Bölüm 4

174 40 8
                                    

Bölüm 4

İnsan yarması elindeki balyozla hiç düşünmeden rakibine saldırdı, Mücahit ise kendini yan tarafa atarak derin bir nefes aldı.

"Duanı et yarma şimdi öleceksin!"

"Gel de öldür" dedi, demesine fakat bir "BAMM!" sesi duyuldu ardından adamın patates kafasında iri bir delik açıldı ve kanlar sıçradı ADAM ÖLDÜ. Mücahit kahkahalar attı ben ise olayı tam anlayamamıştım ki elindeki silahı görünce aydınlandım. Mücahit silahı hızlı bir refleksle çekip adamı vurmuştu.

Şimdiye kadar niye kılıçla öldürmeye çalıştı ki?

Ölen adamın arkadaşları öfkeli gözlerle cesedi kaldırdı, Lord Aidan ise şok olmuş bir şekilde Mücahit'e bakıyordu.

"Tanrım sen bizi koru" deyişini duydum ve anladım ki Mücahit bizi de kendini de kurtarmayı başarmıştı. Lordla beraber bir çadıra geçtik ve yerlerimize oturduk.

"Eee Lordum herhalde sınavı geçtim?"

"O kullandığın alette neydi?" diye gürledi Lord

"O alet bana Tanrı tarafından bahşedilmiş bir güç" "Ve bu güç arkadaşlarımda da var" diye ekledi.

"Öyle olsun. Sözümü tutacağım seni yanıma başdanışman olarak alıyorum."

"Sizi hayal kırıklığına uğratmayacağıma emin olabilirsiniz."

Lord sakalını avuçladı ardından

"Söyle bakalım kaleyi nasıl geri alabiliriz?"

"Kaleyi daha görmedim o yüzden fikir vermem doğru olmaz"

"Mantıklı. O zaman sana bir araba hazırlatalım tüccar kılığında kaleyi gez, dolaş kısacası keşfet akşamda bana rapor ver."

"Tamamdır. Arkadaşlarımla hazırlanalım bir rehber eşliğinde gönderirsiniz bizi."

Lord tok bir sesle

"Arkadaşların burada kalsın. Sen ve iki adamım gideceksiniz."

Lanet herif niye kalıyoruz ki?

Mücahit gözleriyle bizi süzdü ve Lorda döndü

"Öyle olsun."

Mücahit yola çıkmadan önce birlikte çadırımıza girdik.

"Bu da ne demek oluyor Mücahit" diye atıldı Melisa

"Hey sakin olun! Sizden tek isteğim sakince beklemeniz ve tetikte olmanız."

İstemeden de olsa "Katılıyorum" dedim. Mücahit şaşkınca kafasını bana çevirdi, gözlerindeki tebessümü okuyamamak için eşek olmak lazımdı.

"Yanınızda benim kadar güçlü biri var korkmanıza gerek yok anlaşıldı mı?"

Senden daha güçlüyüm lanet olası.

İstemsizce kıkırdadım. Mücahit bana yaklaşarak kulağıma kadar geldi ve

"Onlar sana emanet. Ne kadar tartışıyor olsak da sana güvendiğimi unutma."

"Peki Patron" diyebildim ardında Mücahit çıktı.

Mücahit çıktığında çadırda derin bir sessizlik oluştu önce birbirimize baktık ve yine baktık belki de dakikalarca...

Nisa en sonunda sessizliği bozdu.

"O olmadan da başımızın çaresine bakabiliriz. Unutmayın silahlarımız var."

KașifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin