Uzun zamandır sporu aksatan Hazar gün boyu saatli bomba gibi gezdiğinin farkında olarak en sonunda kendini buraya atmıştı. Karşısındaki kum torbasısını yumruklarken hıncını henüz alamamıştı. Sinirinin sebebinin Zeynep Ela'nın başkasına aşık olduğunu öğrenmesinden mi yoksa onun hüznünün sebebini anlamasından dolayı mı olduğunu bilmiyor, tekmelerini savururken saydırmadan edemiyordu."Adi herif, gör ne yaptı da kandırdı kızı." Sağ yumruk, sol tekme. "Zeynep Ela'ya ne demeli? Lavuğun her şeyini saklıyor hâlâ." sol yumruk "ben bilirim böylelerini, jestler hediyeler." diyerek söylenmelerine devam edecekken arkadaşının kendisine doğru geldiğini görerek sustu. Yanında Aras da vardı.
"Kime söyleniyorsun oğlum sen. Bir dinleyelim dedik. Bizi görünce sustun."
"Yürü git Uğur. İçindeki kapı dinleyen meraklı teyzeyi benden başkasına yönlendir." derken aklına Ela'nın gizli gizli günlüğünü okuduğu aklına gelince kendinden tekrar utandı.
"Aras sen naptın? Vuslat'cığım nasıl?"
"Doğru konuş lan. Yengen olur artık kendileri." derken sırıtmaya başladı. Vuslat ile olmak hiç beklemediği kadar eğlenceliydi.
"Pişmiş kelle gibi sırıtmandan belli." deyip tekrar kum torbasına yöneldi.
"Yapalım oğlum sana işte Zeynep Ela'yı. Kızın etrafında uydusu gibi dolaşacağına. Bütün sinirin ondan, biliyorum ben. O değil de kızın yanında pamuk prenses oluyorsun lan. Bütün afran tafran bize." dediğinde gözünün önüne Zeynep Ela'nın gülüşü gelmiş istemsizce yatıştığını hissetmişti.
"Sen karışma, dün bir bugün iki ilişki uzmanı mı oldun başıma?" derken ileride antrenman yapan adama gözü takıldı. "Uğur baksana, şu ilerideki elemanın adı Emre'ydi değil mi?" diye sorarken yeniden ısınma hareketlerine başlamıştı bile.
"Evet de niye sordun?"
"Öyle tek başına antrenman yapmasın, yazık." deyip tüm enerjisini atmaya kararlı bir şekilde soluğu adamın yanında aldı.
***
Akşam neredeyse bütün sinirini atmış bir şekilde eve gittiğinde doğruca atölyeye atmış bilgisayarda biriken birkaç işini hallediyordu. Küçük yaşta ordudan emekli dedesinin de desteği ile devletteki bir çok bilgisayar mühendislerinden güzel bilgiler öğrenmiş, eğitimini de bu yönde tamamlamıştı. Yanmış bir hard diskten bilgi kurtarmışlığı, yada casus programları sayesinde devlet adına pek çok bilgiyi ele geçirmişliği vardı. Bağlı olarak çalışmasa da gerektiğinde Hazar'ın desteğine ihtiyaç duyuluyordu. Ailesi hariç kimseye bu işini söylemeyi tercih etmiyordu. Babası için açıköğretimden işletme, kendisi için de bilgisayar mühendisliği okumuştu. Binbir emekle kurulan şirketin heba olmasına gönlü razı gelmezdi. Anlayamadığı bir şekilde şirket konularında yeteneği de vardı ama bilgisayar ile ilgili konulardan aldığı zevki alamıyordu. Bu yüzden babasının sağlığı el verdiği müddetçe devamlı olarak orada çalışmayı pek istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTULMA-II (TAMAMLANDI)
Fiksi Umum"Saçma sapan konuşma canım kardeşim. Bak kardeşim diyorum. Biliyorsun ben Berna ile birlikteyim. İsterse dünya güzeli olsun. Benim onunla karşılaştığımda tek gördüğüm Oz Büyücüsü'ndeki yeşil renki cadı. Hadi yemeğine devam et. Benim de canımı sıkma...