Rüzgâr sırtımı acımadan döverken, iliklerime kadar sinen soğuk hava bir hayaletmişim gibi tenimi delip geçiyordu. Gözlerimi kapattım ve gecenin zehirli melodisiyle dans eden soğuk havanın hüzünlü senfonisini dinledim. Kalbimde acı da neydi? Kafamın gerisinde acıyla yankılanan hıçkırıklar benim miydi? Yoksa çoktan mezarına kan kokulu toprağı attığım küçük kız çocuğunun mu? Arkamdan hissettiğim hareketlikle gözlerimi daha sıkı yumdum ve derime kadar işleyen çaresizliğin acısını hissettim."Neden uyumadın?" Diye fısıldadı temkinli bir sesle. Tam arkamdaydı. Sıcacık nefesi soğuktan buz kesilen ensemi okşuyordu. Ensemdeydi. Geçmişimin katili, geleceğimin yıkık mimarının tenime mühürlü nefesi artık kalbimi kanatıyordu. Gözlerimi yavaşça araladım ve yanaklarıma batan iğneleri umursamadan tebessüm ettim. Dudak kıvrımlardan semaya karışan oluk oluk zehire inat tebessüm ettim.
"Gece," diye fısıldadım çatallı bir sesle. Sesime sinen yorgunluk kulak tırmalıyordu. "Gece ne kadar güzel, değil mi?" Aniden güçlü kolları bedenimi okşadı ve bana sıkıca sarıldı. Dermansız kalan bacaklarıma inat, sıkıca balkonun korkuluklarına tutundum ve ayakta kalmayı başardım.
"Evet," fısıltısı boğuktu. Ses tellerine biriken kanlar sesini emmişti. "Güzel."
"Senin gibi," dedim anında. Bedeni kaskatı kesildi zira onun ardından gelecek cümleyi sezmişti. "Aynı zaman da tıpkı senin gibi karanlık." Kolları beni daha sıkı sararken sözlerime itiraz etmek ister gibiydi lâkin itiraz etmeye gücü yoktu. Haklıydım. Sözlerimin onu bıçak gibi delip geçeceğini bile bile konuştum. "Senden nefret etmek istiyorum. Senden nefret etmeye ihtiyacım var, senden nefret etmemi sağlasana." Bana daha sıkı sarıldı ve usulca yüzünü boynuma sakladı. Dudaklarından çıkan sözler, birbirimizi tutsak ettiğimiz mahpesin kilidiydi. Sözleri kendime yaptığım ihanetin esamesiydi.Sözlerinde zehirli toprağa sarılı geçmişin acı feryadı vardı.
"Unuttun mu, sevgilim," diye fısıldadı. "Sen bana müebbetle mahkûm edildin, ben senin için bile bile darağacına sarıldım. Bu saatten sonra bizi ölüm bile ayıramaz."
Bana ona müebbetle hapsedilmiştim ama kalbinin ıssız köşelerinde beni darağacında sallandıran yine oydu. Beni öldüren yine oydu ama ben çürüyen bedenime rağmen ondan gidemiyordum. Tüm bunlara rağmen onunla aramdaki mührü bozamıyordum. İşte belki de tüm bunlar yüzünden başıma gelen her şeyi hak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ KALBİNE HAPSET: HEDİYE
RomanceBu hikâyeye başlamadan önce "Gece" serisini okumanız gerekir aksi hâlde anlayamazsınız. ✴ "Gece," diye fısıldadım çatallı bir sesle. Sesime sinen yorgunluk kulak tırmalıyordu. "Gece ne kadar güzel, değil mi?" Aniden güçlü kolları bedenimi okşadı v...