7* Kafa karışıklığı

1.2K 79 8
                                    


 Abim, haberi ilk duyduğunda bize inanmadı, inanamadı. Tıpkı benimde inanamadığım gibi. İnkar etti, yalan söylediğimizi hatta şaka yaptığımızı söyledi fakat halimize baktığında şaka olmadığını, yalan olmadığını anladı. Zaten böyle bir konuda neden, nasıl yalan söyleyebilirdik ki?  Ve sonra durmak bilmeyen ağlamalar yine başlamıştı. Abim ağlıyor, biz ağlıyorduk. Onun durumu bizden çok daha farklıydı. O, dört duvar arasındaydı, biz biraz sonra buradan çıktıktan sonra o burada, dört duvar arasında yapayalnız kalacaktı. 

"Nasıl oldu? Aklım almıyor daha bir hafta önce geldi yanıma." Abim ağlamaktan kısılan sesiyle sormuştu. Yumruk yaptığı eli masanın üzerindeydi. Aramızda en iyi olan kişi olan eniştem olayı anlattı, o anlattıkça sanki bizde oradaymış gibi bir kes daha kahrolduk, o suda boğulduk. 

Biraz daha durduktan sonra gardiyan gelip zamanın bittiğini söylemişti. Zaten özel durum için verilen sürenin de zamanını aşmıştık. Abim, dört duvar arasına tıkılıp kalırken biz de ceza evinden çıkıp evimize yol aldık. Arabada kimsenin sesi çıkmazken annemin içli içli ağlamaları dolduruyordu kulaklarımı. 

Eve vardığımızda eve girdik hepimiz. Kendimi odama kapatıp yatağıma uzandım. Bugünlerde artık kimse gelmiyordu. Gelen tek tük kişi vardı tabii ama ilk günkü gibi değildi. Artık tek başımıza kafa dinleyebiliyorduk. Odamın kapısı açıldığında uzandığım yerden gelen kişiye diktim bakışlarımı. Ablam gelmişti.

"Zeliş, kalk konuşalım ablam biraz." Ablam yanıma yaklaşırken yattığım yataktan oturur pozisyona geçtim. Hemen yanıma çöktü o da. "Zeliş," dedi eliyle saçlarımı okşarken. "Kuzum sen sigaraya mı başladın?" Ablamın sorusuyla bakışlarımı yere indirdim. O gece öyle bir saçmalık yapacaktım hayatımda ilk defa ama o kavga yüzünden o sigarayı hiç ağzıma almamıştım. Başımı iki yana salladım usulca.

"O gün içecektim yalan yok ama içmedim." dedim. Ablam saçlarımda ki elini çekti, gülümsedi. Annemden aldığı gamzesi yanaklarında belirdi. 

"İçme, hiç düşünme bile. Biliyorum siz Yalçınla bizden daha çok yakındınız, onun gidişi seni çok üzdü ama bu seni böyle şeylere teşvik etmesin. Bak bende gideceğim bir kaç güne, aklım sende kalmasın Zeliş, söz var bana. Bir daha öyle bir şey düşünmeyeceksin, aklından bile geçirmeyeceksin." Ablamın endişesini anlıyordum. Kimine göre normal bir şey gibi gelebilirdi sigara içmek, ya da içki içmek fakat bizim ailede pek hoş karşılanmazdı. Ha içen yok mu diyeceksiniz, vardı tabii ama içmemek daha iyiydi. 

"Merak etme abla, bir daha elime almayacağım."  Ablam rahatlamış gibi derin bir nefes alıp gülümsedi. 

"Aramızda kalacak merak etme." Gülümsedim ablama.

*

 Annem ve babam salonda oturmuş sohbet ederlerken yanına ilerledim. Ablamlar yoktu salonda. Kendi aralarında sessizce konuşuyorlardı. 

"Gidip bir görelim Harun, o da az şey yaşamadı. Ayıp bir de." Salona girip koltuklardan birine oturdum. Beni fark etmişseler de konuşmaya devam etmişlerdi. 

"Olur Züleyha gideriz. Yarın eve gelecekler zaten, akşam uğrarız bir." Babamın da söyledikleriyle anlamıştım. 

"Aslan abi mi? Nasıl geçmiş ameliyatı?" Babam yüzünü bana döndü. Yüzünde yorgun bir ifade vardı. 

"İyi geçmiş bir gün hastanede kalacaklar yarın sabaha eve gelecekler hayırlısıyla. " Babama başımı salladım usulca. Bakışlarım saate gitti. Akşam üzeriydi, saat beşe geliyordu. 

"Hangi hastanedeler şimdi?" Babam anlamaz gözlerle bana bakıyordu. "Biraz hava almak için dışarı çıkacaktım zaten, bir çorba yapar ona da götürürüm ne olacak ki?" dedim cılız sesimle. Aslan abiye olan tavrım hep böyleydi zaten. Onu kendi abimden hiç ama hiç ayırmamıştım şimdiye kadar. Şimdi de bu durumdayken yanına gitmemek olmazdı. Evet son günlerde çok yıpranmıştı, çok yıpranmıştık fakat böyle bir durumda da yanına gitmemek olmazdı. 

GECE YARASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin