13. Bölüm: "Görüşmek üzere Doğukan... Sana da yeni altın öğrencim."

472 39 53
                                    

Sondaki açıklama şeysini okuyabilirsiniz, Atilla karakteri ile ilgili. İsterseniz de okumayın size kalmış. Her neyse, iyi okumalar :)

Doğukan'ın pespembe odasından çıktıktan sonra aşağıda öğretmeni beklemeye karar vermiştik. Dakikalardır dalga geçiyordum. Tamam, pembe değildi ama kardeşi eşyalarını orada bıraktığı için siyahlığın içinde sırıtıyordu. Kız kardeşi de varmış! Acayip tatlı bir şey, çocukları sevmem ama sevilmeyecek gibi değil. Okulda olduğu için Doğukan fotoğrafını göstermişti. Bu arada çok garip bir abi vardı karşımda. Beraber oyun oynuyorlar, fotoğrafını gösterirken gözünün içi gülüyor felan. Kıskandım! Lanet olmasın sana Can. Milletin abilerine bak, bak da örnek al!

5 yaşında, kocaman gözleri olan sarışın bir kız çocuğu. Doğukan'la dış görünüş olarak zıtlar ama ikisi de kendi alanlarında başarılı.

*********

"Bakmasana be." Elimle kâğıdımı siper ettim ve ilkokulda yaptığım gibi üstüne çöreklendim. Hem benim kâğıdımdaki o upuzun sorunun altında yazan tek şey 19 rakamıydı, o da Doğukan sağ olsun. Şimdi yapabildiğim tek şey 19'a ulaşmak için soruyu evire çevire taciz etmekti.

Fakat yanımdaki mal rahat bırakmıyordu. "Ya örtmenim öküz kafalı Doğukan benden bakıyor."

"Ne senden bakması lan kontrol ediyordum. Hem az önce sen benden kopya çektin, sonucu da tek başına yazmışsın oraya." Anıl Hoca'ya döndü. "Hocam çözsün de görelim."

Kahverengi takım elbisesi ve gözlüğüyle ben öğretmenim! mesajını üç metre öteden veren matematik hocamız playboy Anıl, sinirle soludu (8 kere evlendiği için ben ona playboy diyorum). Yaklaşık 10 dakikadır problemle uğraşıyordum. Öküz kafalı Doğukan ise saniyesinde çözmüş, bana sataşıyordu.

Çalışmak için seçtiğimiz dikdörtgen, kahverengi yemek masasına kollarımı dayadım ve havalı olma denemelerim içinde konuştum. "O kadar geri zekâlısın ki bir sayfa boyunca işlem yapmışsın. Oysa ki ben, kafamdan, iki saniyecikte çözüverdim." Umarım playboy Anıl çözmemi istemez. Ki eğer isterse, sıçtığımın resmidir.

"Atma, benden baktığını gördüm. Daha üçüncü sınıf problemleri çözemiyorsun sen." Dedi Doğukan alayla. Sonrasında, arkasına yaslandı ve kollarını meydan okurcasına bağladı.

"Ya örtmenim şu prematüreyi başımdan alın."

Ayağa kalktı. "Hocam çözmesini talep ediyorum."

Bizim playboy artık kravatını çıkarmış ceketine yöneliyor, yani yavaş yavaş soyunuyordu. E tabi daraldı adam.

Ayağa kalktım. "Örtmenim ben buna dalarım." Tekrar Doğukan'a döndüm. "Üstelik sen deniz bile değilsin," dedim küçümseyerek ve kollarımı gövdemde bağlayarak.

Doğukan önce ifadesini korudu ama sonra birden yere yığıldı. Saniye bile sürmemişti.

Üstüne eğildim ve saçımı kulağımın arkasına alarak onu sarstım. "Doğukan?! Cevap ver, ne oldu?" Şaka yaptığını tabii ki biliyordum ama aklımdan bizim playboya oyun yapma fikri gelmişti. Belki o da aynı şeyleri düşünüyordur? Denemekten zarar gelmez!

"Beren," dedi soluk soluğa Doğukan. Anıl çoktan benim gibi eğilmiş, endişeyle feryat ediyordu.

"Ne oldu oğlum, kalk hadi!" Gülmemeye çalışırken verdiğim savaşı soruyu çözmek için verseydim, şu an bunlar yaşanmazdı.

"Efendim Dodo?" dedim dramatik bir şekilde.

"Oğlum kalksana, iraden var," dedi Anıl. Kaldırmaya çalışıyordu ama 1.50 boyu var adamın, koskoca camışı nasıl kaldırsın?

Farklı TonlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin