"Saçma sapan konuşma canım kardeşim. Bak kardeşim diyorum. Biliyorsun ben Berna ile birlikteyim. İsterse dünya güzeli olsun. Benim onunla karşılaştığımda tek gördüğüm Oz Büyücüsü'ndeki yeşil renki cadı. Hadi yemeğine devam et. Benim de canımı sıkma...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Vuslat yine evdeyken bu kez vakit olması gerekenden daha yavaş akıyordu sanki. Birazdan Aras gelecek ve birlikte kontrole gideceklerdi. Artık bebeği 3,5 aylık olduğu için belki cinsiyetini bile öğrenmeleri muhtemeldi.
Karnındaki küçücük çıkıntı haricinde hamile olduğuna yönelik hiçbir belirti yoktu Vuslat'ta. Neredeyse kilo bile almamıştı. Bu da Aras'ı hayrete düşürüyor Vuslat'ın öğünlerini atladığı izlenimine kapılıyordu. Neyse ki Vuslat sonunda biraz da sinirlenerek yediklerine dikkat ettiğini açıklamış ve bu konu kapanmıştı.
Aras nihayet geldiğinde Vuslat salonda dalgın dalgın televizyon seyrediyordu.
"Hazırsan çıkalım diyecektim ama elbise ile oturduğuna göre henüz hazır değilsin sanırım."
"Hazırım ben. Neden? Elbiseyle hastaneye girilemez diye bir yasa mı çıkmış?" dediğinde Aras sanki pot kırmış gibi ne diyeceğini toparlamaya çalışıyor gibiydi. Vuslat ise dik dik gözlerini Aras'a dikmiş bir cevap bekliyordu.
"Geçen gün annelik ve kontreller ile ilgili bir şeyler okuyordum. Orada pantolon ve tişört ile gidilmesi öneriliyordu. Düşününce de mantıklı değil mi? Karnına bakıcaklar ve elbise giydiğin zaman toplayacağın için neredeyse göğüsten aşağı yarı çıplak olacaksın. Ben sen de biliyorsun zannetmiştim." dediğinde Vuslat'ın hiç aklına gelmemişti. Kendisi daha çok bebek ile ilgili şeyler okurken Aras hamileliği ile ilgili şeylere de önem verip okuyordu anlaşılan. Bir de aklının küçücük yerinde cılız bir ışık yanmıştı şimdi.
"Sen beni kıskanıyor olmayasın?" dediğinde Aras da ona meydan okuyan gözlerle baktı.
"Asıl sen bir yerlerini sergilemeye meraklı olmayasın?"
"Ayy ne alakası var canım?"
"Hah ben de aynen ilk söylediğin cümlede içimden bu tepkiyi verdim. Seninki ne alakaysa benimki de o kadar alaka." dediğinde Vuslat ayaklarını vura vura üzerini değişmeye gidiyordu. "Bebek var bebek. Güzel yürü. Deprem yaşattın yavrucağa." diye arkasında seslendiğinde dil çıkarmadan edemedi.
"Domuz."
"Seni duyuyorum, ayrıca o dilin ağzının içinde kalsın. Mazallah bir cinnet anında kesiveririm."
"Aa ne dili be. Dilim gayet de ağzımın içinde benim."
"Aynadan olduğu gibi görünüyorsun. İnşallah çocuğum yalan söyleyememe konusunda sana çekmez." dediğinde Vuslat'tan herhangi bir cevap gelmedi. Sürekli bu adama yakalanıyordu. Üzerini giyinip geldiğinde somurtuyordu.
**
Yol sessizce geçmişken sıraları geldiği zaman içeri geçtiler. Vuslat uzanırken Aras Vuslat ile ilgili bir kaç konuyu doktorla görüştükten sonra ultrasondan kontrol zamanı gelmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
