17: "Kulağa çok tehlikeli geliyor.. Her neyse, tamam."

440 33 15
                                    

“Tamam Ebrar. Saat 12’ye geliyor, izin ver uyuyayım!”

“Dur bir saniye.” Telefondan birkaç hışırtı geldikten sonra geri döndü. “Senden bir şey rica edebilir miyim?” Kelimelerin hecelerini uzatmıştı ve küçük bir çocuk gibi sesini ayarlamıştı.

“Ne? Çabuk söyle işeyip yatacağım.”

“Doğukan’ın numarasını verir misin?”

“Hayır.”

Telefonu kapattım ve tuvalete gittim. İşerken sürekli telefonumun çalma sesini duyabiliyordum. İşim bittiğinde ve odaya geldiğimde ise telefon hala susmamıştı.

On dakikayı aşkın bir süre boyunca hep aramışsa daha da susmayacağını biliyordum. 

“Ne var ya, ne var?”

“Doğukan’ın numarasını verir misin?” Hala heceleri uzatıyordu ve sesi küçük bir kız çocuğu gibi geliyordu. Kim bilir yine neyin peşindesin Ebrar.

“Of tamam. Atarım mesaj olarak.” Aramayı sonlandırdım ve aceleyle Doğukan’ın numarasını bulup Ebrar’a gönderdim. Bu sırada gözlerim kapanıyordu, gerçekten çok uykum vardı. Mesaj iletildikten sonra hemen kendimi yatağa attım. 

Bugün gerçekten garip bir gündü. Doğukan’la aramızda saçma sapan şeyler olmuştu, eminim yarın yine hiçbir şey olmamış gibi davranacaktı. Bende aldırmayacaktım ve bir daha asla bana öyle yaklaşmasına izin vermeyecektim. Ama bir sorun vardı. 

Ben çoktan Doğukan’dan hoşlanmaya başlamıştım.

Öpücüğü içimi ısıttığı için şimdi tarif edemediğim duygular yaşıyordum. İlk başta her şeyi beni sinir ederken şimdi gülümsetiyordu. Ne kadar kendini beğenmiş olsa da haklı değil miydi yani? Kahverengi gözlerinin o tonu, gördüğüm birçok renkli göze bin basardı. Kirpiklerinin rastgele dizilmiş olduğunu inanmıyordum. Yaratılırken kesinlikle özenle yapılan bir çalışma olmuştu Doğukan. Bir eser. Ama dış görünüşünden çok davranışlarını seviyordum. Terslememe rağmen bozuntuya vermemesi ve üste çıkması ne kadar sinirimi bozsa da vazgeçmeyecektim. Aramızdaki bu iletişim bizimle ilgili en mükemmel şeydi.

Terslemesem zaten çok fazla basit görünecektim ve aramızdaki engeller kolay bir lokma gibi görünecekti. Oysa ki aşk zorluklarla güzel değil miydi? En basitinden, erkekler üstlerine atlayan kızları bir gece sonra terk ediyordu, değil mi? Ama bir kız geliyordu ki canlarını bile verebilecek kadar çok seviyorlardı. O kirli kısım sadece tatmin olma meselesiydi, duru kısım ise huzur meselesi. 

********

Telefondan gelen alarm sesini durdurmak için doğruldum ve hafifçe dokunarak kapattım. Gözlerimi kaşırken içeri Can girdi.

“Oha uyanmışın çok sevindim annem yine beni göndermişti neyse kalk hazırlan siyahlı kadın otobüsün gelmesine az kaldı bay.” Hızlıca kelimeleri saydı ve hemen gitti.

Siyahlı kadın. O filmi izlediğimizden beri bana hep bunu diyordu. Onun gibi korkunç bir görüntüm varmış. Tam unuttu diyordum, yeniden başlamıştı. Telefonunda bile öyle kayıtlıydım bir ara.

Kalktım ve hazırlandım. Bu arada Can hala benim otobüsle gittiğimi sanıyordu ve bugün yine ondan önce çıkacağıma göre, hemen gitmem iyi olurdu. Bu yüzden aceleyle defterleri küçük sırt çantama tıkıp aşağıya indim.

Yine kimseye bir şey demeden evden çıktığımda Doğukan arabaya yaslanmış beni bekliyordu.

Yanına geldiğimde üzerime eğildi ve “Günaydın öpücüğü?” diyerek muzipçe sırıttı. Şaka yapmasına aldırmadım ve elimi uzaktan hız alıp savurarak, koluna bir tane geçirdim. Sonra da onu kapımın (orayı da sahiplenmiştim artık) önünden itip arabaya bindim. Yine inleyerek kahkaha atmıştı tabi, sevimli şy .s 

Farklı TonlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin