Vuslat yeni güne yine Aras'ın kollarında uyanmıştı. Deniz'in iyiye gitmesiyle yine günlük rutinlerine dönmüşlerdi. Geçen gün öğrendiği bir sürpriz artık onu daha da kendine güvenen birisi haline getirmişti. Artık daha kaygısız ve daha huzurluydu. Aras'ın omuzuna küçük bir buse kondurup, üzerine sabahlığını geçirerek kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçti. Aralarında yaptıkları iş bölümünde kahvaltı Vuslat'tan, akşam yemeklerinden ise Aras'tan sorumluydu.
Vuslat çayın altını yaktıktan sonra kendi kendine mırıldanarak önce çiçekleri suladı, ardından da keyifle ikisi için kahvaltı hazırlamaya koyuldu. Dolabı açtığında mantarlar ona göz kırparken onlarla güzel bir omlet yapmaya karar verdi. Sakin sakin mantarlarını doğrarken, kendi kendine aslında bunun ne kadar da kolay olduğunu düşünüyordu. Artık onun da akşam yemeklerine el atma zamanı gelmişti. Aklından geçen düşünceler gülüsemesini arttırırken, tezgahın üzerinde titreyen telefonu ile gerçek hayata dönüş yaptı.
Arayan Ahsen'di. Ellerini kağıt havluyla temizledikten sonra telefonu açıp diğer odaya giderek kapısını kapattı.
"Efendim?"
"Sana da günaydın aşk böceği sevgili ablacığım." dediğinde Vuslat perdeyi açmış, çatı katından görünen harika manzaraya odaklanmıştı.
"Neden aradın Ahsen?"
"Annemler seni soruyor. Eve gelmeyi düşünmüyor musun?"
"Ben halimden gayet memnunum Ahsen'ciğim. Sana da tez zamanda hayatının aşkını bulup o soğuk yerden kurtulmanı dilerim. O kadaaar mutluyum ki." derken sesi hülyalı çıkıyordu. Kapının arkasında yeni uyanmış Aras da Vuslat'ın sözlerini duymuş kendi kendine sırıtıyordu.
"Canım daha önce de dediğim gibi, sen kendini fazla kaptırıyorsun. Kendini basit bir kadın gibi gösteriyorsun, nikahsız aynı evde oturmalar falan. Heralde sabaha kadar pişti oynamıyorsunuz. Bari dediğimi yapsaydın."
"Ahh o zaman sana müjdemi vereyim, Aras ile ilişkimiz hakkında endişelenmene gerek kalmadı. Çünkü aramızda büyük bir bağ var. İstesek de ayrılamayız. Çünkü ben hamileyim."
"Sırf Aras'ı kaybetmemek için hamile kaldın demek."
"Tabi ki sırf Aras'ı kaybetmemek için hamile kaldım. Sana dedim, ben kaybetmem. Evlenmemiz çok yakın." derken odanın kapısının hızla açılmasıyla yerinden zıpladı. Aras burnundan soluyarak ona bakıyordu. Ellerini yumruk yapmasından kendisini zor tuttuğu belliydi.
"SALONA GEL!" diye kükreyip giderken Vuslat hemen telefonu kapatıp korkuyla Aras'ın arkasından koştu.
"DUYDUKLARIM DOĞRU MU?"
"Eğer hamile olmamı kastediyorsan evet, ama yemin ederim açıklayabilirim Aras." derken titriyordu.
"Tehlikeli dönemimde değilim dedin, ilaç aldım dedin! Sırf beni mecbur bırakmak için masum bir bebeği kullandın haa! Benim bebeğimi, öyle değil mi Vuslat!" derken gözlerinde büyük bir hayal kırıklığının izlerini taşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTULMA-II (TAMAMLANDI)
General Fiction"Saçma sapan konuşma canım kardeşim. Bak kardeşim diyorum. Biliyorsun ben Berna ile birlikteyim. İsterse dünya güzeli olsun. Benim onunla karşılaştığımda tek gördüğüm Oz Büyücüsü'ndeki yeşil renki cadı. Hadi yemeğine devam et. Benim de canımı sıkma...