Bölüm 6

141 34 7
                                    

Karanlık, çok karanlık!

"Kimse var mı?" diye bağırdım.

"Heey."

"Neresi burası?".

"Sese gel" diye bağırdı biri.

Korkak adımlarla ilerledim, ilerledim ve o yine karşımdaydı.

"Yine mi sen?"

Korkunç bir kahkaha attı, ve boş yüzünde bir gülümseme belirledi.

"Yine ben yoksa beğenemedin mi?"

Korkudan altıma yapacağım, adam hala espri yapıyor Allahım koru beni!

"Ne istiyorsun benden?"

Siyah takım elbiseli adam ciddi haline geri büründü ve etraf kapkaranlık oldu.

"Sana yakında birçok şeyin değişeceğini söylemeye geldim."

Titreyerek "Neyden bahsediyorsun?"

Adam karanlıkta yine kaybolmaya başladı.

"Hey dur!"

"Neyden bahsediyorsun?"

"Gitme..."

Rüyanın korkusuyla birden ayıldım. Bildiğim tüm duaları birer birer okudum. Sonra çevreme baktım

Allah allah. Benim şuan zindanda olmam gerekiyordu niye böylesine güzel bir odadayım?

Masaya doğru ilerledim ve sandalyeye oturdum. Donuk bir ifadeyle masadaki yiyeceklere baktım.

Kuş sütü eksik sanırım. Aşçı kuş sütüm nerede?!

Yiyecekler cidden göz alıcıydı, şişe geçirilmiş etten, yahniye, yahniden çeşitli adını bilmediğim sebze yemeklerine birçok çeşit vardı. Karnımı doyurana kadar yedim, içtim sonra sandalyeden kalktım.

Acaba bir isyankar gibi kapıdan bağırmalı mıyım? Ah hiç sanmıyorum.

Kendimi yatağa attım, ve yorganı üzerime çektim o sırada kafamı sağa çevirmiştim ki komodinde bir kağıt parçası vardı.

Dostum Fatih'e

Fatih biliyorum her şey aniden gelişti, neler olduğunu anladığını pek sanmıyorum belki beni içinden ihanetle suçluyorsun ama durum öyle değil. Aidan denen it beni kaleye gönderdiğinde gerçekten keşif yapmak amaçlı gitmiştim. Öyle de oldu tüm zayıf noktaları keşfettim. Hana geçip ne yapacağımın taslağını beynime kazırken bir kadın kolumu tuttu. Kafamı birden kaldırdım, ne istediğini soracakken şok oldum karşımdaki antoniette'ydi...

Orada ne işi olduğunu, ne yaptığını soracaktım ağzımı tuttu ve elimi tutup beni kalenin içine götürdü. Aelic'in yeni efendisiyle tanıştırdı. Sana tek diyeceğim Aidan sandığımızdan daha kötü. O bir pedofili.

Not: Eğer savaştan sağ çıkarsam detayı detayına her şeyi öğreneceksin şimdi senden zorluk çıkarmadan her şeyin bitmesini beklemeni istiyorum.

Not2: Kızları düşünme onlar güvendeler.

Not3: Yatağın karşısındaki pencereden olan biteni film gibi izleyebilirsin.

"Vay be" diyebildim. Nutkum tutuldu, tam olarak anlamasam da Mücahit yine kahraman rolünü üstlenmişti. Sandalyeyi elimle kavrayıp pencereye doğru yaklaştım.

"Boom"

Kalenin kapısı birden patladı. Ardından içteki askerlerin bir kısmı surlara çıktı, diğerleri ise bir halatı çekiyordu. Bağırış seslerinin oradan buraya gelmesi beni bile korkutmuştu acaba Mücahit ne yapıyordu?

Düşman askerleri hızlıca gelirken, Aelic okçuları seri bir şekilde düşmanı vurmaya başladı en azından pencereden o kadarı görünüyordu.

"Ne?"

Okçular surlardan çekilip, kalenin içine doğru kaçmaya başladılar. Aidanın askerleri beş dakika içinde kapının önünde belirmişti ki bir tıkırtı sesi duyuldu.

Tıkır tıkır tıkır tıkır. Bum

İnanamıyorum.

Çark sesleri durduğunda yerde bir patlama oldu. Düşman askerlerinin bir kısmı öldü fakat şaşırdığım şey toprağın patlamasıyla altından sivri kazıkların çıkmasıydı. Ben heyecanla izlerken kapı açıldı. Telaşla kimin kapıdan çıkacağını bekliyordum.

Nisa, Melisa ve Antoniette

Bugün çok fazla şok yaşadım, öleceğim herhalde.

"S...siz buraya nasıl geldiniz?" dedim sevinçle ardından ise Nisaya koşarak sarıldım.

"Hey hey dur indir beni" demesiyle bıraktım.

"Tamam pardon. Birer sandalye çekin evinizde hissedin" dedim komikçe

"Yine neşen yerinde" dedi Melisa

"Sizi gördüm bırak da biraz neşeli olayım"

Sonra kafamı Antoniette'ye çevirdim

"Yanlış anlama ama bir şey soracağım." Dedim

Ürkek bir sesle

"Sor" diyebildi.

"Babana neden ihanet ettin?"

Kızın yüzü düştü

Melisa araya girerek

"Bilip bilmeden konuşma mankafa!"

"Bilmek için soruyorum alınacak bir şey yok."

"Anlat" dedi Nisa.

"O benim babam değil. Size yalan söylemek zorunda kaldım aslında birçok yalan söylendi size."

Şaşkındım

"Anlatır mısın?"

"Mesela beni siz kurtarmadınız o Aidan'ın oyunuydu. Sizi gözcüleri görmüş, garip kıyafetli insanlar..."

"İlgisini çekmişsiniz oda sizi tanımak için böyle bir oyuna başvurdu."

Vay be

"Bana on iki yaşımdan beri tecavüz eden bir cani. Hayatı zorbalıklarla dolu."

"Kaleyi nasıl kaybetti?"

"Tanrılarımıza ihanet etti, putlarımızı yaktırdı halkta isyan edince garnizonuyla kaçtı."

"Anladım." Diyebildim başka ne diyebilirdim ki?

Şuan ölsem de umurumda değil.

Nisaya yaklaşarak,

"Sözümü tuttum, hayattayım."

"Sözünün eri olduğunu biliyordum."

Böyle bir durumu fırsata çevirmek ne kadarda anlamsız değil mi? İnsanlar birbirini öldürürken ben rahat odamda hiç savaşa müdahil olmadığım halde dünyayı kurtaran adam imajı çiziyorum. Benim hakkım ölümdür herhalde.

Bunları içimden geçirmez olaydım. Kapı aniden açıldı, Sarı ve uzun saçları olan koca adam bize korkmuş bir şekilde

"İşler istediğimiz gibi gitmedi Leydi Antoniette!"

"Ne?"

"Kaçmanız lazım."

NOT:Arkadaşlar yorumlarınız ve beğenileriniz benim için çok önemli

NOT2: İtiraf edeyim ki yorumlarınız daha önemli

NOT3: Yorum yaparsanız cidden mutlu olurum.

NOT4: Üstteki notları dikkate alırsanız cidden sevinirim :)

KașifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin