Zari: Yok o kaldırmış. Bebek kaldıramamış.
John: Ne? Ne bebeği?
Lorna: Kendi çocuğunu öldürüyodun az kalsın.
Clarice: Şaka yapıyorsunuz.
Lorna: İnsanlar arkadaşlarına şaka yapar Clarice. Sen buradaki kimsenin arkadaşı değilsin.
Natasha: Sonya bebeğin hayatında olmanı istemiyor John.
John: Onu sen doldurdun de mi? Hep senin yüzünden oldu.
Natasha: Hıı evet evet. Onu yakın arkadaşlarından biri ile aldattığından değil.
Zari: Rahat bırakın kızı. Düşük tehlikesi varmış.
John: Ben onun yanına giriyorum.
John kapıya ilerler bu sırada sürpriz bir isim onu durdurur.
Bucky: Laftan anlamak lazım.
John: Sen de kimsin be!
Natasha: Polis çağırdım. Gitmezsen tutuklanırsın.
Lorna Sara ya fısıldar.
Lorna: Nat koptu gidiyor.
Sara: Durdurma eğlenceli oluyor.
Kızlar kıkırdar. O sırada John ve Nat hala kavga ediyodur.
John: Atma lan kafandan.
Bucky: Yooo cidden polisim. Aradılar geldik. Beyefendi lütfen gider misiniz?
Sonuçta John ve Clarice gider. Sara Lorna ve Zari de gitmiştir. 3 saat geçmiştir ama Bucky Nat ın yanında kalmıştır.Sam da olayı duymuş gelmiştir.
Sam: Selam.
Bucky ve Nat o sırada beşlik çakıyolardır.
Natasha: Selam? Sen şey değil misin şu Sonya nın alışveriş kankisi.
Sam: Doğru.
Natasha: Nereden duydun.
Bucky: Biz Ortağız karakolda. Ben söyledim. Tanıyorum demişti.
Sam: Ben Sam.
Natasha: Natasha.
El sıkışırlar.
Sam: Durum ne?
Bucky: Hamileymiş. Düşük riski...
Natasha: Ay yok. Onu John ve Clarice e pislik olsun diye dedik. Bizim salak banyoda ayağı takılmış düşüp bayılmış. Sıkıntı yok.
Sam: Neden bu kadar uzun zamandır içeride.
Natasha: Bana sorarsan uyuyakaldı. Ha bir de başını çarptığı için doktorlar gözlem altında tutmak istiyor. Tüm gece buradayım birazdan yanına alırlar beni.
Bucky: Sam, Steve'e sorar mısın Rebecca bugün onda kalabilir miymiş zaten ona bırakmıştım buraya gelmek için.
Sam: Tabi neden?
Bucky: Ben de burada kalayım. Şimdi bir şey lazım olur.
Natasha: Gerek yok sağol ben hallederim.
Bucky: Olmaz öyle şey hem benim yarın izin günüm. Sen de aynısını yapardın hem.
Natasha: Cidden...
Bucky: Sam ara.
Natasha: Sam arama.
Bucky: Sam diyorum.
Natasha: Sam ağzına sıçarım.
Bucky: Haydi Sam.
Natasha: Sam beni kızdırma.
Sam: Siz ne zamandır berabersiniz?
Bucky: Kim?
Natasha: Pardon?
Sam: Ay ben çok yanlış anladım sanırım.
Natasha: Fazlasıyla.
Bucky: İçin fesat senin.
Sam: O zaman ben şey yapayım şeyi şey. HAH! Steve'i arayayım.
Sam koşarak Steve'i aramaya gider. Natasha ve Bucky arasında bir sessizlik olur.
Bucky: Ya saat kaç.
Natasha: Dokuz. Yarın sabah on bir de taburcu olacak.
Bucky: Çok varmış.
Natasha: Bak kalmana gerek yok.
Bucky: Hayır var. Şimdi kardeşin horul horul uyurken sıkılırsın azıcık konuşuruz.
Natasha: Sam kardeşimden hoşlanıyo mu?
Bucky: Platonik takılıyo. Öyle daha mı eğlenceli oluyomuş ne?
Natasha: Psikopat mı arkadaş?
Bucky: Valla doktorlar öyle demiyor ama bence öyle.
İkili gülüşürler. Sam oraya gelmek üzere iken onları görüp vaz geçer. Bucky e mesaj atıp evine gider. Bucky telefonuna bakar. "Steve,Rebecca ya bakabilirmiş. Sen burada rahat rahat dur. Şu kıza da çıkma teklif et artık insan sizi görünce bir oda bulun demek istiyor." Yazan mesajı şok içinde okur.
Natasha: Noldu?
Bucky: Sam ya. Rebecca işi tamammış kalabilirsin diyor.
Natasha: Tekrar söylüyorum...
Bucky: Ayh yeter be. Kalıyoz işte.
Natasha: Karın kızmasın şimdi. Cidden neden o bakmıyor Rebecca'ya.
Bucky: Karım(!) O hakkından 5 yıl önce vazgeçti. Hayallerim var deyip Rebecca'ya veda bile etmeden gitti. Zaten sonra buraya taşındık. Boşanamadım da. Boşanmam çin hanımefendinin zahmet edip gelmesi ya da en azından mesaj atması lazım.
Natasha: Çok özür dilerim bilmiyordum.
Bucky: Sorun değil zaten bu şeytanın aklına gelmez.
Natasha: Aslında bununla ilgili birkaç film var. Ama boşver konu değil. Sen nasılsın?
Bucky: Düşündüğünden daha iyiyim. Hem bu bekar baba olayı kızların hoşuna gidiyor. Daha biri ile flörtten öteye geçmeye zamanım olmadı ama.
Natasha alaycı şekilde gülümser.
Natasha: Doğru. Tuhaf şekilde biz kadın cinsinin hoşuna gidiyor o.
Bucky: Dalga geçme.
Natasha biraz daha sırıtır.
Natasha: Yok yok ciddiyim.
Sonunda dayanamayıp gülmeye başlar. Bucky de dayanamayıp güler.
Bucky: Ee senin hikayen ne?
Natasha: Burada büyüdüm. Yurt dışına bale okumaya gittim. Okurken Bolşoy'da da dans ettim. (Rusya da ünlü bir tiyatro) aslında orada kariyer yapmaya karar vermiştim ama sonra ailemin ölüm haberi geldi. Ben de o sırada mezun olmuştum zaten. Buraya kardeşim ve yiğenime göz kulak olmak için geldim öğretmenlik lisansımı burada aldım.
Bucky: Vay. Yetenekliyiz. Hiç mi biri yok hayatında?
Natasha: Biri vardı. Rusya da tanışmıştım. Benim gibi Rus asıllı ama Amerika da doğmuş büyümüş biriydi yani çok ortak yönümüz vardı benim peşimden buraya gelmişti. Ama bir kaza oldu hafızasını kaybetti. Ve burayı terk etti.
Bucky: Üzülmüş olmalısın.
Natasha: 4 yıl önceydi şu an iyiyim. Sen bana hikayenin tamamını anlatmadın.
Bucky: Karım bizi terk etmeden öncesi mi?
Natasha: Evet.
Bucky: Yatılı okula gittim. Orada ki en yakın arkadaşım Steve'di. Beraber polis akademisine gittik. Kız kardeşim, Rebecca. Hastalandı. O mutlu olsun diye o zamanki kız arkadaşım ile hemen evlendim. Evlendikten iki yıl sonra Rebecca doğdu. Ondan bir yıl önce kardeşim olan Rebecca öldü. Kızıma onun adını verdim. İşte sonra karım terk etti. Steve benim zor durumu fark etti ve bana büyüdüğü kasabaya taşınmamı teklif etti. Gördüğün gibi kabul ettim. Pişman değilim.
Natasha: Gelmene sevindim.
Bucky: Bende dönmene sevindim
İkili birbirine gülümser. O sırada doktor gelip öksürür.
Doktor: Bayan Romanoff. Refakatçı gerektircek bir durum yok şu an isterseniz gidebilirsiniz.
Natasha: Teşekkürler.
Doktor gider.
Bucky: Evine bırakayım mı?
Natasha: Benim evim buraya uzak gidicem uyuycam uyancam filan yarın sabah gecikirim.
Bucky: Yanlış anlama ama benim evim yakın aslında karşıda. Rebecca nın odasında dinlenebilirsin. Odaya da bayılırsın zaten her yer balerin.
Natasha: Çok sağol ama...
Bucky: Yorgun görünüyorsun. Dinlenmek iyi gelicek inan bana.
Natasha: Biraz daha ısrar edersen yanlış anlıycam.
Bucky: Biraz daha yardıma gerek yok tribine girersen geçenki gibi omzumda götürücem.
Natasha gülümser.
Natasha: Bu dediğin hem tatlı hem de kabaydı ne tepki vereceğimi bilemiyorum.
Bucky: Günah benden gitti.
Bucky Natasha'yı omzuna almak için kalkar.
Natasha: Tamam tamam geliyorum.Bucky anahtarını alıp kapıyı açar. Natasha ile gülüşerek içeri girerler. Bucky Natasha ya salonu gösterir.
Bucky: Kahve ister misin?
Natasha: Valla çok iyi olur.
Bucky: Aa ilk defa itiraz etmedin.
Natasha: Kahve kutsaldır.
Bucky kahveleri hazırlayıp salona getirir. Natasha nın yanına oturur.
Natasha: Teşekkürler.
Bucky: Önemli değil.
İkili sessizce kahvelerini yudumlarlar. Birbirlerine bakmamaya çalışırlar. Ama sessizlik ikisini de rahatsız eder.
Bucky: O hastanede kandırdığımız kişi kimdi?
Natasha: Kardeşimin eski nişanlısı. Yanındaki kız da kardeşimin eskiden yakın arkadaşıydı sonrası malum. Doğum gününde hastaneye düştü kız.
Bucky: Kendini boşverip kardeşin ve yiğeninle ilgilenmen çok iyi bir şey ama kendi üstüne çok gidiyorsun.
Natasha: Yok canım bir hayatım var. 27 yaşındayım. Gezmeyi bırakmak için çok erken.
Bucky: Mükemmelsin.
Bucky son anda dediği şeyi fark edip susar.
Natasha: Yok o kadar da değil.
Bucky: Neden? İki kişi ile uğraşıyosun ama yine de kendine de zaman ayırabiliyosun. Ben 5 yıldır kendime dair pek bir şey yapmadım. En fazla Sam ve Steve ile bira içtim.
Natasha: Senin yükün de az bir şey değil ki. Gayet güzel idare ediyosun bence. Çocuklarla sohbet saatimiz var. Rebecca senden bahsederken kızın gözleri parlıyor. Bunu ne kadar az çocukta görüyorum biliyor musun?
Bucky: Birinin yaptıklarını onaylaması güzel bir hismiş.
Natasha: Düşündüğünden daha iyi iş çıkarıyorsun.
Bucky: Sende.
Yine bir sessizlik olur. İkisi de kendi önlerine bakıyordur. Bucky eli ile Natasha da saçı ile oynamaya başlar. Gergin ve sessiz bir ortam vardır. Arada bir birbirlerine bakıp hemen önlerine dönerler. Sonunda ise kaçınılmaz son gerçekleşir. Bucky hızla Natasha ya doğru dönüp kendine çeker ve kızın dudaklarına kısa bir öpücük kondurur ama anında yaptığı şeyi fark edip ayrılır aralarında 1 santim ya var ya yoktur göz göze gelirler.
Bucky: Ben...
Bucky tam özür dileyecekken Natasha'nın da onu öpmesi masum bir öpüşme başlar ama Bucky nin Natasha yı kucağına çekmesi ile masumiyet yavaş yavaş kaybolur.Bu bölüm bence benim Nirvanamdı. Bence bir alkış ve fazlası ile yorum hak ediyorum. Bu arada erken oldu diyenler için söylüyorum hepsi planın bir parçası daha işler çok karışacak merak etmeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Everything You Deserve
FanfictionAaa Buckynat Aaa yine ben. Şaşıran var mı bencede yok.