Tekrar kitabıma döndüğüm sırada kapıdan gelen kilit sesiyle kaldığım sayfaya ayracı yerleştirip kitabı yatağın üstüne bıraktım. Hızlı adımlarla koridoru geçip hole geldiğimde Araf'ın kapıyı kapattığını gördüm. Gözleri bana döndüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Aynı gülümseme benim yüzüme de yansırken hızlıca yanına gidip kollarımı boynuna sardım. Anında sarılışıma karşılık verip belime kollarını doladı ve bedenimi sert bedenine yasladı.
"Hım, epey özlenmişim anlaşılan." Burnunu boynuma yaslayıp derin nefesleri arasından söylediği sözlerle neşeyle kıkırdayıp, ensesine sıcak bir öpücük kondurdum. Anında vücudunu saran ürpertiyi aynı şekilde vücudumda hissettiğimde gülümseyerek kollarımı gevşettim ve yüzlerimizin karşı karşıya gelmesi sağladım. Öpücüğümle beraber belimdeki elleri yavaşça kalçama inmiş, gözlerine koyu bir sis perdesi inmişti.
"Hıhı... Çok özledim," diye mırıldandım keyifli bir sesle. "Sen özledin mi beni?"
"Seni özlemediğim tek bir anım yok, yan yanayken bile hasretinle tutuşuyorum ben." Diye fısıldadı alnıma, şakaklarıma öpücüklerini sıralarken.
Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle sözleri dinlerken, öpücükleriyle iyiden iyiye mayışmıştım. Bir anda kaçlarımı sertçe sıkarak beni kucağına aldığında küçük bir çığlıkla bacaklarımı beline doladım. Araf aralanan dudaklarıma dudaklarını bastırdığında inleyerek elimin birini ensesine yerleştirdim ve onu daha çok kendime çektim. Bir anda sırtım yumuşak bir yüzeyle buluştuğunda anlık bir duraksama yaşasam da, anında toparlanıp üstüme uzanan Araf'ı kendime çektim ve dudaklarımı talan eden dudakların hızına yetişemeye çalıştım. Araf, bacaklarımın arasına yerleştikten sonra ellerini bacaklarıma yerleştirip beline sardı ve kendini sertçe bana yasladı. Onun sert baskısını hissettiğimde kafamı geriye attım ve başımı yatağa yaslayarak heyecanla Araf'ın adını inledim. Tüm bedenim karların altında kalmış gibi titriyordu. Oysa öyle çok yanıyordum ki, bedenimden yayılan ısının kıvılcım saçarak yatağı ateşe vereceğini düşündüm.
"Güzelim," diye inledi Araf yavaşça boynuma öpücüklerini kondururken. Biraz sonra birkaç saniyeliğine geri çekilip yüzüme baktı. Buğulu gözlerimi ona çevirdiğimde aslında onun da benden farkının olmadığı gördüm. Elleri yavaşça kalçalarımı okşarken mırıldandı kısık sesle. "Sana nazik bir randevu teklif edecektim ama beni kötü emellerine alet ettin küçük hanım." Sözlerini küçük bir kahkaha atarken elimi yanağına koyup yavaşça temiz yanağını okşadım.
"Öyle mi? Aslında bu gece başka biriyle randevum vardı." Dediğimde kalçalarımı sertçe sıkıştırıp çeneme küçük bir öpücük kondurdu.
"Kimle?"
"Yakışıklı bir komisere sözüm vardı." Dediğimde yüzünde çarpık bir gülümseme oluştu. Dudakları yavaşça yanağıma kayarken oyuncu bir sesle mırıldandı.
"Tüh, şansıma küseyim o zaman ben de." Dediğinde daha fazla dayanamadım ve sıkıca sarılarak onu kendime çektim. İtiraz etmeden bana sokulduğunda yavaşça saçlarını okşamaya başladım.
🌘
Merhaba! Nasılsınız?
Biliyorum çok uzun bir ara oldu ama çok da uzun bir bölümle geleceğim birkaç gün içinde. Ondan önce kısa bir alıntı paylaşmak istedim. Sizleri çok seviyorum, yeni bölümü çok fazla bekletmeyeceğim, hoşça kalın 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ KALBİNE HAPSET: HEDİYE
RomanceBu hikâyeye başlamadan önce "Gece" serisini okumanız gerekir aksi hâlde anlayamazsınız. ✴ "Gece," diye fısıldadım çatallı bir sesle. Sesime sinen yorgunluk kulak tırmalıyordu. "Gece ne kadar güzel, değil mi?" Aniden güçlü kolları bedenimi okşadı v...