Bölüm 3

237 42 3
                                    


Cevabımı almamla beraber kafamı hafifçe yere eğdim ve çadırın diğer odasına geçtim. Bir yere oturdum ve duvarı izler gibi çadırın diğer tarafına anlamsız bakışlar attım.

Sevdin ama arkadaş olarak demek?

Daha kibar reddedilebilirdim diye düşündüm mizahi bir şekilde reddedilmek zoruma gitmişti.

Hayat hala devam ediyor dostum ve sen bilmediğin bir savaşın ortasındasın kendine gel!

Üzülmemeliyim diye düşündüm kısmet değilmiş veya kader her neyse. Ben kendimi böyle avuturken hafifçe gözlerim kapandı ve karanlık çöktü.

"Uyan hadi Fatih yemek bizi bekliyor" sesiyle gözümü açtım karşımdaki Nisaydı. Sessizce doğruldum, o ise odadan çıktı

"Geliyor" dedi muhtemelen Mücahit'e diyordu. Gözlerimi ovduktan sonra odadan çıktım ve arkadaşlarıma baktım. Mücahit bana baktı, süzdü tam bir şey söyleyecekti ki ağzını tuttu en azından öyle hissettim.

Vay be o kadar mı kötü, sefil görünüyorum?

Mücahit bile bana acıyor...

Bu saçma düşünceleri aklımdan çıkarıp sessizce onları izlemeye başladım. İri yarı adamın biri çadırın kapısını aralayıp bize baktı.

"Lordumuz sizi bekliyor beni takip edin lütfen" dedi nazikçe.

Ohoo sofraya bak be! Toprağı olmayan birine göre sofrası gayet güzel.

Lordun sofraya oturmamızı söylemesiyle beraber yavaşça oturduk. Sofrada yok yoktu yani açıkçası kendimi bir ortaçağ filminde hissetmeye başlamıştım fakat ne acı ki burada başrol ben değildim.

Lanet olsun!

"Sizlere bir minnet borçluyum gençler"

"Kim olsa aynısını yapardı lordum" dedi Mücahit.

"Hangi diyardan geliyorsun bilmiyorum ama kimse sizin yaptığınızı yapmazdı emin olun."

"Anlıyorum Lordum övgüleriniz için müteşekkiriz."

Ne güzel, Lord bozuntusuyla Mücahit konuşsun bizde izleyelim.

Lordum diye atıldı Mücahit ardından sesini düzleştirdi.

"Bizimle ne yapmayı planlıyorsunuz?"

Herhalde bizi altına boğacak bu nasıl bir soru sonuçta kızını kurtardık!

Aidan çatalını bıraktı ve gözleriyle bizi süzdü ve bakışlarını Mücahit'e kitledi

"Bende bunu düşünüyordum genç. Hala kimsiniz, nesiniz, nereden geldiniz, bu kıyafetler.... Açıkçası anlayamıyorum."

"Bizi Tanrı misafiri olarak gözünüzde tanımlarsanız bu perdeleri gözünüzden kaldırabilirsiniz"

"Demek öyle?"

"Bana belki inanmayacaksınız ama Tanrının isteği üzerine size yardım etmeye geldik."

Güzel yalan! Bakalım bu yalanların bizi nereye sürükleyecek Mücahit efendi!!!

Lord birden kızardı, ne yapacaktı acaba Bizi şuracıkta öldürtecek miydi?

"Bu söylediklerine pek inanasım gelmedi nedense!" dedi ve masaya amaçsızca vurdu. Mücahit ise hiç sakinliğini bozmadan

"Eğer o kaya parçasını geri istiyorsan bana ve arkadaşlarıma ihtiyacın var Lord"

Olamaz olamaz gerçek mi bu ya?

KașifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin