Lucy yerde kanlar içinde yatıyordu. Sarı saçları kızıla dönmüş, kızıl gözü ise siyah ve mat bir renge hapsolmuştu. Ben cansız cesede donmuş bir şekilde bakarken Nisa şaşkın bir sesle
"Neler oluyor burada?!" diye sordu. Arkama yavaşça döndüm ve Nisa'ya gülümsemeye çalıştım
"Sanırım birileri bizi öldürmek için geldi." Diyebildim
Nisa başını iki elinin arasına alıp düşünmeye başladı.
"B...ben anlayamıyorum Fatih Cidden! Her şey rüya gibi..."
"Farkındayım ama atlatacağız sakin ol lütfen."
"Olamam... olamam..."
Nisa delirmiş gibiydi elleriyle sanki başını vücudundan ayırmaya çalışıyordu. Hızlıca yaklaştım ve ellerini ellerimin içine aldım ardından sarılarak
"Sana söz veriyorum seni buradan çıkaracağım."
Ağlamalı bir tonla kıkırdamaya başladı
"Sen... Sen cidden anlamıyorsun Fatih!" sesinde alaycı bir tavır vardı.
"Neyi anlamıyorum?" diyebildim, o ise bana sert bir bakış atarak
"Ben zaten öldüm tek endişem senin de ölmen..."
"Şok geçiriyorsun Nisa, saçmalıyorsun kendine gel sen hayattasın."
Ellerini ellerimden çekti ve sağ eliyle boğazını gösterdi
"Bu kesik izini görüyorsun değil mi?"
"E...evet"
"Sence boğazı kesilmiş bir insanın hayatta olması saçma değil mi?"
Şaşkındım, cevabım yoktu açıkçası bende anlayamıyordum. Titrek bir sesle
"Saçma olabilir fakat..." derken hızlıca sözümü kesti
"Oyun bitti canım... bitti." Ardından hıçkırarak "Burada sanırım sana veda edeceğim."
Ellerini hızla tuttum ve sevdiğim, kaybetmekten en çok korktuğum kişiyi kendime çektim
"Vedalaşmak için çok erken..." derken kapı büyük bir gürültüyle açıldı.
Karşımızda iki tane nefes nefese kalmış kara kapüşonlu adam vardı. Kanlı kılıçlarını kabzalarına koydular ve kapüşonlarını indirdiler. Bunlar Fuat Hoca ve Raven idi. Fuat Hoca bana hızlıca sarıldı ve nefes nefese kalmış bir şekilde güldü.
"Öldüğünüzü sanmaya başlamıştım."
Ardından elimle sağ tarafta cansızca yatan Lucy'i gösterdim. Üzgün bir bakış attı
"O görevi uğruna şereflice öldü." sesinde derin bir soğukluk vardı.
"Burada neler oluyor hala anlayamıyorum!" diye nedensizce haykırdım. Fuat Hoca başını yere eğdi
"Düşmanımızın metafizik aleminden gelen askerleri var..."
Nisa öksürerek
"Cin gibi bir şeyler mi?"
"Denebilir."
Oturduğum yerden fırladım ve bağırarak
"Aman ne güzel!" dedim ardından Fuat Hocanın yakasından tutup "Senle tanışmamayı dilerdim" diyerek geriye ittim.
"Biliyorum. Ben olsam bende hayatımı mahveden biriyle tanışmak istemezdim."
Hala öfkeliydim hem de çok...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kașif
Science FictionKaşif, kendine has anlatımıyla yazılmış Aşk, dostluk, macera, fantezi ve Bilim kurguyu içinde bulunduran bir hikayedir. Ünlü Tarihçi Fuat Kemerli dört öğrencisine bir parşömen hediye eder. Bu parşömeni kullanan dört kişi kendini geçmişte bulacağını...