Yorgun bir günün ardından uyku çok iyi gelmişti. Sabah erkenden kalkıp üzerimi giyindim. Alışveriş yapmam gerekiyordu. Dolabımda birkaç elbise vardı ancak hiçbirini beğenemedim. Nisa'ya çok ısrar etmeme rağmen partiye gelmeye ikna edememiştim. Eski arkadaşlarıyla vakit geçireceğini söylemişti. En azından alışverişe çıkmaya ikna etmiştim.
Durukan hala uyuyordu ve benim karnım açtı. Saat 09.00 civarıydı. Normalde bu saatte kalkmazdım. Nasıl olduysa bugün kalkmıştım işte.
Üzerime kot şort ve mavi tişört giyip odadan çıktım. Saçlarım dağınık duruyordu. Kolumdaki lastik toka la at kuyruğu yapıp Durukan'ın odasına gitmeye başladım. Kapıyı açışımla kapatıșım bir olmuştu. Sanırım bundan sonra kapısını çalmadan içeriye girmemeliyim.
Üzerini değiştiriyordu ve üstsüzdü. Yanlış anlaşılma olmasın, altında şort vardı. Ama üzerinde bi şey yoktu. Birkaç dakika sonra odadan çıktı. Yüzünde munzur bir ifade vardı. Sanırım az önce odaya daldığım içindi.
"N'oldu Dolunay? Utanmışa benziyorsun."
"Hi-hiçbir şey olmadı."
"Emin misin, yani az önce ben üstsüzken odaya dalan sen değildin."
"Ne alakası var canım, ben değildim tabi ki. Bunu da nerden çıkardın?"
Yüzüne eğlenen bir ifade oturmuştu. Beni sinir etmeyi seviyordu.
"Yani o güzel, ihtişamlı kaslarımı görmedin."
"Hayır."
"Çok şey kaçırmıșsın. Görmek ister misin?"
"Yok kalsın. Ben uyandın mı diye bakmaya gelmiştim."
Yüzündeki ifadeyi hala silmemiști. O öyle baktıkça beni ter basıyordu.
"Eminim ondan gelmişsindir."
"Evet, başka neden geleceğim ki?.."
"Karşımda terlemenden bir sürü şey çıkarabilirim ben."
Konuyu değiştirmek için saatime baktım.
"Haydi kahvaltı yapalım. Çok oyalandık burda."
"Konuyu değiştirmen başarılı Atlas. Dua et açım, yoksa bu konu çok uzardı."
Göz kırpıp merdivenlerden inmeye başladı. Bu konuda çok utandığımı bildiğinden sürekli zorluyordu beni ve karşısında terleyip şekilden şekile giriyordum. Tabi böyle yapmam çok hoşuna gidiyor.
Az önce yaptıklarını kenara bırakıp ben de merdivenlerden indim. Kahvaltı hazırdı. Bir şey demeden sandalyeye oturdum. Nisalar kahvaltının sonuna gelmişlerdi. Biz yukarıda oyalanırken kahvaltıya inmiş olmalılardı.
Durukan hala alttan alttan sırıtıyordu. Çok sinir biri olsa da bu hareketleri onu çok tatlı gösteriyordu.
Çıkmaya başlayalı fazla olmamıştı ancak birbirimize çok alışmıştık. Sanki senelerdir sevgimiymișiz gibi davranıyorduk. Sevgiliden ziyade iki sırdaş, dost gibiydik ve ben bu durumdan rahatsız değildim. Hiçbir zaman diğer sevgililer gibi vıcık vıcık olmamıştık. Hitap olarak da Dolunay ve Durukan sadece. Aşkım, bebeğim gibi kelimeler bize göre değildi.
Hala Durukan'ın ailesiyle tanışmamıștım. Onun istemesini bekliyordum. Aramızda da bu konuyu hiç konuşmamıștık. Benim ailem aylardır yurt dışında yaşıyordu. Özlüyordum tabi ama alışmıştım bu duruma. Kardeşim yoktu. Aslında hep erkek kardeşim olsun istemiştim. Annemler çok yoğun çalıştığı için bu isteğime hep karşı çıkmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilekli Süt'üm
Teen FictionAy parçam... Her şeyim... İlk aşkım... Ay Parçası için yeni bir aşk mı doğacak yoksa yeni bir hayal kırıklığı mı? 054***: Bir gün beni de çilekli sütü sevdiğin kadar sever misin Ay Parçası?.. Yayımlanmaya başladığı tarih: 💎14.02.2019💎