Bölümü bu şarkıyla yazdım, sizin de benim ruh halimi anlamanız için koyayım dedim.
D:Dolunay Nisa'yla hep oturduğunuz ağacın oraya gel. Sana kim olduğumu göstermek istiyorum artık.
Gördüğüm mesajla donakaldım. Bay D tam bir ay sonra mesaj atmıştı ve kim olduğunu açıklayacaktı. Hemen sıramdan kalkıp ağacın olduğu yere gittim. Beklemeye başladım. Ne kadar beklediğimi bilmiyorum ama gelmedi.
Telefonu elime alıp mesaj yazdım.
Ay Parçam💞:Bay D ne zamandır bekliyorum. Gelmeyecek misin?
10 dakika kadar sonra cevap yazdı.
D:Üzgünüm Dolunay. Çok acil bir işim çıktı. Bunu ertelemek zorundayım. Özür dilerim.
Ay Parçası💞:Peki.
Sinirle ayağa kalktım. Yine kandırmıştı beni. Artık yorulmuştum. Beklemeyeceğim demiştim ama yine dayanamamıştım. Çok saf biriydim. Ne olursa olsun inanıyordum. Ama inanmak yoktu bir daha ona. Görmek istemiyordum artık.
2 ders vardı daha ama ben kalmak istemiyordum. Çantamı alıp dışarı attım kendimi.
"Kızım nereye böyle? Ders bitmedi daha."
"Nisa yalnız kalmaya ihtiyacım var. Sonra konuşuruz."
Nisa cevap veremeden koşarak okuldan çıktım. Birkaç dakika sonra durup kaldırıma oturdum. Çok yorulmuştum. Acı çekmekten, ağlamaktan, kırılmaktan... Çok yorulmuştum.
____________________"Ya ne demek hâlâ eve gelmedi! Saat kaç haberi yok mu bu kızın?"
"Ben nerden bileyim? Çok sinirliydi. Koşarak çıktı okuldan."
"Haber veremez miydin? Eğer haber verseydin şimdi evde olurdu; gecenin bir vaktinde dışarıda olmazdı."
"Durukan yüklenme kıza. Onun ne suçu var? Yalnız kalmak istiyorum deyip koşarak uzaklaşmış. Hepsi senin suçun. Eminim senin yaptığın korkaklığa sinirlenmiştir."
Rüzgar ne söylediğinin yeni farkında olurken pot kırmıştı.
Tam ağacın oraya gitmiştim ki Dolunay'ı görünce korkup saklanmıştım. Beni görmemişti haliyle. Bir ders saati boyunca beklemişti. Mesaj attığında işim olduğunu söyleyip ertelemiştim. Sanırım Rüzgar haklıydı. Her şey benim yüzümden olmuştu.
Saat 23.55 olmuştu ama hâlâ eve dönmemişti. Başına bir şey gelmişti kesin. Telefonu da kapalıydı. Kafayı yemek üzereydim. Ne olursun Dolunay eve dön, söz veriyorum yarım gerçekten karşına çıkacağım.
Ona bir şey olmuşsa kendimi affetmezdim.
_____________________Sabaha kadar beklemiştik. Dolunay hâlâ gelmemişti eve. Bir ara dışarı çıkıp 2 saat gezmiştim belki bulabilirim umuduyla. Hatta ormanlarda bile aramıştım. Hiçbir yerde yoktu.
Annesini aramamıştık. Eğer ailesine gitmemişse boşuna endişelenirlerdi. Bir gün daha bekleyip polise gitmeye karar verecektik. Eğer ona bir şey olursa yaşayamazdım.
Nisa'nın anlattığına göre Dolunay bir ayda 8 kilo vermişti. Doğru dürüst uyumuyor, yemek yemiyormuş. Bunları öğrenince kendime hunharca küfür etmiştim. Ama bir faydası yoktu. Bir ayda onu o kadar çok özlemiştim ki... Geldiğimde ise o yoktu. Başına kötü bir şey gelmiş olabilirdi. Hepsi benim suçumdu.
_____________________Tam bir haftadır bulamıyorduk onu. Okula gelmiyordu. Polise gitmiştik; onlar da bir şey bulamamıştı henüz. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Her akşam dışarı çıkıp onu arıyordum. Ama yoktu. Onu kaybetmiştim. Yaşadığını bile bilmiyordum.
Aklıma gelen düşünceyle gözlerim dolmuştu. Onun ölmüş olma ihtimali bile o kadar canımı yakıyordu ki... Ama ben bir söz vermiştim. Onu bulduğumuz gün her şeyi itiraf edecektim. Beni istemeyecekti, biliyorum. Başına gelen her şeyden ben sorumluydum. Belki de tamamen çıkardım hayatından.
Telefonumun çaldığını duydum. Arayan polisti.
"Durukan Çınar ile mi görüşüyorum?"
"Buyrun, benim."
"Sanırım Dolunay'ı bulduk. Ormanda biri bulundu. Eşgalleri tarifinize uyuyor. Ama kötü haber şu ki bulduğumuz kız yaşamıyor."
_____________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilekli Süt'üm
Teen FictionAy parçam... Her şeyim... İlk aşkım... Ay Parçası için yeni bir aşk mı doğacak yoksa yeni bir hayal kırıklığı mı? 054***: Bir gün beni de çilekli sütü sevdiğin kadar sever misin Ay Parçası?.. Yayımlanmaya başladığı tarih: 💎14.02.2019💎