Vuslat Aras'ın evinde yaşadıkları büyük tartışmadan sonra güçlükle toparlanmış, soluğu ailesinin evinde almıştı. Biraz kendine geldikten sonra ailesine Aras ile evlenme kararlarını bildirmiş, onlar da bu kararı sakinlikle karşılayıp kabul etmişlerdi.
Aslında o da hamile olduğunu öğrendiğinde oldukça şaşırmıştı. İlaçları kullanmasa bile bu kadar çabuk olacağına hiç ihtimal vermemişti. İçten içe olabileceğini bilse de bunu görmezden gelmeyi de başarmıştı. Şimdi bu zor günlerde ona manevi bir destek veren yegane şey bebeğiydi.
Şimdi içeride Aras ve ailesi ondan kahve beklerlerken ellerinin titremesini güçlükle durduruyordu. Aras geldiğinden beri bir kez olsun yüzüne bakmamış, takındığı o soğuk maskeyi birazcık olsun indirmemişti. Buna sebeb olanın kendisi olduğunu bilmek ayrı bir üzüntü duymasını sağlıyordu Vuslat'ın.
Şuan mutfakta kendisinden hariç, Ela ve Ahsen'de bulunuyordu. Ela kahveleri kendisi yapmayı teklif etse de Vuslat hiç değilse Aras'a kendi elleriyle yaptığı kahveyi içirmek istiyordu. Fincanları hazırladıktan sonra kendini biraz olsun sakinleştirip salona geçti. Önce Selim beye ikram ederken, Selim bey müstakbel gelinine sımsıcak bir gülümseme göndererek kahvesini aldı.
Leyla hanıma ikram ederken ne yazık ki Selim beyde gördüğü sıcaklığı görememişti. İşte o hepsinin durumdan haberdar olduğunu anladı. Sırada Aras ve Hazar'a ikram ederken aynı şekilde Hazar'dan bir sıcaklık, Aras'tan ise derin bir soğukluktan başka bir şey bulamamıştı. Deniz hala tam olarak iyileşemediğinden bugün aralarında değildi.
Vuslat kendi ailesine de ikramda bulunduktan sonra sessizce yerine geçmişti. Herkes afiyetle kahvelerini yudumlarken Aras elini bile vurmamış, Hazar kendisininkini bitirdikten sonra kimseye çaktırmadan kahveleri değiştirmişti. Olanlara şahit olan Vuslat'ın gözleri anında dolsa da metanetini korumaya gayret ediyordu. Aras'ın ne yaptığını anlamaya çalışan Hazar ise kaşlarını çatarak kardeşinin kulağına fısıldadı.
"Oğlum ne yapıyorsun, mis gibi kahve işte içsene."
"Onun yaptığı bir şey mümkünse benden uzak olsun kardeşim." demişti dişlerinin arasından bu kez Aras. Selim bey küçük bir geniz temizleme sesi çıkardığında artık herkes pür dikkat ona bakıyordu.
"Efendiiiim, Bahri bey sebebi gelişimiz malum. Biz Vuslat kızımızı pek bir sevdik. Eğer sizin de rızanız olursa Allah'ın emri peygamber efendimizin kavliyle kızınızı oğlum Aras'a istiyoruz." dediğinde Bahri beyin yüzünde en ufak bir değişiklik olmadı. Sakince gözleri bir Aras'ta bir de Vuslat'ta geziniyordu.
"Kızım da bana bu isteğini iletti. Sizleri de gördük az çok tanıdık. Allah tamamına erdirsin inşallah." dediğinde herkes ayağa kalktı. Ahsen nişan yüzüklerinin olduğu tepsiyle salona gelmişti.
Selim bey Vuslat'a yüzüğünü takarken, Bahri bey de Aras'ınkini takmıştı. Güzel dilekler ve temenniler ile kurdale kesildiğinde Aras ve Vuslat resmen nişanlıydı. İkisi de aile arasında olmasını tercih etmişlerdi. Önceden sadece söz olacak olsada daha sonra bunu nişan olarak değiştirmişlerdi. Gece böylece olaysız ve birazcık da renksiz bir şekilde bitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTULMA-II (TAMAMLANDI)
General Fiction"Saçma sapan konuşma canım kardeşim. Bak kardeşim diyorum. Biliyorsun ben Berna ile birlikteyim. İsterse dünya güzeli olsun. Benim onunla karşılaştığımda tek gördüğüm Oz Büyücüsü'ndeki yeşil renki cadı. Hadi yemeğine devam et. Benim de canımı sıkma...