DUYURU VE ALINTILAR

5.1K 286 158
                                    

Herkese Merhaba,

Biliyorum epey uzun zaman oldu. İnanın bu durumdan ben de hiç memnun değilim. En nefret ettiğim kısım şu açıklamalar. Hayat verdiğim hikayeyi arasız bir şekilde düzenlice bitirmeyi emin olun ben sizden bin kat daha fazla isterdim ama maalesef yetişemedim.

Hâlâ eski okuyucularım var mı bilmiyorum ama onlar bilirler ki 1. Kitapta bazen hafta da iki kere bile bölüm attığım olurdu. Bu bekletme işini en az sizin kadar ben de sevmiyorum ama elimden gelen bir şey yok şu an için.

Bu sürede Wattpad'e pek giremiyorum çünkü çok fazla yoğunum. İki senedir sınava hazırlanıyorum ve çoğu kişinin yaptığı gibi tamamen burayı bırakıp gidemedim. Bir şekilde hep buraya vakit ayırdım ama son aylarda artık asla yapamıyorum çünkü bu sınav stresi artık bitsin istiyorum.

Emin olun ben de böyle yarım bırakmak istemiyordum ama durumlar bu şekilde gelişti. Biliyorum belki geri döndüğümde kimse olmayacak çünkü çoğu kişi hikayeden soğumuş olacak ama daha fazlası da elimden gelmiyor. Keşke bir üfleyişte tüm hikayeyi bitirebilme gibi bir özel yeteneğim olsaydı :)

Şimdilik gidiyorum ve muhtemelen 5-6 ay boyunca buralarda olmayacağım. Mesaj kutum dolu sizlere cevap vermeden gitmeyeceğim merak etmeyin. Umarım geri döndüğümde en az birkaç kişi bulurum çünkü Ecrin ve Araf'ın bize anlatacak çok fazla şeyi var. O kadar dolu bir hikaye kurmuşum ki kafamda birden final verip biteremiyorum bile. O yüzden bir gün mutlaka onlara hak ettikleri gibi bir son yazacağım. Hatta bir sonsuzluk.

Kafamda, taslağımda o kadar kurgu var ki onlar için bile mutlaka geri döneceğim.

Şimdilik buraya ilerleyen bölümler için aklımda olan alıntıları bırakacağım. Birkaç bölümü içeriyor. Bunlar asla yeterli değil ama umarım affedersiniz.

Kendinize çok iyi bakın ve sağlıklı kalın🖤🌸

Görüşmek üzere🙏🏻

🌘

"Ecrin?" Araf'ın sesiyle irkilip başımı kaldırdım ve yüzüne baktım. Kaşları çatılmıştı. Yüzündeki anlamsız ifade, gözlerindeki soru işaretleri... Tedirginliğinin birçok sebebi vardı belki ama bunları sorgulayacak kadar güçlü hissetmiyordum kendimi.

"Efendim?" Diye mırıldandım yorgun bir sesle. Buraya gelirken Araf'a her şeyi anlatmak, bu duygu çıkmazından kurtulmak için ona sığınmak vardı aklımda ama şimdi keşke kendi kabuğuma çekilseydim diyordum.

Araf birkaç adımda yatağın dibine geçip yanıma oturduğunda içimde ona deli gibi âşık olan Ecrin sıcaklığına sokulmak için beni itmeye başladı ama bir yanımda sarmaşıkların arasında sıkışmış hareket edemiyordu.

"Güzelim," diye fısıldadı sakin bir sesle. Çenemden tutup ona bakmamı sağladığında ona direnmedim. Gece karası gözlerinin ilk durağı gözlerim oldu. Hedefsiz bir gemi gibi rastgele yüzümün kıyısında dolaşan gözleri neyim olduğunu anlamaya çalışıyordu ama buna imkan vermeyecek kadar karışık hissediyordum ona karşı.

"Bebeğim, iyi misin?"

"Değilim," dedim bir an bile düşünmeden. İyi olmadığım halde iyiyim demekten o kadar bıkmıştım ki farkında bile olmadan dökülmüştü bu söz dudaklarımdan. Değildim. Uzun bir süre de iyi olacak gibi değildim. "Kötü şeyler oldu."

🌘

(Araf'tan)

"Bilmiyorum, Barın," dedim hızlıca. Bu konuyu kendime bile açamıyordum ve bir başkasıyla konuşmak boğazıma yapışan bir el gibi beni boğuyordu. Sadece ona açmıştım dün gece. Bir tek ona. "Şu an değil ama onu biliyorum."

"Ecrin'le konuşman lazım. Onu böyle cevapsız bırakamazsın ki." Dedi ciddi bir sesle. Mavi gözleri hâlâ üstümdeydi, bunu biliyordum ama ben başımı yerden kaldırıp biriyle göz göze gelmeyecek kadar çok yorgun hissediyordum.

"Çok fazla şey yaşadık, Barın. Anlamıyorsun." Anlamıyordu. Dünya üzerinde bu durumu anlayacak birinin olduğunu da zannetmiyordum. "Şimdi bir krizi daha kaldırır mıyız bilmiyorum." Sıkıntılı bir nefes alıp başımı kaldırdım en sonunda ve içimdeki beni sıkıştıran asıl duygu dudaklarımdan döküldü.

"Korkuyorum."

🌘

"Ben seni bekledim!" Diye haykırdım en sonunda. "Seni o evde oturdum ve günlerce bekledim. Sen ne yaptın peki?" Bir an susup gözlerinin içine baktığımda kırık göz bebeklerinin daha da parçalanmasına sahit oldum ama ben de geri adım atamayacak kadar kırgın hissediyordum. "Kaçtın!" Sesimin oktavı dışarıdan duyulacak kadar yüksekti ama bunu umursamayacak kadar dolu hissediyordum kendimi.

"Benim için kolay mı sanıyorsun sen?" Dedi benim aksime daha sakin ve düşük bir sesle. "Ben de günlerce sana bunu açıklamayı düşündüm, Ecrin. Evet sen olayları birleştirdin ama senim düşündüğünden çok daha fazlası var. Benim için kolay değildi."

Belki de onu tanıdığım andan itibaren ilk defa sözleri benim için hiçbir anlam ifade etmiyordu. Kendimi kırgın, yalnız, çaresiz hissediyordum. Batağa batmıştım ve o bataktan beni çıkarmak yerine daha da itmiş sonra da gitmişti. Bunun kızgınlığı, kırgınlığı içimden gitmiyordu.

"Biliyor musun Araf?" Dedim uzun bir andan sonra ilk defa sakin bir sesle. Benden bu kadar sakin bir çıkış beklemiyor olmalıydı, yüzündeki şaşkın ifade bir yel gibi geçip gitti. Sesim sakindi ama öyle vurucuydu ki belki de deminden beri bağırmalarımdan yüzlerce kat daha fazla etki yapacaktı.

"Bu söylediklerinin benim için hiçbir anlamı yok! Ben seni o gün bekledim. Yalnızdım, kırgındım. Kendimi kaybolmuş hissediyordum ve sende çare bulmak istedim. Sen tek kelime etmeden o kapıdan çıktın. Günlerce kaçtın. Yanlış yaptın!" İfadesi sarsılırken acıyla gözlerini kısıp bana baktı. Yine de devam ettim. Ondan bin kat daha fazla acıyordum çünkü. "Şimdi şu kapıyı aç. Aç, gideceğim ve sana yemin ederim uzun bir süre senin yüzünü bile görmeyeceğim."

"Açmayacağım," dedi bir an bile duraksamadan. Sesi güçlü değildi belki ama sözleri çelik kadar sertti. "Açmayacağım. Ne yaparsan yap, bu kapıyı açmayacağım!" Sonra fısıltıyla yalvarır gibi ekledi.

"Seni bırakamam."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 18, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BENİ KALBİNE HAPSET: HEDİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin