Canımlar lütfen Aras'a üzülmek yerine hikayenin keyfini çıkarın. Zaten ne yazacağım başından sonuna kadar aklımda. Ve bu değişmeyecek. Endişe etmek yerine akışa bırakın kendinizi gitsin. ♥️♥️
Aras okulun bahçesinden binaya geçerken fısıltılar kulağına geliyordu. Bir süredir okulun dedikodu malzemesi karısı ve kendisi olmuştu. Bunda Vuslat'ın internet alemindeki paylaşımlarının büyük etkisi vardı. Duydukları karşısında sinir olsa da elinden bir şey gelmiyordu. Bazılarının direkt cesaret edip sorduğu bile oluyordu.
"Bence Vuslat hoca ile ayrıldılar. Aras hoca evlendiğinden beri sanki daha sert sinirli bir adama dönüştü. Kadın dayanamadı mı acaba?"
"Belki Aras hoca kadının dırdırlarına dayanamadı? Olamaz mı?" dedi öteki.
"Oğlum var ya öyle hatunum olsun, isterse 7/24 beynimi kemirsin. Kadın bildiğin taş."
"Aras hoca da çirkin değil bence. Gayet yakışıklı bir adam." diye devam eden konuşmanın geri kalanını dinlemedi Aras. Herkes dışarıdan gördüğü kadarıyla çıkarım yapıyordu.
Kimse beni ne ilgilendirir diye kendine sormayı akıl edemiyordu.
Vuslat...
Ateş parçası karısı Vuslat. Artık ona dokunmayı bırak yaklaşamıyordu bile. Güneş gibi pırıl pırıl aydınlık saçarken uzaktan seyretmekle yetinmek zorundaydı.
Karşısına geçip sevgisini haykıran o kadın artık yoktu. Öfke gözünü perdelemiş, öldürdüğünün farkına bile çok geç varmıştı. Her şey Ahsen ile konuşmasından sonra daha da kötü bir hal almıştı.
'Vuslat'ın kendi çocuğunu kullanacak kadar gözü dönmüş bir kadın' demişti. 'Hırs yaptığı için, biz ayrılırsınız dediğimiz için senden çocuk yaptı, doğunca onunla ilgilenecek mi zannediyorsun?' diyerek öfkesini daha da körüklemişti.
Vuslat Efe'yi bırakıp gittiğinde kulaklarında hep bu söz çınlamıştı. Bir süreliğine bu sözün doğruluğuna gerçekten inanmıştı. Ne kadar da kördü. Durup Vuslat'ın öyle biri olup olmadığını düşünmek bile istememiş, öfkesinin esiri olmuştu.
Zar zor geçen saatlerin ardından evinin yolunu tuttu. Daha kapıdan girerken kendisini sanki bir tuhaflık karşılamıştı. Gereksiz bir sessizlik vardı.
Vuslat'a defalarca seslense de bir yanıt alamamıştı. Hızla yukarı çıkıp odasına baktığında dolabın kapağı ardına kadar açık ve içi bomboştu. Vuslat'ın bir zamanlar bu odada kaldığına dair tek kanıt geride kalan oğluna ait beşikti.
Vuslat oğlunu da alıp en nihayetinde gitmişti.
Olduğu yere çöküverdi Aras. Oğlunun sesi kulaklarında çınlarken sanki onu bir daha hiç göremeyecekmiş gibi hissetti. İşini bitirdiğinde koştur koştur eve gelme sebebi gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTULMA-II (TAMAMLANDI)
General Fiction"Saçma sapan konuşma canım kardeşim. Bak kardeşim diyorum. Biliyorsun ben Berna ile birlikteyim. İsterse dünya güzeli olsun. Benim onunla karşılaştığımda tek gördüğüm Oz Büyücüsü'ndeki yeşil renki cadı. Hadi yemeğine devam et. Benim de canımı sıkma...