ÇS 8

221 9 0
                                    

Medya: Rüzgar

Yemek yiyeceğimiz yere gelince arabadan indik. Ben Ay Parçası'nın kapısını açarken Rüzgar da Nisa'nın kapısını açtı. İnerken elinden tutmuştum. Çok utandığı belli oluyordu.

Lan biz kızlarla tanışma şeysi yapmadık ya! Biraz yürüyünce birden durdum. Hepsi dönüp bana baktı.

"Biz sanırım tanışmayı unuttuk." deyip güldüm.

"Ben Durukan." deyip elimi Ay Parçası'na uzattım. Elime bakıp o da uzattı elini.

"Memnun oldum. Dolunay... Arkadaşlarım Ay Parçası derler."

Biliyorum dememek için kendimi zor tuttum. Ben onun her şeyini biliyordum. Annesinin kızlık soyadını bile. Bunu nerden öğrendim inanın ben de bilmiyorum.

"Ben de memnun oldum."

Gözlerime bakıp bi anda elini çekti. Yine utanmıştı. Bu kız da ne zaman elini tutsam kızarıyor.

"Ben de Nisa."

Elini tutmadan "Memnun oldum." dedim.

Rüzgar uzatmıştı tabi elini. Kız bi anda Rüzgar'ın yüzüne odaklandı. Çok güzel bakıyordu. Sanırım o da Rüzgar'dan hoşlanmaya başlamıştı. Ay Parçası bana, kankası kankama... Çok mu yakışıklıyız ne!

Bir restoranta girdik ve arkadaki bi masaya geçip oturduk. Garson elinde menülerle gelip dördümüze de birer tane menü verdi. Biz yemeklere bakarken garsonun Ay Parçası'na baktığını fark ettim. Çok sinirlenmiştim. Garsona bakıp bi gelsene işareti yaptım. Masadan kalkınca o da peşimden geldi.

Karşımda durmasıyla ona kafa atmam bir oldu. Neye uğradığını bilemezken arkaya düştü.

"Bir daha o kıza baktığını görürsem kafa atmakla kalmam bütün gelmiş geçmişini s*****m. Ve bunu birine anlattığını duyarsam senin için hiç iyi olmaz. Şimdi defol git!"

Adam koşarak yanımdan uzaklaşırken ben de üstümü başımı düzeltip masaya döndüm. Dolunay bana bakarken bi anda gözleri endişeyle doldu. Tabi Rüzgar anlamıştı ne olduğunu. Bi şey demedi.

"Alnına ne oldu kızarmış!"

"Bi şey olmadı lavaboya girerken kapıya çarptım."

İnanmaz gözlerle bakarken omuz silkip kafasını tekrar menüye çevirdi. Yeni bir garson gelirken siparişlerimizi verdik. Rüzgar ve ben 1.5 pide isterken; Nisa'yla Dolunay 1 pide istemişti.

Yemeklerimiz gelmişti. Yemeye başlarken Nisa konuştu:
"Birden bu yemek nerden çıktı?"

Rüzgar bi şey diyemezken üçümüz de ona bakıyorduk.

"Şey çok iyi kızlara benziyorsunuz. Biz de cafede görünce sizinle tanışmak istedik Durukan'la. Değil mi kardeşim?"

Onu onaylarken ikisi de gülümsemişti.

"Teşekkür ederiz."

Çok güzel gülüyordu. Ve ses tonu çok güzeldi. Utandığında kızaran yanakları beni benden alıyordu. Çok seviyorum ben bu kızı ya.

Yemeklerimizi bitirince tatlılara geçtik. Garson gelince ne istediğimizi sordu. Dolunay'la aynı anda:

"Çilekli puding!" demiştik. Bana bakıp bir kahkaha attı.

"Sen de mi çilekli şeyleri seviyorsun?"

"Aslında çok sevmem ama sen çilekli puding kadar güzelsin. Seni görünce canım çekti." deyince yine yüzü kızardı.

Ben de sanırım yürek yemiştim. Başka zaman olsa söyleyemezdim. Şu an çok içimden gelmişti. Pişman değildim.
_______________________________

Çilekli Süt'ümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin