ÇS 30

59 5 0
                                    

Yemeğimizi yiyip dışarı çıkmıştık. Antalya'ya daha önce birçok kez gelmiştim. Tabi onlar genelde bir-iki günlüğüne olmuştu. Bu sefer sevdiğim kişiyle gelmiştim ve bu tatil daha öncekilerden daha özeldi.

Çocukluk arkadaşım Sena'nın da Antalya'da olduğunu öğrenmiştim. Durukan'dan rica etmiştim ve şimdi onun kaldığı otele gidiyorduk. Sena'yı lise boyunca görmemiştim. İkimiz çok yakın arkadaştık liseden önce. Şimdi de öyle miydi ben bile bilmiyordum.

Otele gelince Sena'ya mesaj yazdım.

Dolunay: Sena'cığım nerdesin? Biz söylediğin otele geldik.

Sena: Tek başına değil misin?

Dolunay: Hayır. Erkek arkadaşımla beraberim.

Sena: Hmm, tamam. Ben de birkaç arkadaşımla tanıştıracağım seni. Birazdan gelirim. Siz kapıda bekleyin.

Dolunay: Tamam.

İnterneti kapatıp telefonu cebime koydum. Üzerimde beyaz tişört ve kot şort vardı. Durukan giydiğim şeylere pek karışmazdı. Liseye geçtiğinden beri böyle giyiniyordum ve o da alışmış olmalıydı.

"Canım bir şey mi oldu?"

"Sadece buradaki tipler pek içime sinmedi. Dışarıda mı buluşsaydık."

"Durukan bu kadar korkma. Sadece birkaç saat durup gideceğiz."

Durukan böyle bir şey dediyse kesin söylediklerinde haklı çıkardı. Ben de biraz huzursuzdum. Daha otelin içine bile girmemiştik ama insanlar bir değişik bakıyordu. Dışarıda böyleyse kim bilir içeriye girince ne olacaktı?

Birkaç dakika sonra Sena'yı görmem ile ona el salladım. Çok değişmişti. Boyu benden çok az kısaydı ve orta kiloluydu. Çok fazla makyaj yapmıştı. Yüzünde neredeyse 1 kilodan fazla makyaj vardı. Selam verip onunla beraber otele girdik. Çok lüks bir otel değildi. Hatta çok eski duruyordu.

Durukan'la ikimizin yüzünde de aynı ifade vardı. Başımıza kesin bir şey gelecek ifadesi... İkimiz de bir şey demeden ilerlemeye devam ettik. Durukan elimi sımsıkı tutuyordu. Sanki bu son tutuşuymuş gibi. Aklımdaki düşünceleri hemen sildim. Sonuçta Sena benim kaç senelik arkadaşımdı. En fazla ne olabilirdi ki?

"Selam gençler! Sizi arkadaşımla tanıştırayım. Dolunay bunlar benim liseden arkadaşlarım Erdem, Deniz, Asel, Seda, Esin, Çağrı, Arda ve Dilara."

Masanın başından başlayıp herkesi tek tek tanıtmıştı. 3 erkek 5 kızdan oluşan bir gruptu. Dilara dediği kız hariç diğerleri iyi gibilerdi. Dilara her yerinde metal olan bir kızdı. Boynunda metal bir zincir, kulaklarında ise sayısız küpe vardı. Yüzünde olanları hiç saymıyorum. Hiç içime sinmemiști bu kız. Ama ön yargılı biri değildim ve kızı tanımadan kötü biri diyemezdim.

"Gençler, bunlar da Dolunay-ilkokul arkadaşım -ve erkek arkadaşı ımm..."

"Durukan. "

"Evet Durukan."

Birkaç tanesi "Memnun oldum." derken Dilara ve yanındaki çocuk ses çıkarmamıștı. Umursamazca telefona bakmaya devam etmişlerdi. Biz de tebessüm edip "Memnun olduk." dedik.

Bir süre sonra ikimiz de uyum sağlayıp sohbetlerine katıldık. Hepsi iyiydi aslında. Tabi tanımadan bir şey demek de doğru olmazdı. Sena'nın mezuna kaldığını öğrenmiştim. İlkokulda da çalışmayı sevmiyordu ve bu konuda hiç değişmemiști.

Sena'yla beraber Deniz, Dilara ve Çağrı da mezuna kalmışlar ve dördü de tekrardan sınava girmeyip iş bulacaklarmıș. Herkes üniversite okuyacak diye bir şey yoktu sonuçta. Okumak istemeyenler için de çalışabilecekleri yerler vardı. Umarım onlar da düzgün bir iş bulup çalışırlardı. Haberlerde falan bir sürü uyuşturucu ve alkol bağımlısı gençler görüyorduk. Kimsenin bu kötü alışkanlıklara başlamasını istemiyordum.

Birkaç saat sohbet etmiştik. Saat geç olmuştu ve artık eve dönmeliydik. Tüm sohbet boyunca Dilara ve isminin Çağrı olduğunu öğrendiğim çocuk telefona bakmıșlardı. Saygısızlıktı ama bir şey de diyemezdim. Belki de sohbet etmeyi sevmiyorlardır.

Tam vedalaşırken Deniz konuştu:

"Dolunay yarın Esin'in doğum günü ve sizin de gelmenizi istiyoruz."

Esin de kafasıyla onaylayınca Deniz konuşmaya devam etti:

"Tabi işiniz yoksa..."

Durukan'a baktım. Cevabı onun vermesini istiyordum. Buraya ben istediğim için gelmiştik. Bu kararı da o vermeliydi. Bir süre ikimiz de birbirimize baktık.

"Eğer istemiyorsanız zorlamıyoruz sizi. Aklınızda soru varsa da hemrn cevaplayayım. Kesinlikle uyuşturucu falan olmayacak. Belki çok az alkol olabilir ve parti saat 8'de başlayacak. Yorulunca da bitecek. Tabi istediğiniz kadar kalabilirsiniz."

Durukan'a baktığımda kafası karışmış gibiydi. Alkol olması sıkıntıydı biraz. İkimiz de alkol kullanmıyorduk. Bir sorun olacak olursa şoför dışarıda bekleyebilirdi. Bence gelebilirdik.

"Aslında gelebiliriz. Biraz kafa dağıtmak ikimize de iyi gelecektir."

Bana bakınca kafamla onayladım.

"Tamam o zaman. Bekliyorum yarın."

Hepsine "Görüşürüz." deyip otelden ayrıldık. Taksiyle gelmiştik ve yine aynı şekilde dönecektik. Saat epey geç olmuştu. İkimizin de uykusu vardı. Taksiden inip eve girdik. Durulan yanağımdan öpüp "İyi geceler." dedi. Ben de onu öpüp odama geçtim.

Allah'tan yanımda birkaç elbise
getirmiştim. Ne giyeceğime yarın karar verecektim. Şu an sadece uyumak istiyordum. Üzerime eşofman altı ve tişört giyip kendimi yatağıma attım. Çok yorucu ve güzel bir gündü. Bakalım yarınki parti nasıl geçecekti.

________________________________

Takip etmeyi unutmayın❤️

İnstagram hesabım:
ayparcasi_09

Çilekli Süt'ümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin