Bölüm 34

6.6K 501 110
                                    

Aras sabaha kadar heyecandan uyuyamamış gün makul bir saate kavuşur kavuşmaz hemen evden çıkmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aras sabaha kadar heyecandan uyuyamamış gün makul bir saate kavuşur kavuşmaz hemen evden çıkmıştı. Vuslat ile güzel bir kahvaltı eşliğinde kendini affettirmeye devam edebilirdi.

Eli boş gitmek istemediği için pastaneden bol bol börek, poğaça almıştı. Yine çiçekçiden kocaman bir gül buketi aldığında gitmek için hazırdı.

Kapıyı aceleyle çalarken bir an önce açılması için sabırsızlanıyordu fakat beklediği dakikalar geçmesine rağmen bir türlü olmuyordu.

"Vuslat, canım iyi misin?" diye bağırdı kapının arkasından. İçeriyi dinlediğinde hâlâ bir ses, bir hareketlilik duyamıyordu. Telefonu da kapalıydı. Artık iyice endişelenmeye başlamıştı.

Sesini duyan karşı komşu kapıyı açtığında Aras kadına mahçup bir ifadeyle gülümsedi.

"Sen Vuslat hanım kızın kocası mısın evladım?" diye sordu yaşlı kadın.

"Evet teyzeciğim kocasıyım. Evde yok galiba, sen bir şey biliyor musun?"

"Vuslat dün gece toparlanıp gitti oğlum. Sana da anahtar bıraktı. Dur bir dakika." dedikten sonra biraz aranıp anahtarı bularak Aras'a teslim etti.

"Nasıl gitti, nereye gitti. Hiçbir şey söylemedi mi teyze?" diye haykırdı Aras endişeli bir şekilde.

"Bilmiyorum oğlum. Sen boylarda siyah saçlı temiz yüzlü bir adamla bebeği de alıp gece gittiler." derken karşısında gördüğü bu delikanlıya üzülmüştü. Belli ki karısı onu bırakıp başka bir adamla kaçmıştı. Hiç de öyle bir kadına benzemiyordu üstelik.

Aras temiz yüzlü siyah saçlı adamın kim olduğuna dair biraz kafa yordu önce. Cenk yada Mert denen o adi olamazdı. Biraz düşününce bu tanım aklına sadece kardeşini getiriyordu. Ama Hazar'ın Vuslat ile ne işi olurdu ki?

Anahtarı alıp içeri girdiğinde bu sahneyi ikinci yaşayışıydı. Bir değil iki kez terkedilmişti. Bu kez ulaşamıyordu. Masanın üzerindeki kağıt parçası dikkatini çekmişti.

Belli ki Vuslat bu kez not bırakmayı münasip görmüştü. Titreyen elleriyle dörde katlanmış kağıdı açarken içinde ne yazdığını az çok tahmin edebiliyordu.

Aras,

Ben gidiyorum. Senden zaman istemiştim. Zamanın bize ne getireceğini sana net olarak söyleyemesem de bu zamanı kendi başıma geçirmek zorundayım. Bu durumda tek üzgün olduğum nokta Efe ile bir süre ayrı kalacak olmanız. Mümkün olduğunca her gün görüntülü olarak görüşebilmeniz için elimden geleni yapcağım. Gerçek bir görüşme gibi olmayacağının farkındayım ama bu sürece girmemizde ikimizin de katkısı büyüktü. Ben susmamalı, senin sevgine güvenmemeli, sen de üzerime bu kadar gelmemeliydin. Eğer için rahatlayacaksa sana ayrı kaldığımız dönemde hayatımda oğlumdan başka bir erkeğin olmayacağı sözünü verebilirim. Keza olmayacakta. Lütfen kıskançlık duygusu ile bana gelme Aras.

TUTULMA-II (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin